8. Bölüm: Bakışı...

4K 124 10
                                    

Otobüsüm hemen gelmişti. Bir an önce okula gitmek için sabırsızlanıyordum.

Sonunda okuldaydım işte. Kapıdan girer girmez arkadaşlarımı gördüm. Özlemiştik birbirimizi. Sarıldık. Sarılırken gözlerim Ömer hocayı arıyordu. Fakat henüz etrafta hiç öğretmen yoktu.

Kürsüye yakın bir yerde toplandık. Yaz tatiline dair konuşuyorduk. Tabi ki de ben susuyordum. Çünkü anlatacak gerçekten hiç bir şey yoktu. Artık sıkılmaya başlamıştım. Kürsüye doğru kafamı çevirdim. Kafamı çevirdiğim anda kalp atışlarım hızlandı, değişik duygular içerisine girmeye başladım. Birden bire sıcak bastı.

İşte oradaydı. Uzun bir aradan sonra ilk kez görmüştüm onu. Yine her zaman ki gibi aynıydı.

Kürsüde bir hocayla konuşuyordu. Baktığımı farketmiş olmalı ki bana doğru baktı. Onun baktığını anlayınca hemen kafamı çevirdim. 5-6 saniye sonra tekrar baktım. Ama o gözünü ayırmamıştı hala bakıyordu. Bakışlarına anlam veremiyordum. Fakat bu çok hoşuma gidiyordu.

Artık ben bakmayı kesmiştim. Ama hala her kafamı onun tarafına çevirdiğimde bakıyordu. O kadar güzel bakıyordu ki insan niye bakıyorsun bile diyemiyordu. Bir ara kürsüden aşağı indi o ara hala gözü buradaydı.

" Çok güzel bakıyo piç" dedim içimden...

-------------------------------------------------------

Zil çaldı sıra olduk. Onu görmüştüm biraz da olsa rahatlamıştım. Asıl sorun acaba bu sene bizim sınıfa derse girecek mi?

Sınıfa girer girmez ders programını aradım. Fakat henüz dağıtılmamıştı. Sırama geçtim. Yine en öndeydi, öğretmenler masasının önünde. 3 senedir en önde ve öğretmenler masasının önünde oturuyordum.

Sene hakkında konuşuyorduk kızlarla. Sonra biri girdi sınıfa "11-C'nin ders programı" dedi kağıdı masaya bıraktı ve gitti.

Heyecan yapmamalıydım. Çünkü bizim sınıfı almaması için hiç bir sebep yoktu. Ya da dur var mıydı? Aslında bizim sınıfın erkeklerinden pek hoşlanmazdı. Uf inşAllah almıştır ya.

Ders programına bakan diğerlerinin yanına gittim. İlk baktığım ders edebiyattı. Ama başka bir isim yazıyordu. Büyük hayal kırıklığı yaşadım. Ardından hemen dil anlatım dersine baktım. Ama ama nasıl olur, bu derside almamış...

İşte yıkıldığımın resmidir..

O gün kendime gelemeyeceğimi anlamıştım. Bir sene boyunca onun sesini duymadan yapamazdım. Zaten çok özlemiştim. Artık aklımda onunla ilgili hayin planlar dolanmaya başlamıştı. Düşüncelerime hakim olamıyorum. Galiba bu sene aklımın alamayacağı şeyler yapacaktım.

----------------------------------------------

Seneyi onunla geçirebilmek için araya kısafilmi koydum. Yarışmaya katılacağımı falan söyleyerek bir kaç fikir almaya çalıştım. Dosyalarımı verdim ve okumasını bekledim. Bir süre ses çıkmayınca tekrar yanına gittim. Belli ki uğraşnak istemiyordu. Ama benim pes etmeye niyetim yoktu.

Bir süre öyle dolandım peşimde. Bunu niye yaptım bilmiyorum. Sanki benden gittikçe uzaklaşıyordu. Ben ise bu durum karşısında elim kolum bağlı duruyordum.

Artık yanına gidebilmem için hiç bir neden yoktu. Sorabilmek için saçma salak sorular da gelmiyordu aklıma.

Uff çok sıkıldım, çok özledim. Bir şeyler yapmalıydım ama ne?

-----------------------------------------

Bu sene farklı bir şeyler vardı onda. Fazla özgüvenle dolmuştu. Geçen seneki içine kapanık Ömer hocadan eser yoktu. Ayrıca sigaraya başlamıştı. Bunu duyunca yıkıldım. Nasıl ya içmezdi o sigara. Yok yok kesin bir şey vardı bu adamda.

Tenefüslerde bırak dışarı çıkmayı, öğretmenler odasından bile çıkmayan adam bu sene ne oldu da her tenefüs dışarıda...

Bir de yeni arkadaş yapmıştı kendine. Hem de kadın. Nefret ediyorum o kadından. Sürekli etrafında dolanıyordu. Gerçi benimki de yüz veriyodu ama neyse.

Niye böyle oldu ya ben eski Ömer hocayı istiyorum. Ben aşık olduğum adamı geri istiyorum. Sevmedim bu yavşak Ömer'i. Herkese sulanan önüne gelene gamzelerini çıkartarak gülen (ben hariç) Ömer'i sevmedim.

Kadın hocayla takılmaları gittikçe canımı sıkıyordu. Elimden de bir şey gelmiyordu. Ayrıca diğer sınıftaki bazı sürtük kızlarla aralarında geçenleri duydukça kıskançlığım tavan yapıyordu.

Hadi kendimi geçtim, bu adam evli ya karısı duysa kim bilir ne der. Yazık kadına yaa. Ben bile hiç bir şeyi değilken bu kadar kıskanıyorsam, deliriyorsam, bunları duysa ne yapar acaba...

Yılbaşına son iki gün kalmıştı. Bir delilik yapmayı planlıyorum. Hani derler ya yılbaşına nasıl, kiminle girersen bütün senen onunla geçermiş diye. Ben inanmam böyle şeylere ama yılbaşına onun sesini duyarak girmek istiyorum. En fazla yeni yılını kutlar kapatırım...

Yeni yıla böyle girmek istiyorum da nedense içimde kötü bir his var. Umarım hislerim beni yanıltıyordur.

-----------------------------------

Sonunda o gün geldi. O kötü his hala içimde bir yerlerdeydi. Aman ortaya çıkmasın yılbaşına saatler kala.

Okuldaydı. Deli gibi akşam ne yapacağını merak ediyordum. Geçen sene sorduğumuzda evimde oturcam demişti ama bu sene pek öyle yapcak gibi gözükmüyordu.

Okuldan çıktım. Biz her yılbaşında anneannemlerde olurduk. Eve gidip hazırlandım ardından anneanneme geçtim.

---------------------------------------

Bu gece erken bitecek gibiydi. Yeni yıla dakikalar kalmıştı. Son 1 dakikada bizimkilerin yanından ayrıldım. Annemin telefonundan onun numarasını çevirdim ve çalmaya başladı...

Arkadaşlar merhaba. Çok fazla olmadı yazmaya başlayalı. Biraz acemiyim. Umarım beğenirsiniz. En başta da söylediğim gibi gerçek bir hikayedir. Eğer beğenilirse ilerisini yani üniversite zamanını kendim kurgulayarak yazmak istiyorum. Teşekkürler.
Beğeni ve yorumlarınızı bekliyorum... ;)

Gönlümün Kaptanı (edebiyat öğretmenim)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin