9

58 7 0
                                    

Sabah sıcacık kollar arasında uyanmıştım. Altay'ın koynunda... bu affedilme işini başarmıştı Altay.
Hava yeni aydınlanıyordu. Kenardaki telefona baktığımda Altay'ın alarmına 2 saat daha vardı. Bende onunla uyumaya devam etme kararı aldım. Hamileyim ben dokanmayın bana yakarım.

Alarm sesiyle uyanmıştık. "Uyu sen güzelim. Açık unutmuşum alarmı." Alarmı kapatıp tekrar sımsıkı sarıldık birbirimize. Boşuna kontrol etmişim alarmı...

Uyandığımda aşağıdan sesler geliyordu. Aşağıya indiğimde Yareni görmemle bana koşup sarılması bie olmuştu. Yaren kız kardeşim bu arada.

"Nasıl büyümüşsün sen ablasının bebeğiii" yanaklarımı sıkmıştı "7 yaşında oldum ben ablaaa" gülümseyip kucağımdan indirdim. "Biliyorum bebeğimmm"

Salona geçip annemle sarıldıktan sonra gözlerim babamı aradı. "Babam nerde anne?" Gözleri yere çevrilmişti. "Saklıyorsan hiç saklama anlat." Yanına oturmam için kaydığında oturdum ve elini dizime koyup nazikçe okşadı.

"Babanı kaybettik."
"Babanı kaybettik."
"Babanı kaybettik."

Hayır.

Yazardan:

Altay Nur'a endişeyle bakarken Nur yüzünü sıvazlamıştı. "İyi demiştin bana! Daha 2 gün önce görüntülü konuştum ben babamla!"

"Nur. Annecim bak sakin ol bebeğini düşün." Herkes Nur'a endişeyle bakarken Nur'un gözleri bahçedeki kardeşini bulmuştu. Babası olmadan büyüyecek bir kız çocuğu...

İnanmak istemiyordu. Ama beklediği bir durumdu. "Yok hayır" Altay yanına gidip elini tuttuğunda Nur titriyordu. Yerinden kalkıp annesi ve Altay'ın ellerinden kurtulduktan sonra mutfağa ilerledi. Soğuk suyu içtikten sonra kendini sıkmaya başlamıştı.

"Sıkma kendini birtanem" kendini Altay'ın kollarında bulduğunda bırakmıştı. Göz yaşlarını kontrol etmeyi reddediyordu. Altay kısa süreliğine onu bırakıp mutfak kapısını kapamıştı.

"Nolur yıpratma kendini bak bebeğimiz için birtanem. Lütfen..."

"Gitmem dedi söz vermişti bize Altay. Yaren napıcak şimdi annem nasıl dayanıcak ben nasıl dayanıcam. Düğünümde babam olmayacak mı benim ben nası yapıcam. Bebeğimi göremeyecek benim babam. Benim bebeğim dedesini görmeyecek böyle olmaz hayır."

Saçlarını okşamaktan başka bir şey gelmiyordu Altay'ın elinden. "Babamı özlemiştim ben..."

Sevgilisinin haline endişeliydi. Onu kucağına alıp odaya götürdü ve yatağa bıraktı. Babasını bir daha göremeyecek bir kız için ne iyi gelirdi ki... Belki de sevdiği diğer adamın sevgisini hissetmesi bir nebze iyi hissettirirdi ona. Hala ağlayan sevgilisini göğüsüme yatırdığında kolları beline sarılmıştı.

Göz yaşları Altay'ın tişörtünü buluyordu. "Biraz uyusan bebeğim..." başını salladığını hissetmişti. "Neden" omuz silkmişti bu sefer.

"Babamı istiyorum." Babasına olan bağını biliyordu. "Bak aşağıdan gelen seslere. Şimdi Yaren hayatı boyunca ne kadar zorlanıcak biliyor musun? Ben tahmin etmek bile istemiyorum." Başını göğüsünden kaldırıp oturmuştu. "Babam konusunda şanslıyız ama Yaren benim kadar şanslı olamadı. Ama ben babamın ölmeyeceğine emindim Altay... herkes ümidi kestiğinde bile emindim. Ve babam beni hiç yarı yolda bırakmadı. Bu ilk oldu Altay. İlk ve son."

Altay sadece dinliyordu. Ona ağlama ve ya üzülme demesi saçma olurdu çünkü.

"Yaren'in arkasında senin gibi mükemmel bir abla var Nur. Annen de öyle. Eksikliğini hissettirmeyeceksiniz biliyorum bazen o da özleyecek ama. En azından eksikliğini dolduramasa bile bu eksiklik onu kötü etkilemez."

"Babam beni çok farklı yetiştirdi... Ben Yaren'in de öyle yetişmesini istedim hep... ama babam hastalandığından beri yaren sadece hastane koridorlarında oyun oynadı." Altay'ın gözleri dolmak istese de Altay buna izin vermiyordu. Adeta göz kapaklarıyla savaş içindeydiler.

"Annende sende onu öyle güzel yetiştireceksiniz ki..." gülümsemişti Nur kısa bir süreliğine. "7 yaşında teyze olucak resmen. Kardeş gibi büyürler." Altay da gülümsediğinde Nur'un yanağını okşamıştı. Kapının çalmasıyla duydukları sese tekrar güldüler. "Ablaaa gelebilir miyimm!" Göz yaşlarını sildi.

"Gel ablacım!" İçeri giren minik bedene kollarını açmıştı ikiside. Yaren ortalarına oturduğunda Nur uzun bir öpücük bırakmıştı Yaren'in saçlarına. "Abla babam'ın meleklerin yanına gittiğini biliyo musun?" Gözleri tekrar dolmuştu ikisininde. "Biliyorum bebeğim... Babam sonsuza kadar mutlu olucağı bir yerde."

"Artık hiç canı acımayacakmış" başını salladı kardeşine "evet güzelliğim." Yaren ablasına sarılmıştı. "Beraber uyuyalım mı abla? Sen babamla aynı kokuyosun." Sım sıkı sarılmışlardı birbirlerine. Altay onları yalnız bıraktığında birbirlerine sarılmış halde uykuya bıraktılar kendilerini.

Oluru varHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin