Yıllar Sonra

235 9 0
                                    

Zamanı geldi mi dersin ?
Suçlu olduğuma inandıktan sonra  beni yüzüstü bırakıp gittiğinde, senden elimde kalan tek şey ikimize  ait olan bu  fotoğraf karesiydi. Eğer bunu da yakarsam bilki bu sefer senden tamamen gitmiş olacam.

Odamın kapısının çalmasıyla elimdeki fotoğrafı çekmeceye atmıştım. Genç ve küçük görünen  bir kız başını içeriye doğru uzatarak:
"Müsaitseniz, girebilir miyim ?" dedi, kibarca.
Normalde içeriye destursuz dalan insanlardan sonra böyle izin isteyen birini görmek ister istemez beni mutlu etmişti. " İsminiz neydi ?"
" Melisa..." Bilgisayar ekranda hastanın adını kontrol ettim. Randevulu hasta listesinde bu isimde sadece bir hastam vardı ve oydu.Elimle oturması için sandalyeyi işaret ettim. "Hoşgeldin Melisa!"
Normalde siz diline o kadar önem veren biriyken bu küçük kıza öyle hitap etmek istememiştim. Bu onda bana karşı mesafe yaratırdı ve gerginliğini arttırırdı oysa onun en rahat hissettiği yer burası olmalıydı.
" Hoşbulduk" dedi çekingenlikle.
Tırnaklarıyla oynuyor, bakışlarını masaya öylece dikmiş ve fazlasıyla huzursuz görünüyordu. Psikiyatrik hastalıkların temelindeki belirtilerdi bunlar ama ayırıcı özellikler değildi. Onun dikkatini kendime çekmek için;
" Tek başına mı geldin ?"dedim.
" Evet.."
" Pekala,  biraz kendinden bahseder misin bana?"
Böyle bir soruyu sormadaki amacım, onu tamamen rahatlatmak ve konuşturmaktı. O samimi ortamı oluşturmak zorundaydım.
" Nasıl şeylerden ?"
"Mesela bu hayatta en çok neyi yapmayı seversin ?"
Bu sorum onu birazcık gülümsetmişti çünkü insan yapısı gereği sevdiği şeylerden konuşurken rahatlardı. Sahi sevmediği şeyleri anlatmayı seven var mıydı ?
" Piyano çalmak, dans etmek, müzik dinlemek ve yeni yerleri görmek.." dedi. Cevap verirken uzaklara dalmıştı bakışları, sanki çok önceden yapmayı bırakmış gibiydi. Bir yandan da bunlardan bahsettiği için bile  gözlerinin içi gülüyordu.Duygu karmaşası  yaşadığı belliydi ve artık mücadele edemiyecek bir hale gelmiş olmalı ki buraya gelmişti.
" En son nereyi gezdin ?"
Durgunlaşmıştı sorduğum sorudan sonra.
"En son 14 yaşındayken Muğla'ya gitmiştik."
4 yıl demek...
"Ailen ile mi ?"
" Hı..Hı.."
" Sonra ne oldu da artık gitmediniz ? Ekonomik şartlar mı yoksa ?"
Cümlenin sonunu bilerek öyle demiştim belki de büyük bir kayıp yaşamıştır, birden bire yaşadığı acıya dalmak sağlıklı olmazdı .Ama sorum bakışlarında görmeyi beklemediğim bir tepkiye neden olmuştu, merak. "Neden şaşırdın bakalım ?"
Kendini parmakla işaret ederek,
" Beni tanımadınız mı?" dedi.
O böyle dedikten sonra ister istemez onu incelemiştim. Mavi gözlü, sarı saçla ve kısa olmayan bir boyu vardı ama tanıdık bir sima gibi gelmemişti.
" Tanımam mı gerekiyordu ? Ünlü müsün yoksa ?"
Bu küçük kızın beni şaşırtacağı aklımın ucundan geçmemişti.
" Ailem biraz ünlüdür de" dedi, bundan memnun olmayan bir tavırla. Kendisi sanki aileden değilmiş gibi davranıyordu.
" Madem öyle  sana klişe bir soru sorayım o zaman. Neden özel kliniklere değil de buraya gelmeyi seçtin ?"
Devlet hastaneleri yoğun olurdu ve insanlar sıra beklemekten bunalırlardı. Bu yüzden parası olanların çoğu özel kliniklere giderdi ama bu genç kız burayı tercih etmişti.
"Nereye gitsem beni tanırlardı ama siz beni şaşırtınız" Onu tanımamış olmamdan mutluluk duymuştu, anlaşılan.
" Yani bunun gizli kalmasını istiyorsun. Yanlış anladıysam düzelt lütfen "
" Hayır doğruyu anlamışsınız Dr.Hanım"
Verdiği yanıtlardan anlaşılacağı gibi doktora geldiğinden kimsenin haberi olmasın istiyordu. Bu çoğu kişinin endişe ettiği bir durumdu çünkü insanlar sadece delilerin bize geldiğine inanırlar halbuki olayın aslı bambaşkaydı.
" Anladım, şimdi konumuza dönelim o zaman; ekonomik durumunuz iyiyse madem,neden başka yerleri gezmediniz ?"

"Anlatacaklarım aramızda kalırsa söylerim"

" Elbette bana güvenebilirsin"
Tüm ciddiyetimle dikkat kesilmiştim ona.
" Ayıptır söylemesi biraz cimridirler"
Bunu söylerken kahkahasını da atmayı unutmamıştı, benimle alay etmiş olması rahatsız ediciydi. Onun yanı sıra dışarıda bekleyen onlarca hasta vardı ve süremiz sadece beş dakika kalmıştı.
" Bana anlatmak istediğin başka bir şey var mı ?"
Ses tonumun sinirli çıkmasına engel olamamıştım çünkü bu alanın ikinci yılındaydım ve bazen kendime hakim olamıyordum. Hele ki hastam genç, şımarık  ve ciddiyetsizse. Yüzü utançtan kızarmıştı.
Tırnaklarını yine kemirmeye başladı  ve biraz da endişelenmiş gibiydi.
" Sizi biraz kızdırdım galiba ? dedi.Şu an gözüme o kadar masum görünmüştü ki kıyamadım. Bu tepkisinin altında yatan neden onu ifşalamamdan korkmasıydı.
" Hayır sadece vaktimiz kısıtlı ve sen ana mevzudan sürekli kaçıyorsun. Bunun farkındayım"
Genç olabilirdim ama aptal olmadığımı bilmesini istemiştim.
" Haklısınız ama ben sadece şaka yapmak istemiştim. Özür dilerim" mahcubiyeti sesine yansımıştı.
" Bak Melisa özür dileyecek bir şey yapmadın ki bu yüzden mahçup olmana gerek yok. Bana sadece kendini ve problemlerini anlatman gerek ki seni tedavi edebileyim."
Bir kaçış yolu ararcasına saate baktı;

HÜKÜM GİYDİREN SESSİZLİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin