Bölüm sonunda ki 'NOT' u okuyun lütfen...
~
Bölüm Şarkısı:İngrid Michealson- Everyone İs Gonna Love Me Now
~
Medya:Eva Butler
~
Bazı anlar gelir ki o yaşınıza kadar birikmiş tüm acılarınız bir bıçak gibi iner kalbinize. Kırılırsınız sanki daha da mümkünmüş gibi, 'Dayanamam artık bundan fazlasına' dersiniz. Ama insan yapısı... En unutulmayacak asla geçmeyecek dediği şeyleri bile zamanla unutuyor. Bazen çok zaman gerekiyor ama unutuyor, en azından çabalıyor. Hani herkes elindekinin değerini kaybedince anlıyor ya? Bu bana hep yanlış gelmiştir. Acıyı bile anında yaşamanız gerekir mutluluk da olduğu gibi. Çünkü düştüğünüzde ki diz yarası gibidir aslında. O anlık çok canın yanar ama o süre zarfı içinde o acıya göğüs gerebilirseniz izi kalmaz.
Peki ya aksi takdir de?
Kabuk bağlar ve en ufak bir darbe de yine kanamaya başlar. Elinizdekinin değerini bilmelisiniz aslında; acının bile. Çünkü o da sizi bir adım olgunlaştırıyordur. Oysa ki daha hic koşmaya cesaret edemememiş 60 yaşında ki bir kadın bile olgun değildir bana kalırsa. Ertelemiştir her şeyi, geç kalmayı düşünmeksizin ertelemiştir. Atmıştır hislerini bedeninin en ücra köşelerine, hissetmemeyi denemiştir ama o lanet geceleri her şey üzerine gelir. Biraz olsun azaltamaz açısını çünkü sabah olduğunda yine kıyafetlerini giyip maskelerinden birini takacaktır o yüzüne.
Ne acı ama!
Bende çok yanlış yaptığımı fark ediyorum her geçen günde. Belki de bu yüzden seviyorum mesleğimi, insanların aynı hataya düşmemesi adına paylaşmak...
Karşımda oturan ve yemekten kalmamış tırnaklarını inatla kemiren kıza baktım.
"Teresa?"
Elini telaş ile arkasına sakladı ve bana kaldırdı ürkek bakışlarını. Onda bir çok şey görebiliyordum; Toplum baskısı, ne olacağım endişesi, kalp kırıklığı...
"Bana sorundan bahsetmek ister misin?"
Maddie den daha hoyrat bir dalgası olan saçlarını karıştırdı ve ısırmaktan kan toplamış dudaklarını dişlerinin arasında aldı.
"Bak güzelim, konuştuklarımızın hepsi bizim aramızda, ne ailenden her hangi biri ya da çalışanlar kimse bir şey bilmeyecek. Sadece bana güvenmeni ve dürüst olmanı istiyorum."
Hala büyük bir git gel içerisindeydi. Gülümseyerek yerimden kalktım ve yanında ki koltuğa oturdum.
"Tamam madem, o zaman ben biraz kendimden bahsedeyim. "
Özellikle otururken çok fazla ağrım oluyordu ama bunun olacağının zaten bilincindeydim. Normal bir hamileliğin 5 katı daha fazla acı çekiyordum hastalığımdan dolayı ama gittikçe büyüyen bu mucize için değerdi. Elbiseden kendini belli eden karnımı gösterdim.
"24 yaşındayım. Çoğu insan anneliğin büyük bir sorumluluk olduğunu ve daha bunun için yeterli olgunluğa ulaşamadığımı söylüyorlar. Ne yapıyorum biliyor musun? Kulaklarımı kapatıyorum. Çünkü her geçen gün daha hazır hissediyorum kendimi. Ama eğer ki diğerlerini dinleyecek olursam rahat bir anne bile olamayacağım. Neredeyse 5 aylık ve özellikle yanlızken benimle olduğunu hissediyorum. Cinsiyetini bilmiyorum ve doğana kadar öğrenmemeye karar verdik. Şimdi sıra sende Teresa, seni dinliyorum."
Elini saçlarına attı ve konuşmaya başladı.
"Bir çocuktan hoşlandım ve hayatımın içine etti. Artık hiç bir şey yapamıyorum. Ölü gibi. "
"Nasıl? "
"Fazla şişman olduğumu söyleyip dururdu. Hiç birşey yemedim, yediğim zamanlarda bile kustum. Aileme söylemiyorum ama 3 aydır 25 kilo verdim ve artık hiç birşey yiyemiyorum. "
Başımı iki yana salladım ve eteğinin üzerine bıraktığı ellerini kavradım.
"Peki ya seni psikolojik olarak baskı altına sokan ne canım?"
"Beğenilmeme korkusu..."
Boşta kalan elim ile önüme düşen saçları kulağımın arkasına yerleştirdim.
"Senin için bir sürü merkez biliyorum Teresa. Bu durumdan acilen kurtulmalıyız yoksa bir seruma bağlı yaşamak zorunda kalacaksın. Senin gibi bir sürü insan biliyorum. Bunu kabul eder misin?"
Gözlerini karnıma dikmişti. Ellerimin arasında duran elini karnıma götürdüm.
"Hissedebiliyor musun?"
Odayı kısa bir sessizlik kapladıktan sonra kocaman bir tebessüm etti.
"Evet..."
Elleri hala karnımdayken devam ettim.
"Bunu yapabilirsin Teresa. "
"Ama ailem... Bir erkek yüzünden böyle olduğunu..."
Yersiz paniğe kaplamaması adına cümlesini bitiremeden araya girdim.
"Onu ben halledeceğim hayatım. Tek merak ettiğim kabul ediyor musun, etmiyor musun?"
Başını iki yana salladı ve elini karnımdan çekerek saçlarını toparladı.
"Güçlü olmalıyız tamam mı? "
~
''Harika görünüyorsun Eva!''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAPKIN #WATTYS2015
Mystery / ThrillerHer kelimeyi bir cisim karşılar. Peki ya kusursuzluğu? Tabiki Aiden Butler. Tanrıları kıskandıran bu adam kanın cazibesine kapılmış bir şeytandı, sapkındı. Şehrindeki tüm "EN" leri tek tek yok eden genç adamın hesaba katmadığı birşey vardı. Ezberini...