poyraz'a saskın bi sekilde baktim. bu anin hic bitmemesini istiyordum ama annem bir anda eve gelebilirdi. ve beni tanimadagi bi erkekle sarmas dolas gormesi isteyeceğim son seydi.
"cok tatlısın ama olmaz poyraz. annem gelir birazdan. hem o yaraya ragmen nasıl hâlâ böyle seyler düşünebiliyorsun?" geriye cekildim.
arkasına yaslandı. "ne olmuş? biraz kafamı dağıtacaktım." dediğine gülümsedim. "burada mı kalacaksın?" cebinden sigarasini çıkardı ve yakıp derin bi nefes cekti. "kalmak isterdim ama yapamam, annen yüzünden." biraz zorlanarak yattıgı yerden dogruldu ve üstünü düzeltip ayaga kalktı."eve mi gideceksin?" bana baktı. "evet, yardımın için teşekkürler. karşılığını kesinlikle alacaksın. bir şey söylemek için ağzımı açtım ama sonra vazgeçtim. "iyi geceler zeynep." arkasını döndü ve gitti.
bende odama gittim ve yatağa girip gözlerimi kapattim.
-----
gözüme gelen delici gunes isinlariyla uyanmıştım. annem sabahın bu saatinde odama girmiş perdeleri acmıstı. "anne napıyorsun amk" uyandığımı görünce bana baktı. "sonunda, kalk. gec kalıyorsun." bunu demesi uzerine hemen saate baktim. sandigim kadar erken degilmis.
12:42
icimden kufur edip hemen ayaga kalktım ve elimi yuzumu yıkayıp kombin sectim. (klasik tayt crop)
kahvaltı yapmadan hemen evden cıktım. iş yerime doğru giderken bugun basima baska ilginc seyler gelmemesi icin dua ettim. dun yasananlar bile bana fazlasıyla yetiyordu. poyrazı dusundugumde biraz durakladım. acaba suan nasıldı? hemen telefonumu cıkardım ve ona mesaj attım.*zeynep: poyraz
nasil oldun?*tabii ki bana anında cevap vermesini beklemiyordum. suan ne yapıyor olabileceğine dair binlerce ihtimal vardı. telefonu kapattım ve cebime koydum.
is yerime cok az kalmıstı ki birden gozume bi ev takıldı.
burası eski arkadasım ecemin eviydi.
o tasındıgından beri hic konusmamıstık. neredeyse 5 yıl oluyordu. ne o beni, ne de ben onu aramıstım.ama terk edilen ve bos olan bi eve gore fazla hareketliydi. biraz daha yaklastım ve pencerelerin acık oldugunu gordum. evin onunde beyaz bi araba vardı. bu onların arabasıydı. demek ki sehire yeniden tasınmıslardı. gidip selam vermeye karar verdim. zaten yeterince gec kalmıstım.
evin kapısına yaklasınca bikac kez tıklattım. bi sure bekledm, sonra kapıyı kısa küt saclı bi kadın actı. bu ecemin annesiydi. beni gormeyi beklemedigi kesinlikle acıktı. onceden de ecemin annesi beni cok severdi, bayagı iyi anlasırdık.
bana bakti ve gulumsedi. "zeynep, merhaba. ne kadar büyümüşsün?" gülümsedim. "merhaba sedef abla. cok uzun zaman oldu."
biz ufak ufak konusurken arkadan ecemin geldigini gormemistim. beni gorunce hemen ustume kostu. "zeynep!!!"
biraz ozlem giderdik. ecem bana nazaran neredeyse hic degismemisti."gitmem gerekiyor, ama sonra kesinlikle bulusuruz." birbirimize telefon nomızu verdik ve ben evden cıktım.
ise gitmek icin oldukca gec kalmıstım zaten. bu yuzden gunun kalanını kendime ayıracaktım. biraz kafa dinlemek icin hep gittigim o banka gittim.
banka oturdum ve denizi izlemeye basladım. her zmaan oldugu gibi yine bana huzur veriyordu. sigaramı icerken etrafi izlemye o kadar dalmıstım ki yanıma birinin oturdugunu bile anlamadim.
"sonra konuşuruz demiştin. şimdi konuşabiliriz sanırım. o kişisel koruman yanında değilse tabii." kafamı cevirdim ve osman'ı gördüm. "gerçekten bi an için kafamı dinleyemeyecek miyim ben?" kalkmak için yeltendim ama elimi tutup beni durdurdu. "konuşalım, dinle." düne nazaran oldukça sakindi. pes ettim ve yanına oturdum. "tamam, söyle osman. ne anlatacağını merak ediyorum."