,,Arap saci,,

125 10 6
                                    

"Arap saçı" deyimi, genellikle düzensiz, karmaşık ve anlaşılması zor bir durumu veya durumları ifade etmek için kullanılır.

Gülgün hemen polisi ve okulu aradı.
"İşiniz biter bitmez bizimle temasa geçeceksiniz," diye bağırdı ve Orhan'ın peşinden reviri terk etti.
"Gülgün, lütfen sakin ol," diye sordu Orhan.
Ufak tefek kadın Orhana baktı. "Ferit kayboldu, kesinlikle yavaşlamayacağım," diye bağırdı.
Kısa bir süre sonra Ferit'in ve Fuatin okuluna geldiler. Ifakat, Latif ,Leylanin annesi/babasi ve hatta Emin bile oradaydı.
"Müdür,öğretmen, Ferit ve Leyla'ı nasıl kaybedebildiniz?" diye başladı Orhan hemen.
"Orhan Bey," diye söze başlamak istedi Müdür.
"Hayır, küçük oğlumu size emanet ettim çünkü sizinle emin ellerde olacağını düşündüm," diye devam etti.
"Orhan Bey, davranışları gereksiz," diye araya girdi Latif.
Bu ona Orhanin ölümcül bakışını maruz kaldı. Normalde bu Latifi üzmezdi ama bu kez o bile ürperdi.
"O zaman ben gereksiz davranıyorum Latif efendi, ama yedi yaşındaki oğlum kayboldu," diye tısladı.
"Bu Leyla'nın son görüşünüz olacak," diye araya girdi Leylanin annesi.
"Leylanin annesi..." diye başlamaya çalıştı Müdür.
"Hayır Müdür Bey, Ferit ve Leyla ortadan kayboldular ve Fuat da revirde."
"Fuat revirde mi?" diye sordu temkinli bir şekilde.
"Evet, doktor şu anda onu ameliyat ediyor."
Orhan Gülgünün tekrar Latif bey peşine düşmek üzere olduğunu fark ettiğinde, araya girdi. "Gülgün hanım, Ferit ve Leyla'ya hiçbir şey olmayacak," diye nazikçe açıkladı.
Gülgün hastane pencerenin önünde durup kollarını göğsünde kavuşturmadan önce kahverengi gözleriyle ona dik dik baktı.
"Latif bey, tüm yerleri aramak için birkaç arama ekibi oluştur," diye emretti Orhan.
Latif bey başıyla onayladı ve odayiı terk etti.

Latif bey başıyla onayladı ve odayiı terk etti

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Ifakat, biz aileyiz. Aramaya yardım edeceğiz."
Orhan, Gülgün odadan çıkmadan önce ona minnetle gülümsedi.
Fulyayi yalıya bırakmışlardı Şefika hanımın yanına. Gülgün ve Orhan hastaneye dönmüşlerdi.
Orhan pencerenin önünde duran Gülgün'e döndü.
"Canım," dedi.
Gülgünün yanaklarından sessiz gözyaşları süzülürken ona baktı.
Ona doğru giderek koruyucu bir şekilde sarıldı: "Aşkım, onları bulacağız, sana söz veriyorum."dedi Orhan.
"Ya Ferit'e bir şey olduysa?" diye sordu.
"Ona hiçbir şey olmadı, bunu hissederdim," diye fısıldadı ona Orhan.
Kadın kendini onun kucağından bıraktı: "Onu da aramalıyız."
Orhan başıyla onaylarken, aklına bir düşünce geldi ve gülümsemeye başladı.
"Neden gülümsüyorsun?" diye sordu, "gülümsemekten başka bir şey yapmıyorum."
"Hadi aşkım," dedi ve disarya doğru yürüdü.
Ifakat bulunan yerde, önde giden ikiliyi görünce hemen ayağa kalktı.
"Orhan, Gülgün."
Orhan, "Latif Efendi, tüm korumayi toplayin?" diye emretti.
"Elbette efendim," diye cevap verdi Latif Bey, şu anda bugün korumalar gelmisti.
"Ne yapacagiz efendim."
Hâlâ ona anlamsızca bakan Gülgüne baktı.
"Hep beraber Feritin sevdigi oyuncak Parkina gitmislerdi.
Gülgün neyin peşinde olduğunu anlamıştı.
Cagri seslerinden birsey cikmamisti.
"Ferit, babanı duyabiliyor musun?" diye tekrar denedi.
"Anne, ben annen, beni duyabiliyor musun?" Gülgün tekrar denedi.
Ve yine sessizlik.
Gülgün boyun eğmiş bir halde başını eğdi.
Ama sonra Orhan tekrar gülümsedi: "Benim küçük Flummi'm nerede?"
"Ferit Flummi," diye seslendi yakin bir yerden.
"Ufaklık, nerede olduğunu biliyor musun?" diye sordu Gülgün.
"Ferit, Flummi," diye tekrar duyuldu.
Ifakat endişeyle Orhana baktı.
"Ferit, Leyla seninle mi?"
"Leyla uyur, sakin ol."
Ifakatin gözleri irileşti.
Gülgün elini kaldırdı, Feritin korkmasını ve duyduklari sesi kaybetmesini istemiyordu.
Birden bir hıçkırık sesi geldi.
Ifakat bir nefes aldı, bu kesinlikle Leylaydi.
"Leyla, baban burada," dedi leylanin babasi.
Babasının sesi hıçkırıkları yumuşattı.
"Onunla konuşmaya devam et, bu onu sakinleştiriyor gibi görünüyor," dedi Orhan.
"Ferit, nerede olduğunu biliyor musun?" Orhan tekrar bilmek istedi.
Neşeli bir vakvak sesi duydu: "Ferit uç."
"Ben de uçuyorum," diye çınladı leylan'ın sesi.
"Ucan ballon," dedi Ifakat ve Orhan aynı anda ve Gülgünün peşinden doğru fırladılar.

Enfâl 63 Where stories live. Discover now