Johnisoo, bu hayatta beni en iyi anlayanlardan biriydi. Ona açıklama yapmak zorunda kalmıyordum, bir kaç kelimeyle ne söylemek istediğimi anlıyordu.
Bugün daha üçüncü gün. Ama ben onu şimdiden çok özledim.
Tabii ki ondan bu kısa sürede toparlanıp eskisi gibi olmasını beklemiyorum. Biliyorum, eskisi gibi olması çok uzun sürecek. Hatta muhtemelen babasının -varsa- katilini öldürmeden uyumayacak.
Jisoo burada yokken her şey çok sıkıcı. O gidince fark ettim ne kadar eğlenceli biri olduğunu. Yokluğunu aşırı fazla çekiyorum. Gerçekten.
Akşama doğru Tae'yi aramak için odama gittim. Lisa yine kapıda bekliyordu.
"Alo?"
"Bir şey buldun mu?"
"Erken aradın Jen."
"Sabredemiyorum. Ne öğrendin?"
"Bir arkadaşı, babasının evine gelmiş. Yani Kim Minsoo'nun."
"Adı Kim Minsoo'ymuş demek."
(Jisoo'nun babasının adı neydi hatırlamıyorum. Hatta bir isim verdiğimide hatırlamıyorum. Bölümlerden bir kaç tanesine baktım ama bulamadım. O yüzden eğer adı bu değilse de artık bu.)
"Evet."
"Ee?"
"İşte bir arkadaşı evine gelmiş. Kim Minsoo, kendini asmış."
"Ne?"
"Arkadaşı hemen polisi aramış. Baya detaylı araştırdım. Polisler bunun intihar olmadığını düşünüyor. Vücudunda baya dövüş izleri varmış. Yani muhtemelen asılmadan önce ölmüş ama intihar süsü verilmiş."
"Bu... Korkunç."
Jisoo daha babasının ölmesiyle bu kadar sarsıldıysa, babasının yaşadığı bu korkunç ölüm şekli onu mahvedecek.
"Bu kadar da değil. Otopsi raporlarına göre baya dayak yemiş adam. Dosyayı araştıran baş memurla konuştum. Kim Minsoo'nun eskiden profesyonel bir dövüşçü olduğunu hesaba katarak, bunu kesinlikle tek bir kişi yapmamış. İntihar süsü verilmek istendiği için silah kullanılmamış ama adam direnince dövüşmek zorunda kalmışlar."
"Bu gerçekten çok ağır. Jisoo'nun için bile."
"İşi çok zor. Çok korkunç bir olay."
"Peki şüpheli var mı?"
"Şüpheli çok beklendik biri. Kang şirketi. Yani bu Jenna'nın işi büyük ihtimalle."
Yumruklarımı sıktım, derin bir nefes aldım ve sakin kalmaya çalıştım.
"Onu geberteceğim. Kendi ellerimle olmasa da geberteceğim onu."
"Şu an müsait değil biliyorum ama, en kısa sürede Jisoo ile konuşman lazım. Düşmanı kimlermiş, kimler onu öldürebilirmiş falan diye."
"Konuşacağım, konuşacağım ama uzun sürecek."
"Neyse. Ben araştırmaya devam edeceğim yine."
"Lütfen her detayını araştır. En ufak bir detayı bile kaçırmayalım."
"Sen harbi çok seviyosun lan bu kızı. Ben ölsem bu kadar araştırmazsın."
"Ayıp ediyosun. Sen ölsen fatiha bile okumam oğlum."
"Jenna beni öldürse gider tebrik edersin."
"Hayır seni ölünce bile rahat bırakmasın diye yanına yollarım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Forty Degrees | Jensoo
Mystery / ThrillerJisoo, girdiği cezaevinde en büyük düşmanını görür. Ama en büyük düşmanının en büyük düşmanı başkasıdır. *Avludan esinlenilmiştir*