,,Kıskançlık,,

176 8 4
                                    

Birkaç gün sonra, Ferit le ilgili durum gerçekten düzelmemişti. Gülgün çocuklarla olabildiğince çok zaman geçirmeye çalışıyordu. Ama Fulya tüm dikkatini ona vermesini istiyordu.
Ferit Fulyayi Kiskaniyordu Gülgün birlikte Okuldan almıştı ve ayrılacaklarını söyler söylemez Ferit ağlamaya başladı gitmek istemiyordu. Onun ve Fuatin ikna çabalarıyla sonunda onlarla birlikte gitti.

 Onun ve Fuatin ikna çabalarıyla sonunda onlarla birlikte gitti

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Eve vardıklarında, kanepeye oturdu ve ayakkabılarını çıkardı. Gülgün Fulya'yi oturma odasında bulunan beşiğine yerleştirdi.
"Yiyecek bir şeyler ister misin?" diye sordu.
Ferit başını salladı.
"Ama bir şeyler yemek zorundasın. Öğretmenin de bir şey yemediğini söyledi."
"Aç değilim," dedi ve bir kitaba bakmak için uzandı.
Gülgün ona doğru yürüdü ve oturdu.
"Git buradan," dedi ve odasına gitmek için ayağa kalktı.
Gülgün Orhani aradı, "
"Efendim Gülgün," diye hızlı bir cevap geldi.
"Rahatsız ettiğim için özür dilerim. Ferit için endişeleniyorum."
Hemen alarma geçti Orhan: "Sorun nedir?"
"Yemek yemek istemiyor."
"Belki de aç değildir," diye cevap verdi sertçe Orhan.
"Anlamıyorsun, dünden beri ne benimle ne de Fuatla yemek yemedi."
Bağlantıyı kapatmadan önce verdiği tek yanıt "Yoldayım," oldu.
Gülgün ayağa kalktı, beşiğin yanında durdu ve uyuyan bebeğe baktı. Küçük yaratığın mutlu bir şekilde uyumasını izlemek ona yıldızları izlemek kadar, hatta daha fazla huzur veriyordu.
Ferit doğduğunda onu kıskandığını hatırlıyordu Fuatin. İlk başlarda onun için ne kadar zor olduğunu da biliyordu. Feritin zamana ihtiyacı olduğunun farkındaydı ama yine de endişeliydi.
Ferit yakında yedi yaşına basacaktı.
Kapı zili onu düşüncelerinden kopardı: "Evet, lütfen."
Orhan içeri girdi: "Merhaba."
Onu rahatsız ettiği için kendini suçlu hissetti, "Seni aradığım için özür dilerim."
"Sorun değil," diye cevap verdi Orhan daha konuşmasını bitirmeden, "Nerede o?"
"Odasında."
"Girebilir miyim?" diye sordu, çünkü çocuk odasına öylece girmek istemiyordu.
"Evet, elbette," diye gülümsedi, "ona yiyecek bir şeyler hazırlayacağım."
Orhan başıyla onayladı ve çocuk odasına girdi. Etrafına bakındı ama çocuğu göremedi.
"Ferit," dedi usulca.
Yanıt alamadı. Yavaşça yatağına doğru yürüdü ve orada saklanıp saklanmadığını görmek için altına baktı.
Orada da yoktu, "Ferit, neredesin?"
Gülgün , Orhan'ın çocuğu aradığını duyunca çocuk odasına girdi.
"Nerede o?" diye sordu.
"Burada olmalıydı. Oturma odasına geldiğini görmedim."
Orhan yumuşak bir ağlama sesi duyduğunda birlikte Feriti arıyorlardı.
Dolabı açtı: "İşte buradasın."
Hemen babasının kollarına atladı, "Baba."
Orhan ona sarıldı ve onunla birlikte yatağa oturdu.
Ferit Gülgün'e baktı, "Git buradan."
Gülgün Ferit'e doğru yürümeye çalıştı, Ferit hemen Orhan'a daha sıkı sarıldı.
"Lütfen bizi yalnız bırak. Ferit'le konuşmak istiyorum."
Gülgün isteksizce başını salladı ve odadan çıktı.
Orhan, Feriti kendi isteğiyle kucaktan çıkmak isteyene kadar ona sıkıca sarıldı.
Orhan 'ın yanına oturdu ve iri kahverengi gözleriyle ona baktı.
"Bana sorunun ne olduğunu söylemek ister misin?" diye dikkatle sordu.
"Annem artık beni sevmiyor. Sadece Fulyadan hoşlanıyor."

Enfâl 63 Where stories live. Discover now