12

58 5 4
                                    

Bugünü de evde geçirmiştik. Tabii Altay'ın damatlığı da eve gelmişti. Davetiyeler söylediğimiz adreslere ulaşmış ve düğün hazırlıkları neredeyse tamamlanmıştı. Bu sefer dağılıcağımız bi durum yoktu. Altaya güveniyordum çünkü.
Çünkü...

Çünküden sonrasını getirememiştim. "Neden güveniyorum?"
"Efendim?" Sesli düşündüm kahretsin!  "Hiç" başını sallayıp telefonuna geri döndü. Gerçekten bir daha hata yapmayacağına yüzde yüz emin miyim. Emin olmalıyım. Ama ya yaparsa? 

"Altay" gülümseyerek yüzüme bakıp telefonunu kapadı. "Söyle birtanem kaç dakikadır düşünüyordun zaten." Ufaktan gülümsedim.

"Biz şimdi evleniyoruz. Peki ya tekrar eskisi gibi olursa?" Kaşları çatılmıştı. Bir süre bekledikten sonra elimi tuttu. "Asla Nur. Ben o hatayı tekrar yapamam. Ne senden ne de bebeğimizden ayrı kalamam güzelim. Öncesi için ne kadar özür dilesem az kalır biliyorum. Eskiyi silemem. Ama unutturabilirim." Buruk bir gülümseme yerleştirdim yüzüme. "Benden şüphe etme." Başımı sallayıp sarıldım. Galiba güvenmeliyim.

Zaten başka bir limanım yok...

Babamdan başka kimsem yok diye düşünürken Altayı kazandım. Bu sefer babamı kaybettim.

"Ben babamı özledim." Derin bir nefes alıp daha da sıkı sarıldığında göz yaşlarımı tutmayı istemedim. Tutmadım da zaten. "Güzelim... bak biliyorum tarif edemeyeceğin bi acı. Benim de anlayamayacağım bi acı sana ne desem boş kalacak belkide. Ama baban bebeğini düşünüp üzülmemeni isterdi değil mi? Hem senin için hem de bebeğimiz için." Haklıydı.

"Kendimi tutamıyorum ki. Bu gelinlikle babam beni..."

Beni gelinlikle göremeyecekti. Bebeğimi göremeyecekti. Altay ellerini saçlarımda gezdirirken göğüsünde sessizce ağlamaya devam ediyordum.

"Güzelim. Hadi gel yukarı çıkalım. Sen biraz uyu." Tepki vermemiştim. Karnıma giren sancı nefesimi kestiğinde elim hızla kalbime gitmişti. "Nur?" Diğer elim karnıma baskı yaparken nefesimi kontrol etmeye çalışıyordum. İçerden hızla su getirdiğinde küçük bi yudum alıp başımı geriye yasladım. Sancım hala devam ediyordu. "Sancı mı?"

"Hastaneye gidelim mi Nur?" Başımı olumsuz anlamda salladığımda elini başıma koyup ateşimi kontrol etti. "Ateşin var senin. Hastaneye gidiyoruz."
Tepki veremeyecek kadar sancı çekiyordum. Bütün vicudumu saran ağrı hareketimi kısıtlıyordu. Beni kucağına alıcakken sıkıca kolunu tuttum. "Gerek yok biraz otursam geçer." Korkulu gözleriyle bakıyorken tuttuğum kolunun titrediğini hissedebiliyordum. "Olmaz bak kötü gözüküyosun gidelim ısrar etme."
Başımı salladım. "Azalıyo." Dudaklarını ısırıyordu.

Sancı biraz daha kendini saldığında rahatlamıştım. Artık sadece karnımda ufak bir acı hissediyordum.
"İyi misin?" Başımı olumlu anlamda salladım. "Geçti..."

Başımı göğüsüne yaslayıp sıkıca sarıldığında gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. "İyiyim. Titreme artık." Benden daha çok telaşa kapılmıştı.

"Korktum çünkü" saçlarımı okşuyordu. "Normal bişey bu. Doktorda sancılarımın fazla olucağını söyledi zaten." Uzun bir nefes bıraktı seslice. "Uyumak ister misin." Başımı olumsuz anlamda salladım. "Saat kaç?" Telefonuna bakıp cevapladı "11 olmuş." Kumandayı elime alıp bacaklarımı kendime çektim ve Altay'ın göğüsüne yatmaya devam ettim. "En son izlediğimiz dizinin sezonunu bitirdik mi biz?" O anda elini belime dolayıp bedenimi kendine daha da yakınlaştırmasıyla cevabını duyamamıştım. "Hı?" Yüzüne baktığımda gülümsüyordu. "Bitirmedik güzelim. Sen hepsinde uyudun zaten." İçimdeki bütün romantikliği soldurdun Altay saol.

Kaşlarımı çattım "hamileyim ben."
"Evet! Hamileyiz biz" dediğiyle gülüp televizyona döndüm. Diziyi başlatıcakken hızla kalktım. "Cips var mı?" Başını salladı "sen otur ben getiriyim" mutfağa gittiğinde peşinden gittim. Boy farkımız bazen komik dursa da kısa olan ben değildim. Altay çok uzun. 168 gayet ideal boy yani bacım!

İçecekleri doldurup salona götürdükten sonra mutfakta kendime özel çikolata zulam aklıma düşünce sinsice gülümsemeye başladım. "Aklından ne geçiyo yine?" Altay da aynı gülümsemeye büründüğünde parmağımla gel işareti yapıp mutfağa gittim. Dolabı açtığımda yere oturup aralarından seçim yapmaya çalıştım. "Nur bunlar az olmuş güzelim. Sen en iyisi fabrikayı al."

"Susar mısın konsantre olamıyorum!" Gülümseyip sustuğunda 2 çikolata alıp salona geçtim. Sırtımı Altay'ın vücuduna yaslayıp izlemeye başladım. Elimi tutarken ikimizin de eli karnımdaydı ve ayrıca ikimizde baş parmaklarımızla karnımı okşuyorduk.

Kitap sıkıcılaşmaya mı başladı🫠🫠
Neyse daha düğünümüz varrrr ve benimde sizden bir ricam var aslındaa. Benim kitaplarım tarzında okuyabiliceğim Altay konulu kitaplar varsa bana gönderebilir veya önerebilir misiniz🥹 bir çoğunun temasını beğenmiyorum okuduğum en iyi kitabı bitirdim keşke hafızamdan silinse de tekrar başlasaaaammm

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 07, 2024 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Oluru varHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin