14.Bölüm

38 23 0
                                    

"YARA ALDIĞIM YERDE İYİLEŞEMEDİM."


Artık buradan çıkışım yoktu Mehmet delirmişti sessizce göz yaşlarım içime akarken odaya çıktım ve kendimi uykuya teslim ettim.

Sabah uyandığım da mehmet koltukta uyuyordu yataktan sessizce çıktım kapı elbette kitliydi anahtar ya mehmette ya da ceketindeydi  sessizce mehmete yaklaştım ceketini yanından tam alacakken kolumdan tutup kendine çekmesi ile ufak bir çığlık attım.

“Ne o mihra beni mi özledin?”
“Sen kimsin seni özleyeyim aşağı ineceğim kapı kilitli kapıyı aç.”

Umursamaz bir tavır ile ayağa kalkıp kapıya gitti kapıyı açtıktan sonra bana dönüp;

“Hazırlıklı ol bugün gidiyoruz İstanbula.”

Mehmetin söyledikleri iyice sinirimi bozmuştu komidin üzerinde duran bibloyu alıp duvara fırlattım.

“Ben seninle hiç bir yere gelmiyorum ya sen  beni öldürürsün ya da ben kendimi öldürürüm.”
“Senin canın tatlı kıyamazsın sen kendine o yüzden elini yüzünü yıka gel aşağı saçmalığı da kes!”

Artık kabulleniyordum yavaş yavaş bugün bu evden mehmet ile beraber İstanbula gidecektim banyoya geçip elimi yüzümü yıkadıktan sonra aşağı indim,mehmet beni görünce konuşmaya başladı.

Bana yaklaşıp elimi tuttu ve konuşmaya başladı;

“GÖZLERİN DE SÖNSÜN İSTİYORUM GECEM”

Ama sen beni hiç umursamıyorsun bana bir şans ver cenneti yaşatayım sana düzeldim artık tedavi oldum sen benden gittikten sonra mihra ben senden sonra çok dağıldım.

Mehmet ağlama derecesine gelmişti gözleri dolmuş sesi titremişti bir anlığına ona geri güveniyor gibi olmuştum.

“Sen böyle yaparak beni kendinden daha da uzaklaştırıyorsun yapma böyle ne olursun bırak beni gideyim olmuyor ben seni istemiyorum.”
“Yeter kes sesini ben ne dersem o olacak bugün buradan bu şehirden bu insanlardan ayrılıyoruz artık temiz bir sayfa açma zamanı geldi.”

“BELKİ DE  KADER  BENZER YARALARIN OLGUNLAŞTIRDIĞI İKİ GÜZEL İNSANIN BİRBİRİNİ BULMA HİKAYESİDİR...”


Mehmeti umursamadan koltuğa geçip oturdum ağlamaya başladım.




Dila’nın yanına gittim odasında değildi annemin odasına baktığımda annem ile beraber uyuyordu sessizce yanına yaklaşıp kucağıma aldım yataktaki hareketlenme annemi uyandırmıştı ona geri uyumasını söyleyip odaya geçtim Dila bir anda ağlamaya başladı ona sarılıp tekrar uyutmaya çalıştım ama olmadı ışığı açıp yatağa yatırdım uykusunda ağlıyordu bir anda irkilerek uyandı beni gördüğünde hemen boynuma sarıldı bende ona sarılıp uyuması için saçlarını okşadım uyku sersemi halen ağlıyordu ağlaması daha da şiddetlenmişti bir süre sonra nefesi düzene girmişti ağlaması bitmişti dikkatli bir şekilde onu yatağa bırakıp aşağı indim babam aşağıda oturuyordu yanına gidip oturdum içimde bir sıkıntı olduğunu anlamıştı.

“Neyin var ne oldu?”
“Bakıcı diye aldığımız kadın yok benim çocuğum ona mı emanet edildi bana söyleseydiniz onun güvenilir olmadığını ben kapının önünden geçirmezdim.”
“Haklısın tanıdık diye güvenilir zanne zaten kız gelsin ilk işimiz göndermek olacak.”

Babamın yanından ayrıldıktan sonra mutfağa geçtim bir bardak su alıp odaya çıktım Dila’ya baktıktan sonra yanına geçtim sarılıp kendimi uykuya teslim ettim.

Hatice hanımdan;

Sabah erken saatte uyandım dila’nın odasına gidip Baran’ın yanından aldım kendi odama bırakıp aşağı indim Mihra halen ortalıkta yoktu mutfağa baktığım da zehra kahvaltı hazırlıyordu onu kontrol ettikten sonra avluya çıktım masa daha kurulmamıştı çardağa geçip oturdum Bozkır uyanmıştı oda çardağa geldi yanıma içim de bir sıkıntı vardı kalbim  sıkışıyordu ara ara Bozkır üzüntümü anlamıştı bana dönüp konuşmaya başladı;

“Betül iyiydi bir türlü sevemedin onu annesinden görmediği sevgiyi senden görmek istedi sen ise onu yok saydın şimdi de bakıcıyı baran ile baş göz etmeye çalışıyorsun ama olmaz Hatice kimse Betül gibi olmaz eğer biraz daha zorlarsan oğlunu da kaybedeceksin yapma zararlı çıkan sen olursun.”

“ Ben oğlumun mutluluğunu istiyorum o mutlu olsun yeter.”
“Sen oğlunun  mutluluğunu istiyorsun ama onu yavaş yavaş kaybediyorsun.”
“Ben ne yaptıysam baran için yaptım kimseye bir zararım olmadı benim yaptığım iş kimseye zarar vermez.”

Bozkır bey Hatice hanımın yanından ayrılıp çalışma odasına geçti şirket ile bir kaç dosya vardı onları inceleyecekti.

Odamın kapısının açılma sesi ile uyandım Dila gelmişti onu görüp kucağıma aldım kokusunu içime çektim bugün mezarlığa gitmem lazımdı dila ile beraber gitmeyi düşünüyordum ama dila mezarlıktan her dönüşte daha kötü oluyor eve bıraktığım da ise annesinden onu ayırıyor gibi hissediyorum,beni bu düşüncelerimden ayıran dilanın sesiydi.

“Baba”
“Efendim güzelim”
“O nerede?”
“Kim babacığım?”
“Bakıcım olan kadın gelmesin bir daha.”
“Gitti zaten bir tanem gelmeyecek bir daha.”
“Ben zehra ablam ile mutluyum o beni anlıyor biliyor musun onun da annesi gitmiş.”

Dila’nın söylediği cümle aklımı karıştırmıştı beraber odadan çıkıp aşağı indik sofra çoktan kurulmuştu dilayı anneme bırakıp Ömerin yanına geçtim.

“Ne yaptın ömer buldunuz mu kızı?”
“Abi kızın telefon sinyali en son bir bağ evinde işaret vermiş ondan sonra sinyal kesilmiş ve telefon kapanmış.”
“Bağ evi bizim sametin bağ evine yakın sameti akşam çağırayım bir konuşalım.”

Baran kardeşi ile konuşurken dila gelmişti dila geldiği için konuyu kapatmışlardı akşam samet geldiğinde taşlar yerine oturacaktı mehmet kimdi mihra kimdi bu eve ne için gelmişti hepsi akşam açığa kavuşacaktı.

“Baba.”
“Efendim prensesim.”
“Babaannem kahvaltıya çağırıyor.”
“Tamam hadi sen geç bizde geliyoruz.”

Dila yanımızdan ayrıldıktan sonra Ömer bana dönüp;

“Abi bugün işin var mı?”
“Mezarlığa gideceğim ordan da mevlüt için bişeyler yapacağım, ne oldu ki?”
“Eğer bugün işin yoksa sameti kahvaltıdan sonra çağırıp konuşalım diyecektim.”
“Öğlene doğru gelirim sen çağır bende gelirim ,hadi kahvaltıya geçelim şimdi yine çağırırlar.”

Ömer ile masaya geçtik babam masada yoktu yemeğimizi yerken zehra geldi bir eksik var mı diye Zehrayı görünce Mihra gelmişti aklıma,annemin morali bozuktu ne olduğunu sormadım ama pek iyi olduğu söylenemezdi.

“Zehra kahvaltı masasını toparladıktan sonra odama gel.”
“Tamam Baran bey.”

Kahvaltı bittikten sonra dila ile beraber odaya çıktık o boyama yaparken bende kısa bir duş ardından üzerimi giyinip dilanın yanına geldim saçlarından öptüm mezarlığa zehra ile konuştuktan sonra gidecektim diladan ayrıldıktan sonra zehrayı odama çağırdım.

Odama geçtikten 5 dakika sonra kapı tıklandı gelen zehraydı.

“Gel Zehra.”
“Birşey mi oldu baran bey.”
“Oturabilirsin şöyle uzun uzun konuşacağım konular var;

“Zehra direkt konuya girmek istiyorum mihra ile en son sen beraberdin sen eve geri döndün ama mihra gelmedi benimle açık açık konuşabilirsin rahat ol ve ben bir şey daha duydum çarşı da sizin yanınızda bir süre kalabalık oluşmuş ilk ve son kez soruyorum mihra nerde ve o gün çarşıda ne oldu anlat bana.”

“Baran bey biz o gün çarşıya gittik işlermizi bitirdikten sonra mihra elbise bakmak için bir mağazaya girdi sonra da ben geldim yanımıza 3 tane erkek geldi birisi mihranın nişanlısı y-yani eski nişanlısıymış ondan sonra onlar birşeyler konuştu ben eve geldim mihrada mehmet ile gitti.”

Zehra olanları anlatırken göz temasından kaçıyordu yalan söylediği çok belliydi onu yavaş yavaş köşeye sıkıştıracaktım en sonun da illa ki eteğinde ki taşlar dökülecekti ama ilk işim mihrayı bulup çocuğumdan uzaklaştırmaktı.Zehrayı odadan gönderdikten sonra dilanın yanına geçtim diladan ayrıldıp arabama binip mevlit için fatih ile beraber yemek şirketine geldim yemeğin kaç kişilik olacağını söyledikten sonra mezarlığa geçtim fatih arabada beklemek istediği için inmemişti sevdiğimin yanına geldikten sonra tabure çekip oturdum çiçekleri yavaş yavaş açıyordu dua okuduktan sonra canımı orada bırakıp eve geldim eve geldiğim de sametin arabası kapının önündeydi hakan da gelmişti bende vakit kaybetmedenen çalışma odama geçtim Hakan,Ömer,Samet oturmuş beni bekliyorlardı hakana olayı yüzeysel anlatıp samete döndüm;

“Kardeşim öncelikle hoşgeldin.”
“Hoşbuldum kardeşim yiğenimizi gerekmez birisine emanet etmişiz haberimiz olmadı ama bundan sonra daha dikkatli olacağız.”
“Samet Mihra’nın telefonundaki sinyal en son senin bağ evinin etrafında ki bağ evinden alındı.”
“Benim evin orda 2 tane ev var bir tanesi zaten kırmanoğullarının diğeri de boş bir evdi yeni alınmış beni dün akşam azad aradı yeni biri mi geldi diye bende bilmiyorum dedim birilerini gönderirim oraya hemen bakarlar o evdekilerin haberi olmadan alırız bilgileri.”
“Samet o kadının bana gelmesi lazım hesaplaşmam lazım onun ile.”
“Tamam ben hemen arıyorum adamları gönderiyorum oraya.”
Samet telefon ile konuşmak için dışarı çıktı Baran Ömer’e dönüp Dila’nın nerde olduğunu sordu Ömer odadan çıkıp dila’nın odasına geldi Dila yapbozu ile oynuyordu Ömer Dila’yı kucağına  alıp çalışma odasına getirdi Dila Baranı görünce koşup sarıldı baran da kızını bacağına oturtup yanaklarından öptü sametin odaya girmesi ile Dila samete bakmıştı Samet Dila’yı görünce bir anlığına afallamıştı sakince yerine oturup barana baktı Baran kızına bakıp:
“Babacığım sen halanın yanına geç bende birazdan geleceğim yanına.”
“Hani parka gidecektik geçen gün söyledim yarın gideriz dedin günler geçti gitmedik.”
“Amcacığım biz beraber gidelim mi babanın Samet abin ile konuşacakları var ,ordan da pamuk şeker yeriz olmaz mı?”
“Ben odama gitmek istiyorum.”
Dila mutsuz bir şekilde babasının kucağından inip odadan koşarak çıktı.Baran sıkıntı ile nefes verdi boşu doluya koysa olmuyordu ömer abisinin durumunu anlayıp odadan çıkıp dila’nın yanına gitti odaya girdiğinde Dila yatakta oturuyordu yanına gidip oturdu Dila yanına gelen amcasına sarıldı Ömer bu duruma şaşırmıştı yeğenini kendine çekip oda sarıldı.
“Güzel gözlüm babanın bu aralar işleri çok yoğun o yüzden seninle çok ilgilenemiyor oda farkında seni yalnız bıraktığını ama birazcık daha dayan işlerinin bitmesine çok az kaldı.”
“Annem de gitti,babam da gidiyor artık.”
“Olur mu öyle şey amcacığım baban senden hiç bir zaman gitmez,ben şimdi babanın yanına gideyim sende dinlen uykun gelmiş.”
Dila amcasının kucağından inip yatağına yattı Ömer sessizce odadan çıkıp çalışma odasına geçti.Ömer çalışma odasına geçtiğinde Samet gidiyordu sametle vedalaştıktan sonra abiside kendi odasına geçti.Baran artık ne yapacaktı bilmiyordu bakıcı işi artık risk taşıyordu annesi bir yandan sürekli evlen diye baskı yapıyordu bilgisayarını açıp ev ilanlarına baktı 3+1 ev olsa yeterdi kızı ve kendisi için, artık fiziken ve ruhen yorulmuştu aradığı evi bulmuştu konağa 1 saat kadar uzaktı ev bu onun için iyiydi ilanda yazan numarayı küçük bir not kağıdına yazıp çekmeye kaldırdı.Saat 16.00 olmuştu aşağı indiğinde Zehra çardakta oturmuş düşünceliydi Baranı görünce ayağa kalktı.
“Buyrun Baran bey birşey mi istemiştiniz?”
“Bir kahve yapıp odama getirir misin.”
“Tamam Baran bey hemen yapıyorum.”
Baran odaya çıkacak iken dış kapı büyük bir güç ile vuruldu baran kapıya gidip açtığında karşısında bitkin bir şekilde Mihra vardı ağzı yüzü kan olmuştu...

Bir sonra ki bölümde görüşmek üzere oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum iyi okumalar ✍🏻❤️


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 04 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

DİLA"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin