16.bölüm: ÇOCUKLUĞUMLA YENİDEN

35 5 0
                                    


🦋🦋🦋
Keyifli okumalar dilerim..

Bu bölümde Sarmalayanlardan bir bölüm okuyacağız.

Oy verip kitapla ilgili düşüncelerinizi belirtirseniz çok mutlu olurum. Satır arası yorumları okurken çok mutlu oluyorum ve bu yazmam için bana motive oluyor.

🦋🦋🦋

Bursa, Sarmalaylanlar, yaz...

Hayatın yanlışları bizi garip bir şekilde yönlendiriyordu. Sen kazanıp yola devam etmek isterken. Kaybedip bataklığa gömülüyordun. Ama tenine her değen çamur sende iz bırakıyordu. Hayır! Bu iz seni belki biraz kirletiyordu ama seni en iyi şekilde de büyütüyordu.

Bir, iki, üç; Yanlışları yok say.
Bir, iki üç; Hata yapmaktan kaçın.
Bir, iki, üç; Hayat seni yönlendirsin

Üç, iki, bir; Yanlışları kendi doğrun gibi kabullen.
Üç, iki, bir; Büyümek için hata yap.
Üç, iki, bir; Hayatı kendin yönlendir.

Bir, iki, üç; Atış!

"Tebrikler tam on ikiden." Alkış sesiyle başımı kaldırıp, beni birazdan övgu yağmuruna tutacak Ayber'e baktım. Sarı saçları yine dağınıktı ve üzerinde sadece iri bedenini saran siyah askısız bir t-shirt ile aynı renk şort vardı. Gerçi Bursa'nın sıcağına bakıldığı zaman bu oldukça normaldi.

"İşine bak Ayber!" Dedim onu tersleyerek. Beni rahat bırakmasını istiyordum. İki dakika başımı rahat bırakmıyorlardı ve bu oldukça can sıkıcıydı.

Ayber onu terslememi zerre takmamıştı. "İşim sensin desem çok mu klişe olur." Demesiyle midemden boğazıma bir kusma hissi yükselmişti. Benimle uğraşmasa olmazdı dimi. Ona gözlerimi devirip, sırtımı döndüm. Bugün sinirlerim yeterince bozuk değilmiş gibi bir de bununla uğraşıyordum.

Ya sabır!

Elimde ki silahı yanımdaki küçük masaya bırakıp, çıkmak için kapıya yöneldim. Buraya daha çok kafa dağıtmak ve vakit geçirmek için gelirdim. Ben dışında pek gelen olmadığı için sesizlik hakim olurdu. Ve bu ihtiyacım olan şeydi. Ama Ayber bunu öğrendiğinden beri peşimi bırakmıyordu. Abimde bir haftadır görevde olduğu için -ki bu gizli görevin ne olduğunu ben bile bilmiyordum.- Ayber daha çok etrafımda pervaneydi.

"Görev var Avcı." Ayber'in sözleriyle ayaklarım çivi gibi yere sabitlendi. Yavaşca ona döndüm. Duyacaklarımdan pek memnun kalacakmış gibi hissetmiyordum şu an. Bu aralar sakindi ortalık ve abim gelene kadar bana görev vereceklerini düşünmemiştim. Çünkü çoğunlukla abimle hareket eder, onun doğrultusunda görev ilerlerdi. Bunun yanında bazen ekipten de bir kaç kişi olurdu. O yüzden Ayber'in söylediklerine biraz şaşırmıştım.

Dikkat çekmemek için düz sesimle, "Ne görevi?" Diye sordum. Sakinliğime şaşıran Ayber, "Şaşırmadın mı? Sonuçta Sobra abinsiz sana görev vermez." Dedi. Duygularımı asla dışarı yansıtmazdım ben. İçimde ne fırtınalar koparsa kopsun, dışımda sesiz bir liman gibi görünürdüm.

"Sobra bu." Dedim aynı sakinlike. "Şaşırtır."

"Sobra; Karun Uran.

GECEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin