2.0

6.5K 573 212
                                    

Keyifli okumalaarrrr 💋💋💋

***
33 cevapsız arama, 67 mesajı gördüğümde hiçbir tepki vermemiştim ama en son Artvin il sınırı tabelası mesajını görünce tepkisiz kalamamıştım.

Anneannemin yaylasında, ahşap evin üst katındaki odamda mesaja ne tepki vermem gerektiğini düşünüp duruyordum. Artvin'de olduğumu nerden biliyordu, hiç haberim yoktu. Aklıma gelen tek seçenek Melis'ten öğrenmiş olmasıydı.

Melis'in söylememiş olmasını umuyordum.

Simon'un buraya gelmiş olmasını anlamıyordum. Bu sıralar çok yoğundu. Elsa,ailesi, işler, toplantılar, Rusya'daki işler derken oldukça yoğun bir dönemden geçiyordu. Buraya gelmiş olması için babasıyla tartışmış olma ihtimali bile yüksekti.

Onu aradığımda Elsa'nın telefonunu açmış olması büyük bir hayal kırıklığına uğramama neden olmuştu. Anlamıyordum aynı işi yapıyor olmaları her an yan yana olacakları anlamına mı geliyordu?

Tek sorun o kadının eski sevgilisi olmasıydı.

Oflayarak telefonu yatağın üzerine bırakıp anneannemin masamın üzerine bıraktığı çay bardağını elime aldım ve pencerenin önünde durdum. Yemyeşil yaylaya bakarken her zaman olduğu gibi hayranlığımı gizleyemiyordum. Çocukluğumun en güzel zamanları gizliydi buralarda. Artvin'de mutluluğu yakalıyordum her gelişimizde.

Çayımdan yudumlarken aklımda dolanan düşüncenin üstüne fazla düşünmeden içimden geleni yaptım. Telefonumu alıp Simon'u aradım. Çok geçmeden anında açılmıştı telefon. "Alo?" Günler sonra sesini ilk kez duymuş olmak farklı hissettirmişti.

"Neden geldin?"

"Sen gelmeyince, beni dinlememekte ısrar edince dayanamadım. Sana geldim çünkü senden uzakta olmuyor Alya." Net ve kendinden emin sözlerini dinlerken aniden çöken duygusallık nedeniyle ağlamak istedim. Ben de ondan uzak durmak istemiyordum ama eski sevgilisi ile tüm gün yan yana olmasını da kabullenemiyordum. Böyle bir şeyi kim, nasıl kabul edebilirdi ki?

Elimdeki çayı masanın üzerine bırakıp yatağıma oturdum. Bir süre ne demem gerektiğini düşündüm. Kalbini kıramazdım, bu kadarını hak etmiyordu.

"İstanbul'a dönünce görüşebilirdik. Neden buraya geldin?"

"Sen neden kaçar gibi terk ettin İstanbul'u?"

"Ben kaçmadım. Sadece uzaklaşmak istedim. Her şey bu." Bağırıp çağırmak, ağlamak istiyordum. Onu çok özlemiştim ve evet, onu çok seviyordum. Ondan uzak kalmak bana iyi gelmemişti. Kafamı toparlayamıyordum. Oysa o yanımda olsa böyle olmazdı hiçbir şey.

"Alya," derin bir nefes verdi. Sesi kalınlaşmıştı sanki ve yorgun geliyordu. Eskiden daha canlı çıkardı ses tonu. Kalbim burkuldu bu düşüncelerim yüzünden. O da üzgündü. Ama ben üzgün değil kırgındım.

"Sana tek bir şey soracağım. Beni istemiyor musun? Eğer evet dersen söz veriyorum beni tanımadan önce her şey nasılsa hayatında öyle devam eder. Ama hayır dersen senden bir adım öteye gitmem."

İlk söylediği söz paniklememe neden oldu. Onu istemediğimi mi sanıyordu? Oysa ben sadece onu istiyordum.

"Hayır." Durdum ve derin bir nefes aldım. "Seni istiyorum Simon. Aksini hangi akılla düşündüğünü bilmiyorum ama seni yakınımda istiyorum. Benden uzak durmanı değil."

"Günlerdir benden uzaktasın."

"Nedenini biliyorsun." Yataktan kalkıp pencerenin önünde durduğumda kalbim ağzımda atıyordu. İçten içe onunla yan yana olup bu konuları yüz yüze konuşmak istiyordum. Ama anneannemin yaylası şehir merkezine uzaktı. Köyden şehire gitmek için arabaya ihtiyacım vardı. Yani annemi ikna etmeye.

Pabucumun Mafyası | texting (Ara Verildi.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin