12

47 2 10
                                    

sonunda evime geldigimizde poyraz bana kısa bi bakıs attı. "yine görüşürüz." hafifce gulumsedim. "görüşürüz." goz kırptı ve gitti. ben de rahat bi iç cekip iceri girdim.

iceri girer girmez direkt annemle karsılastım. yemek yapıyordu. beni gorunce duraksadı. "oh sonunda geldin. yukarıda misafirin var bu arada. yakın arkadaşınmıs. odanda seni bekliyor."
bu misafirin yuzsuz lale olabilecegi olasiligni dusunerek hemen odama kostum. iceri girdigimde ismail yatağımın uzerinde oturuyordu.

"sonunda." oturdugu yerden kalktı. "ne isin var senin burada? ne istiyorsun?" kaşlarını çattı. "sanki partide arkadaşınla öpüşen benmişim gibi davranıyorsun."
"ne farkın var ismail? çık odamdan." parmagımla kapıyı işaret ettim. elimi tuttu ve indirdi.

"konuşmak için geldim. konuşacağım."
kollarımı doladım ve ona konusması icin fırsatı verdim. "dinliyorum? mazeretlerin güzel olsa iyi olur."

"osman sana ne anlattı bilmiyorum ama o kızla aramda hiçbir şey yok. eskiden bir şeyler yaşadık ama o kadar önceydi ki artık önemi bile yok. seni veya gururunu incitecek hiçbir şeyi bilinçli olarak yapmak istemedim. anlıyor musun?"

ona inanmayı o kadar istiyordum ki.. bi yandan da hicbirine güvenemeyecegim gercegi icimi yiyip bitiriyordu. "peki." agzımdan sadece bu cıkabıldı. aslında cok fazla sey soylemek istiyordum ama hicbirine enerjim yoktu.
ismail gucenmis veya alınmıs degildi. sanki soylediklernin benim icin ne hissettirdigini cok iyi anlıyordu. bu konuda ona minnettardim. "peki." geri cekildi ve odadan çıkmak uzereydi. ama bi anlık durtuyle onu kendime cektim ve optum. bunu gercekten yapmak istiyor muydum bilmiyorum ama icimden öyle gelmisti.

sasırdı, bi an dondu kaldı. ama sonra bana karsılık verdi. sonunda ayrıldıgımızda gulumsedi. "o zaman bunu anlaştık olarak algılıyorum." gözleri dudaklarımdan birden boynuma kaydı. eski bicak ızının oldugu yere. parmagını uzerıne goturup hafifce bastırdı. "geçmiş, güzel. ama biraz iz kalacak." parmagını hafifce yana kaydırdı. 

napmaya calıstıgını anlıyordum. ama bugun bunun ıcınde hic enerjim yoktu. kolunu tuttum ve durdurdum. "eve ismail." güldü. "görüşürüz cadı." sonunda odadan cıkıp gittiginde rahat bi nefes verdim.
kendimi yataga atıp poyrazı dusunmek icin bolca vaktim vardı😈

----------------------

bugun hic ise gidesim yoktu. ama daha ikinci gunden isi asamazdım. sonucta pc almak istiyorsam mecburen o meybuzları satacaktım. hemen dolabımı actm ve uzerıme biseyler aldım

 hemen dolabımı actm ve uzerıme biseyler aldım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

aynada kendme baktım. oldukca sık ve cute olmustım. evden cıktım.  ve is yerime dogru yol aldım.

ben yolda giderken birden bi kol beni ara sokaga cektı. bu yuzsuz gavat osmandı. "osman? napıyorsun amk? bırak beni."
kolumu cekistiriyordum. ama o birden bilegimi oyle sıktı ki yerimde dondum kaldım. "dinleyeceksin. çünkü sana başka türlü laf anlatamıyorum zeynep."

"peki ne istiyorsan anlat ama once cek su elini!" bunu demem uzerine sıktıgı bilegimi bıraktı. "ben o kızı öpmedim tamam mı? o öptü. sonra biri geldi sanki o anı bekliyormuş gibi fotoğraflarımızı cekmeye basladı. benim suçum yok." bahanesi bana cocukca ve komik gelmisti. "osman o kadar umrumda degil ki. bana acıklama yapmak zorunda degilsin. optuysen optun? bana ne?"

"öyle mi zeynep? umrunda değil yani." dediklerimi anlamamıştı sanırım. "değil osman. ikinizde beni alakadar etmiyorsunuz artık. artık eski en yakın arkadaşımı istedigin her yerde öpebilirsin gonul rahatlıgıyla. sikimde degil." cevabını beklemedim ve onu orda oylece bırakıp gittim. aptalca bi bahaneydi. besbelli yalan söylüyordu. onun için ne ifade ediyordum ki gelip bide bana açıklama yapıyordu?

--------
iş sonrası hava hafif kararmıştı. bende kafamı dinleyip rahat rahat sigara içmek için eski bi binanın çatısına cıktım. sehirin ısıkları ve manzarasıyla tüttürmek, bugun icin en konforlu planımdı.

yere oturdum ve cakmagı cebimden cıkarıp dudaklarıma götürdüğüm sıgarayı yaktım. bi nefes alıp üfledim.

"gerçekten sigara içmek için güzel yer seçmişsin." pahalı parfüm kokusu ve o erkeksi kadife sesi duyunca arkama baktım. bu poyrazdı. yüzümdeki şaşkınlık onu tatmin etmiş gibiydi. "sen hep böyle ummadık yerlerden çıkacak mısın poyraz bey?"
yanıma oturdu ve elimdeki sigarayı alıp dudaklarına götürdü.

"yanlış anlama, seni takip etmemeye ve ana ilgi alanım yapmamaya çalışıyorum. ama sen böyle dikkat çekici olunca kendime hakim olamıyorum." bu beni daha cok şaşırtmıştı. "ne yani beni takip mi ediyorsun? sapık falan mısın?"

"hey, o kadarda değil. sadece bazen. denk geldiğimizde."
duraksadı ve yuzume baktı. "korktun mu?" aksine korku veya baska bi negatif duygu hissetmemiştim. "hayır, bilmiyorum... korkmadım sanırım." rahatlamış gibi gevşedi. "iyi."
arkasında sakladığı birayı çıkardı. "al."

"bira içmem ben." elimle ittirdim. "dene bi, bu güzel."
ısrarına daha fazla karsı koymak istemedim ve biradan bi yudum aldım. benim öncek denedigim biralar gibi degildi. tadı daha yumusaktı ve hoştu. "nasıl beğendin dimi?"

"beğendim... sadece başım ağrıyor, ondan biraz huysuzum."
"hmm... ilaç falan yok mu yanında?" biraz düşündüm.
"çantamda olması gerekiyor, şu arkadan verebilir misin?"
hiç düşünmeden ayaga kalktı ve cantamı alıp geldi. içinden ilacı cıkardı ve eline koydu.

-arkadaslar tuhaf seyler var uyarı ⚠️-

biraz bekledi ve bana baktı. sonra ilaci dilinin uzerine koydu. napacagımı direkt anlamıs olmam beni utandırmıstı.
ona dogru egildim ve dillerimizi buluşturarak ilaci aldim. yutmak icin biradan bi yudum aldım ve utancla geri cekildim.

"allahım..." güldü. "ne o? utandın mı?"
"hayır ne utanması?"
"yüzün öyle demiyor ama, kıpkırmızı olmuşsun."
elimle yuzumu kapattım. sanki az once yasananları beynimden silecekmis gibi oylece durdum.
elini bileklerime goturdu ve yuzumden cekti. "bana bak"
dedigini yaptım. "utanınca daha güzel oluyormuşsun. böyle jestler yapmak lazım demek ki."

sakacasına koluna vurdum. "sus!"

-----

bisuredir poyrazla sohbet ediyorduk. ardindan birden telefonu caldı. "bakmayacak mısın?" cebinden telefonunu çıkardı ve ekrana baktı. "kimmiş?" arayan kişinin ismini gorunce hemen actı ve bana sus isareti yaptı.

"dediğimi yaptınız mı?" duraksadı ve karsıdaki kisinin cümlesini bitirmesini bekledi.
"bi sikimi de bensiz becerseniz olmuyor değil mi? her seferinde götünüzü toplayacak birine ihtiyacınız var." onu ilk drfa bu kadar sinirli goruyordum. beni biraz korkutmustu.
"tamam kapat, geliyorum."
ardından telefonu kapattıve elini sacına götürüp mahcup bi sekilde soyledi, "bunun için özür dilerim. gitmem gerekiyor. seni evine bırakayım mı?"

"yok, git sen... ben biraz daha kalacagım."
ceketini giydi. "peki, geç kalma. söz buny telafi edeceğim."
dedi ve gitti...

DEVAM EDECK..

kelebek • ffHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin