14. bölüm: Ne bu şimdi?

3.1K 100 3
                                    

Arkamı döndüm sesi duyunca. Damla'ydı seslenen.

Tekrar yineledi.

"Korkuyorum! Gitme!"

Yanına yaklaştım ve yine yanımdaki koltuğa oturdum zaten bu durumda Şeyma'nında yanına gidemezdim açıklama isticekti. En iyisi yarın erkenden Damla'yla konuşmak.

Ben bu kızdan nefret ediyordum. Bana yaptıklarından dolayı. Gerçi düşündümde ben ona konuşması için bir fırsat dahi vermemiştim.

Aman şimdi bunları düşünemem tek dileğim bir an önce şu kızı evden göndermek.

Koltuğun yastığını düzelttim ve başımı yastığa koydum.

Damla inliyordu. Tam anlaşılmıyordu ama galiba benim ismimi sayıklıyordu. Neden ki neden Allah'ım. Tamam zamanında yaptıklarından dolayı bana karşı bir şeyler hissettiğini anlamıştım ama bu çocukça bir şeydi. Sonuçta her öğrenci öğretmenini hayranlık duyabilir. Ama bu bambaşka bir şey belli. Yoksa niye durup dururken gecenin bi vakti kapımı çalıp dudağıma yapışsın...

Elimi hafifçe dudağıma değdirdim ve gözlerimi yumdum...

DAMLA

Sabah kalktım.

Ömer hemen yanımdaki koltukta uyumuştu. Önce bi şaşırdım sonradan dank etti.

"Oofff Allah'ım ben neler yaptım"

Sonra baktım Ömer o kadar güzel uyuyordu ki yaptıklarımı unutup anın tadını çıkarmak istedim ayağı kalktım ve yanına yaklaştım.

O kadar güzel uyuyordu ki tıpkı bir bebek gibi. Ne olursa olsun onu sevmekten vazgeçmeyeceğim dedim kendi kendime. Yavaşça elimi saçında gezdirdim. Yumuşacıktı. Allah'ım şuan deliler gibi aşık olduğum adama dokunuyorum. Ne müthiş bir duygudur bu. Ağlamamak için zor tutuyorum kendimi. Sonra aklıma geliyor. Belki de bu onu son görüşüm. Belki de ilk ve son dokunuşum. Allah'ım sana yalvarıyorum onu bana bağışla, nasip et. Sana şükürler olsun ona dokunabilme zevkini tattırdın bana, onun olma zevkini de tattır Yarabbim.

Amin diyerek bitirdiğim duamı şöyle sonlandırdım. Allah'ım bana onu sevebilme gücü, sabrı ve aşkı verdiğin için sana sonsuz teşekkürler...

Koltuğun hemen yanına çömeldim dizlerimin üstüne. Hafifçe yastığına koydum başımı. Kokusunu alabiliyordum. Ardından yavaş bir şekilde ellerimi avuç içlerine kondurdum ve gözlerimi yumdum. Bu büyü hiç bozulmasın istiyordum.

Dememe kalmadan cırtlak bir ses "ohh ya ne güzel böyle. Allah'ım şimdi deliricem" diye bağırdı. Ömer'le aynı anda irkilerek doğrulduk. Beni yanında fark edince hafiften geri çekildi fakat elim hala ellerindeydi.

Ömer "niye bağırıyorsun Şeyma sakin olur musun artık"

Şeyma "elleriniz orada hala birbirlerine bağlıyken nasıl sakin abilirim Ömer bunu bana açıklar mısın?

Şeyma cadısının öyle demesiyle Ömer'in ellerini çekmesi bir oldu.

Artık bana yol görünüyordu. Haddimi fazla aşmıştım. Tam kapıya doğru ilerlerken kapı çaldı. Naz gelmiş olmalıydı. Ömer kapıyı açmak için kapıya yöneldiğinde nasıl olduysa Şeyma'yla ikimiz aynı anda "bu kılıkla mı açacaksın kapıyı bekle ben açarım" dedik.

Hepimiz birbirimize bakakalmıştık. Gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Tabi ki de Ömer bizi dinlemeyerek kapıyı açtı. Neyse ki gelen Naz'dı.

Naz'ı görünce bende hemen Ömer'in açtığı kapı aralığından sıyrıldım.

Ömer "hop hoopp küçük hanım henüz hesap vermedin hiç bir yere gidemezsin" dedi. Bende "hocam lütfen affedin bir daha karşınıza çıkmam söz" dedim. Hafifçe parmak uçlarımla kalkarak yanağına bir buse kondurdum yanağına ve hiç arkama bakmadan hızlıca merdivenlerden indim. Ben inerken Naz'la bir şeyler konuşuyorlardı.

Kapıdan dışarı çıktığım anda derin bir nefes alarak ohh çektim. Henüz hla yaşadıklarımın etkisindeydim.

Hemen apartmanın karşısındaki kaldırıma oturarak Naz'ı beklemeye başladım...

Gönlümün Kaptanı (edebiyat öğretmenim)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin