8. Bölüm: Sevgili Yirmi

327 48 2
                                    

19.10.24

SEKİZİNCİ BÖLÜM: SEVGİLİ YİRMİ

Yeni yaşlarıma yazdığım mektuplarda, mektubu yazmaya başlamaya hep aynı isimle başlardım. Evrene dileklerime de hep onunla başlar, onunla bitirirdim. Çünkü o tek dileğim, tek duamdı. Ve şu hayatta kavuşmak istediğim tek kişiydi. Kalemimin onun ismini yazması beni bu yüzden hiç rahatsız etmez, daha çok yazmak isterdim.

Yine bir doğum günümde, kabalık bir masada oturuyordum. Ancak bir kişi dışında kimse ailem değil, hatta yeni tanıştığım insanlardı.

Masanın tam orta kısmında ben vardım. Yüzümde kocaman bir gülümseme ile ortamdaki muhabbeti dinliyor, sıkça dahil oluyordum. Hemen yanımda kalbimin asıl sahibi Emir Efe Duhan vardı. Kolunu sandalyemin arkasına atmış, saçlarımın uçlarıyla oynuyordu. O da gülerek muhabbeti dinlese de, pek katılmıyordu. Bütün odağını oynadığı saçlarıma vermişti.

Hemen yanımda biricik arkadaşım Defne vardı. Onun yanında ise Doğu oturuyordu. Birbirleriyle gizli gizli flörtleşiyorlar ve bunu kimsenin anlamadığını düşünüyorlardı. Doğu'nun karşısında benimle aynı yaş olan ve bir anda oldukça samimi olduğum, Beşiktaş'ın altyapısından yetişmiş Sarphan vardı. Sıkça Doğu'ya laf atıyor, karşılık aldığında ise bundan oldukça eğleniyordu. Sarphan'ın yanında Emre ve sevgilisi Nehir oturuyordu. Onların hemen yanında ise Ozan Yakup ve bizden bile iyi Türkçesi olan Dragan Tosic vardı.

Bu kadar insan maçtan sonra galibiyeti kutlayıp yemek yemek için bir araya gelmiştik ve hayat bizi, aslında hayat değil Dragan'dı, bizi ocakbaşına getirmişti. Evet, Emir Efe birlikte bir şeyler yapıp galibiyeti kutlayacağız dediğinde daha farklı bir yer hayal etmiştim. Ancak o bizi buraya getirmişti. Yani bu adam Sırplıydı, birkaç senedir Türkiye'de oynuyor diye bu kadar milletimize ayak uyduracağını düşünmemiştim. Ama yine de bu halleri inanılmaz tatlıydı.

Açık konuşmak 'Beşiktaş aile' sözlerine pek itimat göstermez, abartıldığını düşünürdüm. Ancak hayır, az bile deniliyordu. Çünkü buradaki insanlar gerçek bir aileydi. Birbirlerini çok seven, sıcacık ve gerçek bir aile.

Beşiktaş aileydi, doğruydu.

"Maestro, yerin sarsılıyor sanki he?" Dragon, yemek boyunca yaptığı gibi Ozan abiye sararken gülmeden edememiştim. Dragon'un bakışları hemen yanımdaki Emir Efe'ye değdi. Yüzünde geniş bir tebessüm vardı. "Beşiktaş'ın yeni Maestrosu olacak bizimki."

Ozan abinin bakışları Emir Efe'ye derken, gözlerinden geçen gurur görmüştüm. Aralarındaki abi- kardeş ilişkisini ikisini yan yana gördüğüm ilk anda anlamıştım. Aslında bu Ozan abinin ve diğer herkesin takımdaki küçüklere karşı tavrıydı. Ancak Ozan abi ve Emir Efe arasındaki ilişki sanki daha farklıydı. "Ben yerimi kendi hür irademle bıraktım Emir'e olum!" Kısa bir an duraksadı ve yanında duran takım arkadaşına bir bakış attı. "Ayrıca bu çocukların hepsinin geleceği daha parlak."

KÖŞE VURUŞUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin