16

8 3 3
                                    

2 Gün... Babasının ölümünün üzerinden sadece 2 gün geçmişti. Elmas tüm gününü karakolda geçiriyordu. Polisler, onun ağzından çıkacak tek bir kelimeye umut bağlamıştı ama Elmas hiç konuşmuyordu. Sanki dilini yutmuş gibiydi. Bir hayalet misali, vardı ama yokmuş gibi hissediyordu.

Hâlâ üzgündü. Babasını kaybettiğine inanmak istemiyordu. Şimdi çıkıp eve gitse, babasının yaşadığını görse, üstündeki bütün bu yorgunluk hissi çekip giderdi. Ama gidemiyordu. Ne zaman eve gitmek istese o gün yaşanan olaylar kafasının içinde beliriyordu. Ve kendini ağlamaktan alıkoyamıyordu.

Şu son 2 günde Bora'dan bir haber bile alamamıştı. Ne bir mesaj ne de bir arama. Bora sanki ortadan kaybolmuş gibiydi. Gerçi bu durum Elmas'ı şuanlık ilgilendirmiyordu. Ama şuanlık... Ona destek olan tek kişi arkadaşı Leyla'ydı. O da bu duruma çok üzülmüştü. Her seferinde ağlamamak için dudaklarını birbirine bastırarak kendini tutuyordu. Ama o da ağlamayı çok istiyordu. Elmas için çok üzülüyordu. Şuan ağlamaya başlarsa dağılacağını bildiği için direniyordu. Elmas'ın durumunu daha da kötüye sokmamak için kendini tutuyordu.

İkiside başkomiserin odasındaydı. Elmas boş boş yere bakarken, Leyla onun kolunu tutmuş, sadece Elmas'ın yüzüne bakıyordu.
Elmas sanki hayattan kopmuş gibiydi. Yaşayan bir ölüden farkı yoktu.

"Tatlım, gel biraz hava al. Dışarı çıkmak ister misin?" Dedi Leyla ona bakarak.

Elmas hiçbir tepki vermedi. Ne başını salladı ne de gözlerini kırptı. Sadece sustu.

"Elmas. Korkutuyorsun beni, nolur birşey söyle." Leyla, Elmas'ın bu halinden hiç memnun değildi. Doğru düzgün yemek bile yemiyordu. Uykusunu bile doğru düzgün almıyordu. En fazla yarım saat uyuyordu Elmas. Bu durumu hiç iyiye işaret değildi.

Leyla, bir cevap alamayınca sessizce önünde döndü. O da Elmas gibi yere odaklandı. Birkaç saniye yeri inceledikten sonra odanın kapısı açıldı. İçeriye polis memuru girdi.

"Elmas Hanım hâlâ konuşmak istemiyor mu?" Dedi Leyla'ya bakarak. Leyla başını hayır anlamında salladı. Polis memuru iç çekerek konuşmaya devam etti.

"Bu olayı hâlâ araştırıyoruz. Bizim için en önemli ipucu Elmas hanım. O da konuşmak istemiyor. Evi inceledik, kamera kayıtlarına baktık. Sadece bahçeyi izleyen kamera aktif, diğer kameralarda sorun vardı. Hiçbiri çalışmıyordu. O an ne hikmetse mahalleden geçen bir kişi bile olmamış. Bu durum gerçekten çok garip bir hâl almaya başladı." Dedi.

"Peki ya araçlarda kamera yok muydu? Orda park halinde bir sürü araç vardı.?" Dedi Leyla.

"İşin garip olan yanıda bu, o kameralarda bile sıkıntı çıktı. Bunu her kim yaptıysa işinde usta olduğu belli. Geriye bir tane iz bile bırakmamış."

Leyla o an anladı, belanın ne kadar büyük olduğunu. Elmas'ın babasını öldüren her kimse, yakında Elmas için geri döneceğini tahmin edebiliyordu.

"İşinde profesyonel birisi ise o zaman yakında geri döner. Çünkü şuan onu tanıyan tek kişi Elmas. Yakında Elmas'ın peşine düşebilir." Leyla'nın söyledikleri memurun dikkatini çekmişti.

"Doğru. Elmas için geri dönebilir. O zamana kadar Elmas hanımın güvenliği söz konusu olacak. Onu öldürmek için geri dönebilir."

"Veya başka birşey için..." Dedi Leyla fısıltıyla.

Polis memuru Elmas'ın yüzüne son kez bakıp eve gitmelerini söyledi. Leyla, Elmas'ın kolundan tutup ayağa kaldırdı. Elmas yine hiçbir tepki vermeden ayağa kalkıp Leyla ile birlikte karakoldan çıktılar.
Karakolun önünde onları bekleyen bir taksi vardı. Taksiye bindiği gibi evin adresini verdi Leyla. Taksici başı ile onayladıktan sonra yola koyuldu. Yol boyunca ikiside sessizdi. Elmas yol kenarındaki insanları izlerken, Leyla da sadece Elmas'ı izliyordu. Bu durumu onu çok üzüyordu. Kendiside üzülüyordu. Ama güçlü durmalıydı. Elmas'ın yanında güçlü olan tek kişi o olmalıydı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 04 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Code Name: DIAMOND [Düzenlendi]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin