on dokuz

159 16 104
                                    

24 Aralık, 2024

ve merhametini istemiyorum,

sadece yanımda birini istiyorum.

Kutay mutfağa girince tezgaha yasladı bedenini. Devran da ondan birkaç adım ötede masanın yanında durdu. sarışın çocuk bir an önce konuşup konuyu kapatmak istiyordu.

onunla bu kadar muhattap olmak istememesinin sebebi geçen hafta arkadaşı Çilemden duyduğu ve doğruluğundan emin olduğu şeylerdi. Devran'ın eski sevgilisi Çilem'in arkadaşıydı. ve arkadaşının anlattıklarına göre Devran'ın narsist kişiliği yüzünden ayrılmışlardı. durmadan sevgilisini eleştirir, onu alaya alarak aşağılarmış.

hatta arkadaşı ayrılmak istediği zaman Devran şiddete başvurmuş ve ondan bedenindeki morluklarla ayrılmak zorunda kalmış. şikayet edeceğini söylediğinde ise eşcinselliğini ailesine anlatmakla tehdit etmiş çocuğu. bu yüzden bu rahatsız edici adamla daha fazla aynı ortamda bulunmak istemiyordu.

vakit kayetmeden lafa atladı hemen göz teması kurmadan. "Devran, ben Oğuz ve Murat adından özür dilerim senden. sana anlattıkları herşey bir yanlış anlaşılmadan ibaret. yani senden hoşlanmıyorum. bu yüzden lütfen bu konuyu burda kapatıp, unutalım." diye sıraladı cümlelerini hızla.

tepkisini görmek için bakışlarını ona çevirdiğinde yüzündeki alaylı gülüş Kutay'ı dumura uğrattı. baş ve işaret parmağıyla burun kemerini sıktı bir yandan gülüşü büyürken.

"Kutay söyledim ya, tatlı çocuksun. ama biliyor musun? bunun hiçbir değeri yok." masaya yasladığı bedenini çekerek Kutay'a biraz daha yaklaştı ve bir adım gerisinde durarak gözlerinin içine baktı.

"hadi ama beni tanımadın mı gerçekten? ortaokulda yan sınıfındaydım." Kutay'ın gözleri şaşkınlıkla açılırken diyecek birşeyler bulamamıştı. zaten Devran'ın ona konuşmak için izin vermek gibi bir niyeti de yoktu.

Kutay'ın midesi eski bir hisle bulandı.

"hiç değişmemişsin. hala aynı bakışlar, aynı yüz, aynı beden ve aynı dişler." gülerek yeniden devam etti. "eh, hakkını vermek lazım, biraz kilo vermişsin. ama hala aynı çocuksun sen. dişlerini de hala yontturmamışsın. oğlum spora da mı başlamadın lan? yüzünde de hala aynı zayıf, ezik ifade." kafasını geriye atarak sanki komik birşey varmışçasına güldü yeniden.

Kutay kusacakmış gibi hissetti. her kelimesi onu geçmişteki anılarına götürüyor ve gittikçe dibe düştüğünü hissediyordu titreyen beden.

tanıyamamıştı eski zorbalarından birini, çünkü onunla alay ederlerken, onu yere itip tekmeleyip gülerken yüzlerine bakmazdı. bakamazdı.

"neden sadece sana yapıyorduk biliyor musun Kutay? çirkindin, kiloluydun, sivilceli iğrenç bir suratın vardı, evet ama bunlar asıl neden değildi. bu özellikler çoğu ortaokul veledinde vardı zaten." bir adım daha yaklaştı hiçbir tepki veremeyen bedene doğru.

sarışın çocuğun içindeki iğrençlik hissi daha da büyüdü ve kanına karıştı.

"seni seçmiştik çünki zayıftın. karakterin, o büyük bedenine rağmen çok zayıftı. annenle baban boşanmıştı, annen kanserdi ve hastanedeydi. sana destek olacak kimse yoktu yani. hiç kimse yoktu yanında olacak. bizde seni seçtik. o zamanlarda aynı bu ifade ile bakardın bize, korkudan ölürdün ama çığlık atmazdın. o kadar zevk alırdım ki bundan. o iğrenç suratına kusmak isterdim bazen, öyle mide bulandırıcıydın ki. evet belki de hastayım ama en azından şimdi, tek hasta olan ben değilim. şuna bak korkudan altına işeyeceksin neredeyse. gelmiş birde benden hoşlanmadığını falan söylüyorsun." sinirle güldü bu sefer. sarışının çenesinden sertçe tutarak kendisine bakmasını sağladı. baş parmağı çocuğun çenesine morartacak derecede baskı uyguluyordu. Kutay kurtulmaya çalışsa da daha sert tutup kendisine çekti yüzünü. gözlerinin içine alaylı ifadesiyle bakıyordu şimdi.

ben biraz sen hastası | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin