"Kim Youngsik." Dedim sakince. İçimden bir panik yaşıyordum tabii, ama bunu dışa vuramazdım.
"Senden kaçacağımı düşündün, değil mi?" Derken yüzünü bana çevirdi. Aynı anda bende çevirdim ve göz göze geldik.
Benim yaşlarımda, psikopat tipli biriydi. Yüzüne baktığımda gördüğüm tek şey babamın kanıydı.
Gerekirse onunla birlikte öleceğim, ama onu öldürmeden ölmeyeceğim.
"Evet. Benimle yüzleşeceğini düşünmemiştim." Dedim sakince ve devam ettim.
"Daha doğrusu buna yüzleşmek denirse. Benden kaçsan bile daha cesur olduğunu düşünürdüm."
Kahkaha attı ve sözlerimle dalga geçti.
"Böyle gaza geldiğimi mi düşünüyorsun? Kurtuluşun yok."
"Belki, ama kurtuluşu olmayan tek kişi değilim. Kim Youngsik, seni öldürmeden ölmeyeceğim. Gerekirse beraber öleceğiz."
"Şimdi kafana sıksam, bu sözlerini haksız çıkarmış olurum. Ama bunu yapmayacağım. Senide kendi ellerimle asacağım. Çaresizce çırpınışlarını izleyeceğim."
"Yapabiliyorsan yap."
"Kendine o kadar güveniyorsun, ha?"
"Ben değil, babam bana güveniyor."
"Ben babanın asıl katiliyim. Ama sen benim dışımda herkesi öldürdün."
"Babamın asıl katili sen değilsin. Babamın katili Jenna. İnan bana, senden sonra sırf Jenna'yı öldürmek için hapishaneye döneceğim."
"Hâlâ inanıyorsun demek yaşayacağına?"
"Yaşayacağımdan emin değilim, ama seni öldürmeden ölmeyeceğim kesin."
"Yapabiliyorsan yap." Dedi beni taklit ederek.
Kafamı eğerek güldüm.
"İn." Dedi kısa bir süre sonra.
Kafamı kaldırıp nereye geldiğimizi görmeye çalıştığımda hemen kafamı eğdi.
"Bakmak yok."
Sürpriz miydi bu şimdi?
Bir süre sonra beni boş bir bodruma itti. Boş dediysem, ufak bir yatak, bir banyo ve bir masa vardı, o kadar.
"Burası neresi? Öldürmeyecek misin lan beni?"
"Seni ben öldürmeyeceğim Jisoo. Bir süre burada kalacaksın. Sonra ölümün gelecek."
Kapıyı kapattı. Kilitleyip kilitlemediğini kontrol bile etmedim.
^^
Günler geçti. Sadece yemek ve kıyafet vermek için kapıyı açtı ve benimle hiç konuşmadı. Keşke telefonum olsaydı. Jennie'yi arar, ona veda ederdim.
Bir kaç gün sonunda, belkide bir kaç hafta, kapı açıldı. Yemek veya kıyafet için değil.
"Özledin mi?"
Gelen kişi, kesinlikle beklediğim biri değildi.
"Jenna."
Düşününce, normaldi. Babasının katiliyim ben. Beni öldürmeyecekte kimi öldürecek?
Hapisten bile kaçtı benim için. Beni öldürmekle kafayı bozmuş.
Jennie ne yapıyordur? Jenna'nın kaçtığını öğrendikten sonra?
"Özledin, değil mi?"
Kapıyı arkasından kapattı ve karşımda dikildi.
"Bana öyle bakma. İkimizde aynı şeyin peşindeyiz."
"Yapabiliyorken seni öldürmeliydim."
"Aynen öyle. Ama sen aptalın tekisin. Şimdi elime düştün ve seni kurtaracak kimse yok."
Belindeki silahı çıkardı ve bana doğrulttu.
"Son sözlerini söyle."
Buraya kadar. Ben öleceğim hikaye bitecek.
Gözümden bir damla yaş süzürlürken gözlerimi kapattım.
Evet, kendi ölümümü izleyecek kadar cesur değilim.
Tek düşündüğüm ne kadar aptal olduğum. Kendimi sürekli riske attım. Bu süreçte Jennie'yi de çok endişelendirdim. O aynısını bana yapsaydı eğer... Hayır, buna izin vermezdim.
"Yok mu? O zaman buraya kadarmış Jisoo. Ama sana öncesinde bir kaç şey söyleyeceğim."
Silahı beline koydu ve karşıma oturdu.
"Cezaevine ilk geldiğin zamanlarda, seninle uğraştığımda bana karşılık vermiştin. O zaman hayran kalmıştım sana. Bu benim adamlarımdan biri olmalı demiştim."
"Sonra benim o olduğumu öğrendin."
"Evet. Senden nefret ettim. Ama ondan öncesinde de nefret ediyordum senden."
Sessizce onu dinlemeye devam ettim.
"Aynı lisede okurken hoşlandığım bir kız vardı. Millie. Ama o senden hoşlanıyordu Jisoo. O yüzden daha lisedeyken senden nefret ediyordum."
"Vay."
"Artık senden kurtuluyorum. Her şey bitiyor Jisoo. Sen öleceksin, ama benim hayatım iyi olacak. Hapise geri dönmeyeceğim. Aynı suçları işlemeye devam edeceğim."
"Beni öldürdükten sonra yaşamayı aklından bile geçirme."
Sözlerime güldüğü sırada telefonu çaldı. Ayağa kalktı, gözlerini benden ayırmadan telefonu açtı.
Ölümümü kabullendim. Kalan herkesin elinden kurtulabildim, ama Jenna'nın değil. Jenna bu hayatta beni en çok öldürmek isteyen kişi. Ama huzur içinde öleceğim, çünkü eminim Jennie onu yaşatmayacak.
Jenna'nın kimle ne konuştuğunu dinlemiyor olmama rağmen duyduğum bir isim kafamda yankılandı.
"Jennie mi?"
Birden kapı kırıldı ve içeri polisler daldı.
"Kaldır ellerini polis!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Forty Degrees | Jensoo
Детектив / ТриллерJisoo, girdiği cezaevinde en büyük düşmanını görür. Ama en büyük düşmanının en büyük düşmanı başkasıdır. *Avludan esinlenilmiştir*