10.BÖLÜM

77 7 9
                                    



ÖLÜ RUHLAR DÖNGÜSÜ


10.BÖLÜM


"💎"



Bir kalpten daha hızlı atmaya başlayan şah damarımın üstündeki okun ucu, daha sert batırılmaya başlandığında, havaya kaldırdığım ellerim kontrol edemediğim bir şekilde titremeye başladı. Beni taşıyan bacaklarımdaki kanın hepsinin bir anda çekildiğini hissetmiştim ve birazdan beni taşıyamayacak güçsüz düşüp, yere yığılmama neden olabilirdi.

"Kimsin sen?" diye sordu arkamdaki kişi yeniden.

Sesindeki öfkenin karşılığını tenime batırdığı oktan anlıyordum. Oku yavaşça şah damarımın üzerinden sürüyüp, enseme doğru götürdüğünde, dudaklarımdan kesik bir nefes dışarıya firar etmiş, gözlerimi kapamıştım aynı hızla. Sürüdüğü kısmın uyuştuğunu fark ettim.

Okun varlığı, tenimdeki tüylerin havaya dikelmesine neden olmuştu. Dudaklarımı üst üste bastırıp tek gözümü açarak, pencereye baktım. En azından camdan bir yansıma görmek istiyordum ama sadece koca bir dağ vardı. Az önce geçtiğimiz yerdi orası.

Evde yalnız kalmak dünyanın en saçma fikriydi. Bilmediğim bir yerdeydim ve nasıl böyle bir şeyi onayladığıma akıl fikir erdiremiyordum. Peşimizdeki iz sürücülerden ya da yerin altındaki gözcülerden biri olabilirdi. Saniyeler içinde beynim neler yapabileceğimi ve kimlerin olabileceği ile ilgili şeyleri düşünmeye başlamıştı.

Arkaya attığım saçlarımın arasından biraz daha bastırdı okun ucunu. "Sana dedim ki, kimsin sen?" dişlerini sıktırdığını anlayabiliyordum. Genzimi temizleyip olduğum yerde hareketlendim. Başımı hafif arkaya çevirmeyi amaçladım ama başarısız olmuştum. İzin vermiyordu!

Kuruyan boğazımı ıslattıktan sonra, çatlayan dudaklarımı aralayıp, "be-"sanki dilimi yutmuşum gibi konuşamadım. Dudaklarımı yalayıp, titreyen parmaklarımı avuç içime gömdüm. Yutkunup, "Ben, ben Yvonne'nin arkadaşıyım!" dedim. Tek nefeste söyleyebilmiştim. Sesli bir şekilde nefes alıp verirken, göğüs kafesime çarpan kalbimin sesi, kulaklarımın batmasına neden oluyordu.

"Hı," dedi gülerek. Nefesimi tuttum. Boşluğa savuruluyormuşum gibi zemin ayaklarımın altından geriye doğru çekiliyordu. "Yvonne'nin arkadaşı falan değilsin!" dediğinde kaşlarım anlık çatıldı.

Yvonne'yi tanıyor muydu? Ya da öylesine söylediği bir şeydi mi?

Diğerleri evin yakınında olacağını söylemişti, peki bu adam nasıl kolay bir şekilde eve girmiş, enseme oku dayamıştı? Kahretsin!

"Bak," dediğimde tekrar dudaklarımı yalayıp yutkunmuştum. Tırnaklarım avuç içime daha çok bastırıp, "gerçekten ben Yvonne'nin arkadaşıyım!" dedim çatallaşan sesime rağmen.

"Yvonne'nin ucube arkadaşlarına benzemiyorsun!" dediğinde bu sefer söylediği şey beni sinirlendirmişti. Onları daha yeni tanıyordum ama onlara bu şekilde hitap edilmesi hoşuma gitmemişti.

Tekrar gülme sesi çıkardı. "Onların hepsini tanıyorum ve Yvonne'nin senin gibi bir arkadaşı yok!" dedi ve oku enseme daha sert bastırdı. İtmesi ile başımda hafif önüme düşmüştü. Okun batırdığın yerin kanadığına emindim, çünkü canım fena halde yanmaya başlamıştı.

ÖLÜ RUHLAR DÖNGÜSÜ (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin