Uzun Yolculuk

168 6 5
                                    

"Ne?"

"Bak, sana bu şekilde söylemeyi ben de istemezdim. Ama ben öğrendiğimde zaten çok geç olmuştu."

"Ayaz, neden beni öldürmek istesinler ki? Ben bir şey yapmadım. "

"Biliyorum, Elis. Biliyorum."

"O zaman?"

"Daha sonra her seyi-"

"BANA DAHA SONRA DEYİP DURMA AYAZ! ÖLDÜRÜLMEK İSTENİYORUM VE SEN GELMİŞ BANA DAHA SONRA DİYORSUN! MAFYACILIK OYNAMAYI BIRAKIP HER ŞEYİ ANLAT ARTIK!" Sesim beklediğimden çok yüksek çıkmıştı ama anın stresinin de verdiği etki yüzündendi bu. Her soruma daha sonra diye yanıt vermesi sinirimi bozuyordu. Belki de bir sonram yoktu?

"Elis, sakin ol!"

"Bana sakin olmam için tek bir sebep ver. Tek bir sebep." Az öncekine göre daha sakin olsam da sinirim hâlâ sesimden okunuyordu.

"Çünkü ben senin yanındayım!" Diye bağırdı.  Çünkü ben senin yanındayım.

Buna verecek bir cevabım yoktu. Ama eğer sakinleşip sakinleşmediğimi merak ediyorsanız, sakinleşmiştim. "Peki, nereye gidiyoruz?" diye sordum son derece sakin bir ses tonuyla. "Antalya'ya."

Verdiği cevaptan sonra uzun süre ne ben konuştum ne de o.

...

Hava kararalı çok oluyordu. Saat 1'e geliyordu. Hâlâ İstanbul'daydık. Henüz şehirden çıkmamıştık. Ama az kalmıştı.
Zaten uyuyamamıştım. Birkaç dakika sonra Ayaz benzinliğe girmişti.

Arabaya benzin doldurduktan sonra bir yere park edip aşağı indi. Bana da "Hadi." dedi. Aşağı inip Ayaz'ı takip ettim. Marketin içindeki lavaboya girip işlerimi hallettikten sonra tekrar market tarafına girdim.

Ayaz kasada bir şeyleri ödüyordu. "İstediğin bir şey var mı?" diye sorsa da "Yok, sağ ol." diye cevapladım. Çünkü yanımda çok para yoktu. Cüzdanımdaki 1000 TL dışında tek bir kuruşum yoktu. Maaşımda henüz yatmadığı için kart da bomboştu. Ve ben Ayaz'ın parasıyla bir şeyler almak istemiyordum.

Ben marketten çıkıp arabada Ayaz'ı beklemeye koyuldum. Çok geçmeden o da gelmişti. Elindeki kocaman poşeti kucağıma koyup arabayı çalıştırdı. "İçindekileri senin için aldım. Neyi seversin bilmediğim için her şeyden birkaç tane aldım. Hoşuna gider mi bilmiyorum ama sıkılma diye 2 tane de kitap aldım."

"Ayaz, gerek yoktu. Bir şey istemediğimi söylemiştim."

"Ve ben de inanmamıştım. Onu da zaten nezaketen sormuştum Elis. Yani cevabının pek bir önemi yoktu." Vay anasını sayın seyirciler.

"Sağ ol."

"Sen sağ ol Elis. Sen sağ ol."

Poşeti açıp içindekilere baktım. Birkaç cips, birçok çikolata, bisküvi, içecekler ve... Sigara?

"Sigara mı içiyorsun."

"İhtiyaç." Neden bilinmez sigara içmesi beni üzmüştü. Babam da çok sigara içerdi. Küçüklüğümden beri dilimde tüy bitmişti içme demekten. Ama nafile. "Değil aslında."

"Anlamadım?"

"Sigara diyorum, ihtiyaç değil aslında tercih."

Mafya BozuntusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin