4. bölüm " Asi'siz nefes alamayan Alaz"

1.3K 72 113
                                    

Bir kaç saat önce

Duydukları, Alaz'ı buz gibi yapmış, kımıldamaz hale getirmişti birkaç dakikalığına. Düşündü, düşündü ve daha fazla düşündü. Sonunda, aklına gelen oyunu perdelemeye karar verdi. Genelde doğruları söylerdi herkesin yüzüne, bu da karşı taraf için en nefret edilen huyuydu. Bu seferse, biraz babasının, biraz da dedesinin yolundan ilerleyecekti. Kısmen doğru ve kısmen onun işine gelecek yalanlarla yolunu temizleyecekti.

Kafasını kaldırıp odadakilere baktı. Bu odadan çıkmak öncelikli göreviydi ve oyunun ilk perdesi başladı.

"Bakın, her şey gerçekten çok karışık ama siz bana güvenirseniz, hallolacak," dedi en masum yüzünü takarak.

Neslihan ve Serhan birbirlerine bakıştılar, ne diyor bu dercesine. Rüya ise kendini kurtarmak için yine bir işler peşinde olduğunu düşündüğünden oflayıp kafasını iki yana salladı.

"Öncelikle, o kızdan şikayetçi falan değilim." Öldürse gıkım çıkmaz, bu bizim özelimiz size ne demek istesede bu kısmını kendisine sakladı.

"Ne saçmalıyorsun oğlum? Kendine gel, ne demek şikayetçi değilim?" Serhan'ın sözlerine bu sefer Neslihan da destek verdi, "Oğlum, ölüyordun az daha, nereden çıktı bu?"

Alaz iki muhteşem ebeveynine baktı, sonra da Rüya'ya dönerek, "Sen niye konuşmuyorsun Rüya’cım? Bence sen de katıl. Nede olsa oradaydın, hı?"

Genç kız, Alaz'ın ne demek istediğini şimdi anlamıştı. Önce neden tanımadıkları bir sokak kızını önemsediğini anlamadı. Alaz, bu hiç kimseyi umursamayan bencil ve kibirli biri, şimdi ne olmuştu da canını yakan biri için onu suçluyordu?

"Rüya kızım, ne diyor bu?" Neslihanın sorusuyla ona döndü.

"Şey, Neslihan teyze, ben zaten polise anlattım. Tam olarak ne olduğunu anlamadan Alaz kıza sarıldı, sonra da bir anda bıçaklanıp yere düştü." Diye açıkladı.

"E ne demeye çalışıyorsunuz şimdi yani, kız suçsuz mu?" dedi ve devam etti sinirli bir şekilde Serhan, "Bu hiçbir şeyi değiştirmez. O kız seni bıçakladı ve neredeyse ölüyordun. Bu benim için yeterli."

"Bıçaklamadı, kazaydı ve ayrıca burada suçlu varsa, benim farkında mısınız?" Alaz kendi kontrolünü kaybetmek üzereydi. Son kozunu oynadı, "Hem eğer polis biraz araştırırsa, sadece kızın değil, benim de sonum pek iyi olmaz. Haplıydım, bunun ortaya çıkmasını falan mı istiyorsun baba?" Baba kelimesi dilinde ekşi bir tat bıraktı, bu kelimenin anlamını taşıyan kişi ne çok hayatına zarar vermişti.

Serhan anlamıştı, oğlu kendini kurtarma derdindeydi. Sevindi, işte benim oğlum bakışı attı, "Öyle bir şey olmayacak ama sen şikayetçi olmayacaksan tamam, biz aradan çekileceğiz. Zaten şikayetçi olmasan da o kız kolay kolay hapisten çıkamaz."

Alaz anlamaz gözlerle baktı, "Ne demek çıkamaz?"

"E oğlum, adam yaralama öyle kolay bir olay mı? Biz davacı olmasak bile kamu davası var bu işin. Bu ülkede suç işlemek o kadar kolay mı?"

Kolaydı, Serhan Taklacı için çok kolaydı. Yıllarca yapmıştı ama Ası suçsuzken içeri mi girecekti? Hayır, asla izin vermezdi buna. Alaz, bu işi bu odadakilerle çözemeyeceğini anladı. Kendisine daha güçlü bir müttefik lazımdı. Tabi önce bu yataktan ve odadan kurtulmalıydı.

"Anne, acaba artık ellerimi çözer misiniz? Bak iyiyim, kendimdeyim, sizi de hatırlıyorum." Neslihan şüpheyle oğluna baktı, konudan konuya atlıyordu ama durumu iyiydi. Yaklaşıp ellerini çözdü.

Alaz ellerinin çözülmesiyle yataktan kalkacakken annesi izin vermedi, "Nereye gidiyorsun? Geri yat, yaralısın. Ayrıca yaran iyileşsin, tedavine başlayacağız hemen."

Gelecekten Geçmişe Bir Şans Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin