14.Bölüm

43 6 6
                                    

Merhabalar okuyup oy atmadan geçmeyin oy atın. Yorum atın.
Teşekkürler.

Mina ZAMİR den

Güzel uykumu gök gürültüsü bozmuştu. Ben küçüklüğümden beri  gök gürültüsünden gece uyuyamazdım. Neden bilmiyorum şu yaşıma geldim hala korkuyorum.
Saat'e baktığımda 8:25. Biraz telefonu kuracaliyim sonra kahvaltı hazırlamaya başlarım. Telefonu elime aldığımda mesajlar kısmından Asaf'tan mesaj olduğunu gördüm.
Mesaja baktığımda akşam 23:34 de atmış. Mesaj da görevden döndüğünü yazmıştı. O zaman bu akşam yemek yiyebiliriz. Mesajın'a karşılık olarak
' Bu akşam Ali üsteğmen ile bekleriz o zaman.' Sanki telefonun başında bekliyordu. Attığım gibi mesaj geldi.
' tamam olur. Saat kaç gibi?'.  Yazdı, kafam dan bir sayı attım ne biliyim.
' 19:00 gibi olur.'  Çevrimdışı oldu. 1 dakika  sonra çevrimiçi oldu. ' Tamam uygun.' Telefonu kapatıp Zehra 'nin odasına girdim.

" Zehra hadi kalk işimiz var bugün. Kalk kahvaltı yapalım."

Zehra mırıldanarak " Sen hazırla yaaa . Ben 10 dakika daha uyuyacağım."

Sen görürsün nasıl zipliyorsun yataktan şimdi.

" iyi o zaman akşam'a da Asaf ile Ali gelecekti. Ben de onlara öyle derim. 10 dakika bekleyin Zehra uyuyor derim."

Zehra yataktan kalktı. Direk mutfağa girdi. Peşinden gittim.odun kaşığı alıp bana vuracakti lan yoksa. Korka korka kapının eşiğinden baktım.

"Mina tatlı olarak benim tiramisu mu yapsak?"

" Sen varyaaa. Dur kahvaltı yapalım evi sen temizle bende markete giderim."
Hızlıca söylediğim için evet demesi yüzde yüzdür. Temizlik yapmayı hiç sevmezdim. Zorda kalmadığım  sürede. Zehra hemen " tamam. Kahval-. Yaa sen nasıl bir fırsatçisin yaa."
" benim canım arkadaşım, kardeşim, abla-"

" tamam Mina yeterr."
Kahvaltı yaptıktan sonra Zehra bana alınıcaklar listesi yapıp markete gittim. 1 saat tan beri markette alışveriş yapıyordum. Evde bu kadar mı eksik vardı? Kasaya gidip parayı ödedim. Şimdi ben 5 tane poşeti nasıl götüreceğim. Taksi çağırsam kısa mesafe diye götürmezler. Arkamdan biri bana seslendi.

" Mina hanım?"

" Ali üsteğmenim."

" yardım etmemi istermisin?"

" hayır diyemeyeceğim. Teşekkür ederim."

" Önemli değil. benim çok fazla bir şeyim yok, poşetim hafif.  Bunu sen al."

" tabi."
Marketten beraber çıktık. Allah gönderdi Ali üsteğmeni yoksa biraz zor du bu poşetleri götürmem.

" eee Mina hanım nasılsın?"

" İyiyim çok şükür. Yalnız şu 'hanim' kelimesini kullanmasak kendimi kaymakam gibi hissediyorum, yaş farkımız da çok yok sanırım."

"Peki sende 'üsteğmen' kelimesini kullanma benim için dışarıda pek iyi olmaz. Ayrıca ben 29 yaşındayım. Sen?"

"Afedersin.  Bende 26 yaşındayım."

" Asaf senden biraz bahsetti gerçekten de PlayStation mi oynuyorsun?"

" evet. Arada maçlarda izliyorum."

" vay be. Şaşırdım sadece."

" Ali ben bir şey sorabilir miyim?"

" Sor tabi."

" buralarda poligon sahası  var mı ?"

" poligon mu? Sen ne yapacaksın ki?"

Vatan Uğruna Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin