"Jisoo?"
Jennie? Olamaz, duydu mu?
"Ne dedin sen? Kendini öldürmek mi? Nereden çıktı bu?"
Pes ederek nefesimi verdim ve arkama yaslandım.
Jennie yatağa, yanıma oturdu ve bana baktı.
"Bir şey söyle."
"Söyleyecek bir şey yok."
"Jisoo, beni sinirlendirme. Kendini öldürmekten bahsediyorsun!"
"Bahsediyorum, ne olmuş? Ağırlaştırılmış müebbet mi yatayım?"
"Ha planın buydu yani? Önce Jenna'yı sonra kendini gebertmek."
"Aynen öyle."
"Ne saçmaladığının farkında mısın? Her şeyi bırakıp kendini mi öldürecektin?!"
"Jennie lütfen, zaten bu konuda çok tereddütteyim."
Jennie kısa bir süre bana baktı, diyecek bir şey bulamadığında yüzüme sertçe tokat attı.
Yanağımı tutarak ona baktım.
"Neden?!"
"Kendine gel diye tabiki."
"Bak Jennie, biliyorum anlamıyorsun ve muhtemelen aptal olduğumu düşünüyorsun,"
"Aynen öyle."
"Ama bunu zaten anlayamazsın. Ben hayatımı Jenna'ya adamış biriyim. Ondan sonra benim bir hayatım yok. Hiçbir şey olmamış gibi onu öldürüp hayatıma devam edemem."
"Neden? Bu hayatta Jenna dışında çok fazla şey var."
"Benim için yok. Tek görüş alanım Jenna, her şeyim Jenna. Hayatımı onu durdurmaya adadım ben. Vazgeçemem."
"Jisoo sana Jenna'yı öldürdükten sonra güzel bir hayatın olacağını söylemiyorum. Ama hücrede kalacağın kesin değil. Belki burada kalırsın, bizimle?"
"Siz hepiniz bir gün gideceksiniz. Hücreye girmesemde müebbet yiyeceğim kesin. Ama bununla alakası yok. Ben zaten kararımı vermiştim."
"Ama seni tereddüte düşüren bir şey oldu. Kararsız kaldın, emin olamadın. Neden?"
Gözlerine baktım. Daha fazla saklamanın hiç anlamı yoktu.
"Senin yüzünden."
Bir süre bana baktı.
"Bu ne demek?"
"Jenna'yı öldürmek benim yaşam sebebimdi. Ama şimdi, sen çıktın ortaya. Yaşamak için yeni bir sebep. Lisa veya Chaeyoung gibi değil. Onları bırakabilirim. Ama sen Jennie, sen hep bunu yapmamı engelliyorsun."
"Jisoo..."
"Seni seviyorum. Ve ne kadar saçma olduğunuda biliyorum. Kısa süredir tanışıyoruz ve konuşmamızın sebebi sadece Jenna. Ama yinede, bunca zamandır hoşlandığım hiç kimse beni kararımdan caydırmamıştı, senin dışında."
Jennie gülümsedi, önüne baktı ve bir süre düşündükten sonra konuştu.
"Yani kararını değiştirebilirim?"
"Bunu mu düşünüyorsun cidden? Az önce sana aşk itirafı yaptım."
"Evet, çünkü sana değer veriyorum Jisoo. Benim için sadece Jenna'ya düşman diye konuştuğum biri değilsin."
"Arkadaşınım yani? Değer verdiğin bir arkadaş?"
"Evet. Üzgünüm, daha fazlası değilsin benim için."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Forty Degrees | Jensoo
Детектив / ТриллерJisoo, girdiği cezaevinde en büyük düşmanını görür. Ama en büyük düşmanının en büyük düşmanı başkasıdır. *Avludan esinlenilmiştir*