şef sensin. (ArCen)🧡

Kuaför

Nihayet gün bitmişti. Emre bize veda ettikten sonra çıktı. Mutfakta yine Cenanla ben kalmıştık.

Öhmm.
Eee gidiyor muyuz?

Ha evet evet hemen montumu alayım.

Şansa montumun da içi turuncuydu.
Cenan'ın gözü montumun içine doğru kaydı.

Galiba turuncuyu tek seven ben değilim.

Yanii, bende severim aslındaa.

Hmm
Yakışıyor da sana.

Teşekkür ederim..

Beraber hazırlanıp dışarı çıktık.
Geçen sefer de olduğu gibi Cenan'ın arabasına bindik.
Cenan, arabayı çalıştırıp sürmeye başladı. Yine bi sessizlik vardı.
Konu bulmak için boş boş arabaya ufaktan gözümü gezdirdim.
O sıra da Cenan'ın anahtarlığında ki Beşiktaşlı anahtarlığı gördüm.
Vay be. O da mı Beşiktaşlıymıış...

Aa sende mi Beşiktaşlısınn?

Tabii! Hemde en koyusu!.
Sen?

Sende dediğime göre bende Beşiktaşlıyım Cenan ahaha.

Ah doğru ahaha.

Sohbet ederek Cenan'ın bahsettiği kuaföre gelmiştik.

Eveet işte burası.

Hmm güzeel.

Arabadan inip  kuaföre girmiştik. İstanbul'a geldiğimden beri ilk kez burada kuaföre gelmiştim. Onu da Cenanla yapmıştım.
Koltuklara oturduğumuz da istediğim modeli berbere anlattım. Cenan ise uçları alıp yüz maskesi yaptırdı.

Arif sende yaptırsana.
Yüz maskesini.

Ha bilmem ki.
Yaptırayım ya.

"Ustam bana da bi maske".

Maskelerimiz yapıldığında dışarı çıkıp küçük masalara oturduk.

"Birader bize iki çay kap gel be."

Eee Arifim ne var ne yok?
Karnın nasıl oldu? Daha iyi mi?

Yani evet kremin iyi geldi teşekkür ederim. Morarıklık da birkaç güne geçer herhalde.

Hatırladıkça kendime kızıyorum.
Keşke bırakmasaydım seni.
Bunlar olmazdı.

Cenan saçmalama. Senin bir suçun yok. Aksine ben hatalıyım. Ben ısrar ettim.

Aslında ikimiz de suçlu değiliz ahaha kim bilebilirdi ki o oruspu çocuklarına denk gelebileceğini?

Olsun bende de suçluluk payı var.
Sen uyarmıştın.
Neyse sağlık olsun ya.
Beterin beteri var  yine ucuz kurtuldum.
Senin sayende.
Tekrardan teşekkür ederim.

Ne demek Arif.

Sahi nerden aklına geldi orada olduğum?
Ya da nasıl buldun ki?