1.5

10.9K 783 176
                                    

Oy verip yorum yapmayı da unutmayalımm💋

Instagram; imeriess

***
Masadaki sohbet her ne kadar güzel olsa da Simon yanımda olmadığı için biraz tuhaf hissediyordum. Annesi ve teyzesi harika insanlardı. Onlarla sohbet etmek eğlenceliydi fakat sürekli masaya gelen başkaları yüzünden sohbet hep kesiliyordu.

Lavaboya gitmek istediğim için çantamı alıp masadan uzaklaştım. Lavabonun yerini Simon söylemişti bana. O yüzden kimseye sorma gereği duymadan üst kata çıkan merdivenlere ilerledim.

Merdivenlerden çıkarken arkamda birinin varlığını hissettim. Adım sesleri oldukça yakından geliyordu. Hafifçe başımı çevirip baktığımda yanılmadığımı fark ettim. Siyah saçlı bir kadın vardı arkamda.

Lavaboya girdiğimde kapıyı örtememiştim çünkü kadın kapıyı tuttu. "Pardon," dedim hafifçe gülümseyerek. Çantamı mermerin üzerine bırakıp ellerimi yıkadım. Biraz da olsa o ortamdan uzaklaşmak istemiştim.

Aynadan yüzüme baktığımda rujumun hafiften çıkmış olduğunu fark ettim. Son anda Melis çantama koymayı akıl etmişti. Ruju çıkarıp dudaklarıma sürerken aynadan kadınla göz göze geldik. Gözünü kırpmadan beni izliyordu.

Rujumun kapağını kapatıp çantama koydum. Saçlarımı omuzlarımdan geriye doğru atarken, "Kimsin sen?" diye sordu yan tarafımda duran kadın.

Yüzümü buruşturdum sorma şekline. Bu kadar kaba olmak zorunda mıydı?

Yönümü çevirip suratına baktım. Beyaz tenli, kahverengi gözlü, siyah saçlı güzel bir kadındı. Boyu benim boyumla aynı gibiydi. Giydiği siyah, deri elbise ve yaptığı makyaj onu çok tuhaf ve seksi göstermişti. Bunu inkar edemezdim.

Çantamı elime alıp, "Alya," diye yanıtladım sorusunu. Kaba oluşuna kabalıkla karşılık verecektim elbette.

Alayla gülüp, "Kim olduğunu sordum, adını değil," dediğinde sinirlerim bozuldu. Belli etmemeye çalışarak, "Bu seni ilgilendirmez," dedim, yalnızca.

"İlgilendirir," diye bağırdığında kaşlarımı kaldırıp sadece bakmakla yetindim. Onu tanımıyordum. O da beni tanımıyordu. Böyle rezil durumlara düşmeye gerek var mıydı? Eğer beni tanımak istiyorsa bunu düzgün bir şekilde yapabilirdi. Liseli zorba kızlar gibi lavabo köşelerinde bağırmasına lüzum yoktu.

Sakince bekledim sadece. Sorusuna karşılık vermeyecektim. Ne sanıyordu kendini de lavaboda böyle davranabiliyordu. Siyah saçlarını elleriyle geriye atıp, "Tamam, düzgünce konuşalım o zaman," dedi.

Cevap vermek yerine bakmaya devam ettim. Titreyen alt dudağını dişleri arasına alıp, "Simon ile aranızda ne var?" diye sordu. Beyaz yeni ışığın altında daha beyaz duruyordu. Elleri de tıpkı dudakları gibi titriyordu.

"Bunu neden bana soruyorsun? Onu tanıyorsan ona sor. Eminim sana cevabını verecektir."

"Ona sormak isteseydim sorardım zaten. Sevgili misiniz siz?"

"Bunun cevabını sana vermeyeceğim." Yanından geçip kapıya ilerlememi engelledi. Kolumdan tuttuğu için onu itip, "Hareketlerine dikkat etsene," diye uyardım, sabrımın sonuna yaklaşıyordu.

"Etmezsem ne olur? Simon'un sana aşık olduğunu falan mı sanıyorsun? Kızım boşa hayaller kurma. Onun aşık olduğu tek bir kadın vardı. O da yıllar önce gitti. Sen de onun heveslerinden biri olacaksın. Sadece onun boşluğunu dolduracaksın."

"Neden bu kadar sinirlisin? Yoksa sen de mi onun heveslerinden biri oldun? Simon'u senden dinleyecek değilim. Kendini daha fazla küçük düşürmemen için buradan gidiyorum." Dolan gözlerini zerre umursamadan tüm sinirimle onu iteleyip lavabodan çıktım.

Pabucumun Mafyası | texting (Ara Verildi.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin