12. bölüm: Parti...

3.4K 115 4
                                    

"Off Naz ya başıma ne işler açtın."
"Hadi söylenmede giy şu elbiseyi"

"Ben hayatta giymem bu elbiseyi bu nasıl şey böyle"

"Damla."

"Tamam tamam be giyiyoz. Ufff Allah'ım inanamıyorum İzmir'e geldim ama ailemin haberi yok duysalar bir daha göndermezler beni okula. Off hep senin yüzünden Naz bensiz gidemez miydin şu partiye?"

"Gidemezdim Damla hem sen benim kardeşim değil misin kiminle gidicem ki. Hem hadi bak makyajını da yap birazdan Can gelir bizi almaya."

"Hala makyaj diyo yaa. Bi de o çocuk mu götürcek bizi. Kızım ben gelmicem ya hem içkili yerdir ora ben istemiyorum."

"Amma naz yaptın haa kardeşini kırıyo musun?"

"Tamam tamam baş belası hadi gidelim bir an önce bitsinde okuluma döneyim. Bak beni sakın orda yalnız bırakma fena bozuşuruz ona göre"

"Tamam tamam hadi gelmiş kapıdaymış."

Ufff şu Can'dan nefret ediyorum. Naz'da ne buluyosa bu çocukta anlamadım. Allah'ım sen bizi koru yaa. Of Naz off senin yüzünden umarım başımıza bir şeyler gelmez.

Partinin olduğu mekana geldik. Açık alan havuz kenarı baya lüks bir yer.

Naz beni çoktan bırakıp Can'ın arkadaşlarıyla tanışmaya gitti. Sözde bırakmıcaktı yalnız beni. Gürültü iyice başımı ağrıtmaya başladı. Saatte geç olmuştu. Ama Naz'ın hiç gitmeye niyeti yoktu. Yine bi arkadaşta kalcam diye kafalamıştı aileyi.

Garsonlardan biri meyve suyuna benzer bir şey getirdi önüme. Tadına baktım. Başta acımsı bir tat geliyordu ama sonradan güzel. 5 bardağa yakın içmişim şu meyve suyundan.

Naz geldi yanıma.

"Nasıl gidiyo parti" dedi.

"Bok gibi ben gidiyorum"

"Damla sen içki mi içtin yaa"

"Ne içkisi be meyve suyu içtim işte bak"

Elimdeki bardağı gösteriyordum ayakta duracak halim yoktu. Naz bardağı kokladı.

"Ah be Damla naptın kızım sen gel gel gidelim biz"

Naz Can'la vedalaştıktan sonra koluma girdi ve ufak adımlarla yürümeye başladık. Kapının önünde taksi bekliyordu bizi. Hemen bindik.

Naz'a dönüp "beni Ömer'e götür" dedim.

"Ne saçmalıyorsun sen"

"Götür dedim yoksa annenlere söylerim parti olayını"

"Damla güzelim saçmalama gecenin bi saatinde hem uyuyodur yarın gideriz haa ne dersin"

Ağlamaya başladım. Naz Ömer'i tanıyordu ve benim onu deliler gibi sevdiğimi, ne kadar acı çektiğimi en iyi o biliyordu. Ağlayarak:

"Ne olur götür beni ona nolur sadece onu ne kadar çok sevdiğimi söylicem nolur Naz" dedim.

"Peki tamam tamam ama sakince tamam mı bi delilik yapmak yok"

"Tamam"

Şoföre yolu tarif etti. Uzun bir yolculuktan sonra Ömer'in evinin kapısına gelmiştik.

Arabadan indik. Naz şoföre burda beklemesini söyledi.

Tam Ömer diye bağıracakken Naz ağzımı kapattı.

"Bir delilik yapmayacağına söz vermiştin Damla sakın bir daha bağırma"

Tamam der gibi kafamı salladım. Yavaşça elini ağzımdan çekti. Bağırmaya niyetim yoktu.

Apartmanın kapısına doğru yürüdük. Neyseki kapısı açıktı. Naz yavaşça kapıyı itti. İçeri girdik. Tam olarak hangi daire onun bilmiyordum.

Ama bir işaret olmalıydı. 1. katta değildi. 2. kata çıktık. Her katta 4 daire vardı. Tek tek hepsinin kapıya baktım. Neyseki bazıları akıl edip adlarını yazmış zillerinin üstüne.

Tam kapısının önüne geldik. Kapıyı çalacakken Naz:

"Kanka yapma hem uyuyorlardır hadi gel gidelim"

"Naz bu zamana kadar neler çektiğimi sen biliyorsun bunları yaşatma nedenini sormam hakkım değil mi sence?"

"Hakkın hakkın kanka da bu saatte olmazki sen gel sonra sorarsın."

"Olmaz Naz bu gece bu iş biticek o kadar" dedim ve kapıya 2 kez hızlı bir şekilde vurdum. Aradan 3 saniye geçmeden aynı hızla 3 kez daha vurdum.

Naz:

"Bak yoklar belki de taşınmışlardır hadi gel gidelim." dedi ve kolumdan çekiştirmeye başladı. Bırakması için ittim onu tam o sırada kapı açıldı.

Tam işte o an derken yaşlı bir amca açtı kapıyı. Naz hemen söze girdi.

"Afedersiniz amcacım rahatsız ettik bu saatte biz Ömer Aslan'a bakmıştık ama"

Neyse ki amca insaflı biriydi terslemedi bizi. Meğerse bir üstünde oturuyormuş.

Yukarı doğru çıktık.

"Gel yol yakınken vazgeçelim Damla"

"Olmaz diyorum sana bu gece biticek"

Artık baya içmişim kafa gitmiş Naz bile baş edemiyordu bana. Salak saçma gülüyordum merdivenleri çıkarken.

Şimdi kapısının önündeydik çünkü zilin üstünde kocaman Ömer Aslan yazıyodu. Demin ki yaşlı amcanın ismi Önder'miş ya artık sarhoşum ya ne kadar sarhoş olduğumu siz kestirin.

Aynı demin ki gibi kapıya vurdum ama bu sefer daha sert ve daha hızlı. Bu sese uyanmaması mümkün değildi.

Kapı yavaşça aralandı ve...

Arkadaşlar üniversite yılları umarım hoşunuza gidiyodur. Beğeni ve yorumlarınızı bekliyorum. Yeni bölüm en kısa zamanda... İyi okumalar canlarım...

Gönlümün Kaptanı (edebiyat öğretmenim)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin