özel bölüm " Güneşin hikayesi"

1.3K 29 116
                                    

Selam
Bu bölüm ikinci özel bölümümüz son bir tane kaldı

İyi okumalar

***

Huzur neydi? Huzur, küçük bir kız çocuğunun evin içini dolduran şen kahkahalarıydı. Küçük kız evin içinde oraya buraya koşturuyor, annesinin onu yakalamasını istiyordu. Kadın sonunda yorgunlukla söylendi:

"Güneş ama yeter kızım, ben çok yoruldum. Hadi gel tokalarını çıkaralım da uyu, yarın yine takarız ha kuzum? Vallahi yoruldum."

Kız ise itiraz etti: "ya ama anne, banane! Ben tokalarımı çıkarmak istemiyorum, böyle uyusam."

"Olmaz kızım, sonra kafan acır."

"Yakalarsan çıkarırsın!"

Kadın, kızının enerjisine karşı çoktan pes edip kendini koltuğa attı. Yorulmuştu baya hem yaşı hem de fazla kilolarıyla Güneş’e yetişmek mümkün değildi. Sonunda kız, annesinin onu kovalamayı bırakmasıyla "Ben kazandım! Ben kazandım!" diye bağırıp, "Bu gece böyle uyuyacağım," dedi.

Kadın pes ederek "tamam" dedi. O an Güneş büyük bir sevinçle annesine sarıldı. Kadın inanamıyordu; ne çabuk büyümüştü küçüğü. Yakında altı yaşında olacaktı. Onu bulduğu gece el kadar bebekti; şimdiyse okula başlayacaktı. Zaman ne hızlı akmıştı öyle...

Güneş’in kahkahaları evin her köşesini doldururken, kadın bir yandan mutluluk, bir yandan da gurur duyuyordu. Güneş’i bulduğu geceyi ve o anki duygularını hatırladı. O an, hayatının en zor kararını vermişti ama şimdi Güneş’in kahkahalarıyla dolu bir evde, her şeyin en doğru şekilde geliştiğine inanıyordu.

Güneş, annesinin kucağında uykuya dalarken, kadın ona sarıldı ve kendi kendine düşündü: “İyi ki varsın, iyi ki hayatıma doğdun, Güneşim.”

Sabah erkenden kadın uyanmış, ev işlerini bitirip baklava pişirmeye başlamıştı. Güneş'in en sevdiği fıstıklı baklavayı yapıyordu. Güneş de annesi gibi oldukça iştahlıydı; hafif tombul yanakları ve küçük bir göbeği vardı. Gece rüyasında bile yemek sayıyordu.

Kadın, mutfakta hamuru açarken gülümsedi. Kızının yemek sevgisi, ona hem eğlenceli hem de sevimli geliyordu. Güneş, yemek yerken gözleri parlıyordu ve annesi bu küçük ayrıntıyı her zaman fark ediyordu.

Baklavanın şerbeti kaynarken, kadın Güneş’i uyandırmak için odasına yöneldi. Kapıyı açtığında, küçük kızın yatağında yüzüstü yattığını ve mışıl mışıl uyuduğunu gördü. Yanakları hafifçe pembeleşmişti ve bu görünüşüyle bile ne kadar iştahlı olduğunu belli ediyordu.

Kadın, Güneş’in yanına oturup onu yavaşça uyandırdı.

"Günaydın, küçük hanım," dedi gülümseyerek.

Güneş, gözlerini açıp annesine baktı ve uykulu bir sesle, "Günaydın anne," dedi.

"Bugün senin için fıstıklı baklava yaptım," dedi kadın. "Hadi, kalk da güzel bir kahvaltı yapalım, sonra da baklavamızdan yiyelim."

Güneş’in gözleri parladı. Hemen yatağından kalkıp annesinin boynuna sarıldı. "Anne, sen dünyanın en iyi annesisin!" dedi heyecanla.

Kadın, kızının mutluluğunu gördüğünde içi huzurla doldu. Beraberce mutfağa gidip güzel bir kahvaltı hazırladılar. Güneş, annesiyle birlikte sofrada yemek yerken sürekli baklavanın pişmesini bekliyordu.

Kahvaltı bittikten sonra kadın, baklavayı fırından çıkardı ve şerbetini döktü. Güneş, sabırsızlıkla beklerken, annesi baklavayı dilimleyip tabağına koydu.

Gelecekten Geçmişe Bir Şans Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin