O kadar çaresiz hissetmiştim ki dudaklarımdan "gitme benden" çıkmıştı.
Kocaman ellerini yüzüme koyup bilinçsizce akan göz yaşlarımı sildi.
"Asla" dedi güven veren sesiyle "gitmem senden" dudaklarımı öpmeden önce söylediği son sözlerdi. Ve ben buna t...
Çocukken her şey ne kadar da kolaydı. Beyin bize söylenen her yalanı sorgusuz kabul ediyordu. Yaptıklarımızdan hiç bir zaman pişman olmuyor aynı şekilde sorumluda olmuyorduk.
Annem ben küçükken yapamayacağın şeyin sorumluluğunu alma derdi. Zamanla o şey yük olurmuş çünkü insana.
Ensemdeki rahatsız edici ağrı ile birlikte gözlerimi araladım. Dışardaki karanlık havayı görünce istemsizce kaşlarımı çattım. Ensemdeki ağrı şiddetlenince yataktan kalkıp, komodinin içinden ağrı kesici kutusunu aldım.
Tam o anda aşağıdan gelen seslerle irkildim. Büyük bir ihtimalle Vural hâlâ evdeydi.
Elimdeki ilaçla odadan çıkıp, aşağı mutfağa ilerledim.
Mutfağa girer girmez ağzım şaşkınlıkla aralandı. Gördüğümün bir hayal mi? Yoksa beynimin bana oynadığı bir oyunmu diye düşündüm.
Karşımdaki yemek masasının üzerinde bir kaç çeşit yemek vardı. Ve Vural elinde bezle, fırından kızarmış eti çıkartıyordu.
Burnuma dolan kokularla beraber karnımın ne kadar aç olduğunu fark ettim.
Bu olanlar gerçekmiydi. Vural yemek mi yapmıştı şimdi?