Merhabalar. ikinci bölümle karşınızdayım. Bolca yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın. keyifli okumalar.
2.7.24
İKİNCİ BÖLÜM: HAYATIN YENİ EVRESİ
Ağustos, Muğla.
Büyümek aslında vazgeçmekti. Seni mutlu eden şeylerden vazgeçmek, uzaklaşmak demekti. Büyüdükçe anlardı insan vazgeçişlerin acıttığını ve her vazgeçişte daha çok büyürdü.
Ama insanın hiç vazgeçmek istediği bazı şeyler de olurdu. Onlardan vazgeçecek olmaktan delicesine korkar, kaybetmemek için sımsıkı sarardı.
Benim de vazgeçmekten delicesine korktuğum şeyler vardı. Bunlardan biri içinde bulunduğum ortamdı.
"Sizde büyüyorsunuz he..." Abimin alaylı çıkan ses tonuyla gözlerimi yavaşça kıstım. Anlaşılan hasret giderme evresini bitirip normal halimize dönüş yapmıştık. "Yalnız abi, biz büyüyoruz ama siz yaşlanıyorsunuz." dedi Alphan da alaylı çıkarttığı sesiyle. Bakışları yan yana oturan üçlünün üzerinde gezinmişti büyük bir yavaşlıkla. "Otuzunuza ne kaldı şurada, değil mi?" Üçünün de kaşları çatılırken, Barışla birbirimize bakıp kıkırdadık.
"Aramızda üç yaş var olum." dedi abim memnuniyetsiz bir şekilde. Duydukları hiçbirinin hoşuna gitmemişti. "Biz yaşlanıyorsak sizde yaşlanıyorsunuz." Umursamaz bir şekilde omuz silkti Alphan abimin dediklerine. Dudaklarında ise alaylı bir tebessüm vardı. "Her zaman bizden yaşlı olacağınız gerçeği değişmiyor."
"Her türlü hepiniz benden yaşlı olacaksınız." dedi Ekim araya girerek. Onunda yüzünde Alphan'daki gibi bir gülümseme vardı. Bakışları ise Alphan'ın üzerindeydi. Zaten bir ortamda Alphan varsa Ekim daima ona bakardı. Tıpkı benim de onun abisine baktığım gibi. "Aranızdaki en genç hep ben olacağım."
Bir masanın etrafında toplanmış ve birlikte büyüyen yedi çocuktuk biz. Her konuda birbirimizden çok farklıydık. Çoğu anlarda anlaşamaz, birbirimizden hoşlanmadığımızı dillendirirdik. Tekmeli tokatlı kavga eder, sonra da oturur birlikte ağlardık. Çocukken geçtiğimiz yollar aynıydı. Oyun oynadığımız sokaklar, gülüp ağladığımız köşeler, hayal kurduğumuz kaldırımlar aynıydı. Aşık olduğumuz yerler de aynıydı, kalbimizin kırıldığı yerler de. Dört farklı evde doğan, tek bir mahallede büyüyen çocuklardık biz. İçimizde ayrılsak da dışarıda hepimiz birdik, tektik.
Gözlerim Emir Efe'ye değdi özlemle. Lig başlayacağı için birkaç gün sonra geri gidecekti ama onu bu kadar görmek bile yetiyordu bana. Senelerdir o kadar onsuz kalmıştım ki, onu gördüğüm kısacık bir an bile bulunmaz bir nimetti benim için.
Yakışıklılığı kalbimin pırpır diye atmasına neden olurken hafifçe iç çektim. Çok yakışıklıydı. Bunu ona olan aşkımdan söylemiyordum, gerçekten öyle olduğu için söylüyordum. Küçükken mahalledeki kızlar o ve abim için kavga ederdi hep. Büyümüştük, kızlar hala onun için kavga etmeye devam ediyordu. Adım adım futbol kariyerinde ilerlerken, etrafını bir sürü kadın kaplamıştı. Onun için Göztepe maçını takip eden kadınlar bile olmuştu. Beşiktaş'a transfer olduğu zamanda çevresindeki kadınlar artmıştı. Bunların arasına oyuncular, mankenler de girmişti. Ve ben hepsinin altında ezilmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖŞE VURUŞU
General FictionÇocukluğundan beri komşusu Emir Efe Duhan'a aşık olan Armağan Akyıldız, kendini yeniden onun komşusu olarak bulur. Ancak aradan çok zaman geçmiş, hayatlarında birçok şey değişmiştir. Emir Efe Duhan, Beşiktaş'ın genç yıldızıdır. Armağan ise artık Emi...