31 Ekim, 2023
ve sen anlamış gibi görünmüyorsun,
ne yazık, dürüst adama benziyordun.
☆
bir insana en kısa ne kadar sürede alışabilirsiniz? ya da onu ne kadar sürede tanırsınız? belki bir ay, belki üç hafta. benim Kutaya alışma sürem ise epey kısaydı. ilk birkaç saatte karakterini çözmüştüm. birkaç gün içinde nasıl hissettiğini, ne düşündüğünü bakışlarından, hareketlerinden anlamaya başladım.
bazen onu boğasım geliyor. o kadar dağınık ki, deliriyorum. dağınıklığı umurunda değil ve bunu normal sanıyor.
şimdi de surat asarak kendi dağınıklığını topluyor olması kesinlikle sinirimi bozuyor. benim suçummuş gibi, onu zorluyormuşum gibi davranması da sinirimi bozuyor. sanki annesi ona istemediği bir iş vermiş ve yapmazsa dövecekmiş gibi bir surat ifadesi var. dudaklarını büzmüş, gözleri üzgünce bakıyor, kaşları da hafif çatılı. tatlı göründüğü gerçeği onun hala sinir bozucu olduğunu değiştirmiyor.
içki dağılmış halıyı silmek istediğini anladığımda yerimden doğruldum. kafam karışık olduğundan yerdeki cam kırıklarını toplamayı unutmuştum. ve Kutay tüm o sakarlığıyla eminim ki biryerini kesmeden oradan kalkmayacaktı.
benim doğrulduğumu görerek bakışlarını bana döndürdü. "bekle camları ben toplayayım. halıyı da silerim merak etme."
kaşları çatıldı hafiften. "neden ki? ben kırdım zaten, bırakta temizleyeyim."
istemsizce gülümsedim. "gerek yok, bana bırak. yoruldun zaten git hadi birşeyler ye. kahvaltı yapmadın daha."
gözlerini kaçırdı ve elini ensesine attı. "aç değilim ki. birazdan yerim."
nasıl aç olmazdı? saat neredeyse onbirdi ve daha hiçbir şey yememişti. çok üstünde durmadım ve cam kırıklarını toplayıp çöp poşetine attım. kalan küçük parçaları da elektrik süpürgesiyle temizledim.
bu sırada o da yatağında oturmuş telefonuyla ilgileniyor, arada da bana bakıyordu. halıyı sildikten sonra elimi yıkadım. gerçi lekesi hala gitmemişti ama olsundu.
"çok şükür oda tertemiz oldu. kendimi bulutların üzerinde hissediyorum Kutay."
Kutay bana baktı ve gözlerini devirdi. "psikolojik sorunların var senin oğlum, psikopatsın sen."
"düzen seviyorum sadece. bu kadar. başka da isteğim yok ki."
şimdi yatağına uzanmış elindeki mangayı okuyordu. gözlerim yatağının üzerinde olan raflarına çıktı. rafları herzaman düzenli olurdu garip bir şekilde. garip çocuktu Kutay gerçektende.
ben de yatağımın üzerinde uzandım. "dün gece iyi eğlendiniz mi?" neler olduğunu anlatmasını istiyordum tuhaf bir şekilde.
gözlerini okuduğu mangadan ayırmadan cevapladı beni. "eğlendik ama işte sonu pek iyi bitmedi." yüzü asılmıştı şimdi.
"neden?" elindeki manganın arasına ayraç koyup yan döndü. ikimizde kafamızı elimize yaslayıp birbirimize bakıyorduk şimdi.
"Oğuz ve Murat kavga etti. çok iyi anlaşırlar onlar, uzaktan da olsa tanıyorsundur. birden kavga başladı. Oğuz Murat'ın yüzüne yumruk attı. sonra da odadan aceleyle çıktı. neden kavga ettiniz diye sordum cevapta vermedi. içine sıçtılar keyfimizin. Muratta sinirliydi gitti hemen. ikisi gidince ben de gideyim dedim en iyisi. bunu düşünecek kadar akıllı fakat başaramayacak kadar maldım. sonrası malum işte." konuşması bitince gözlerini gözlerime çıkardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ben biraz sen hastası | bxb
Teen Fictionoda arkadaşı olmaya başlayan Gökalp ve Kutay'ın inişli çıkışlı hikayesi. ☆ eşcinsel kurgu yetişkin içerik tetikleyici unsurlar texting/düzyazı ☆ not: yorumlarda homofobik/transfobik söylemler görmek istemiyorum. rahatsız oluyorsanız lütfen okumayı...