1.8

9K 743 161
                                    

Yorumlarınızla beni motive etmenize ihtiyacım var🥺💋

Instagram; imeriess (takipleyinizz💋)
Instagram da paylaştığım gönderilere destek olur musunuz?🥺🥺

Tiktok; themeeryy

***
Simon; Ne yapıyorsun? (20.12)

Simon; Parkta buluşalım mı? (21.36)

Simon; Alya uyudun mu? (23.49)

Simon; Neden mesajlarıma bakmıyorsun? (00.17)

Simon; Bir sorun mu var?

Simon; Alya iyi misin?

Simon; Beni endişelendiriyorsun

Simon; Aramalarımı da görmüyorsan bir şey oldu o zaman

Simon; Size geliyorum

Simon'un attığı tüm mesajları üstten okuyordum. Hiçbirine yanıt vermek istememiştim ama son mesajıyla birlikte kaşlarımı çatıp gelmemesi için mesaj attım.

Alya; Gelmeni istemiyorum

Telefonu komodinin üzerine bırakıp ellerimle yüzümü kapadım. Hislerim çok karışıktı. Ne hissedeceğimi bile şaşırmıştım ama midem bulanıyordu. Çok üzgündüm. Üzüntüden kalbim parçalanacak gibi hissediyor olmam korkunçtu.

Ama sevdiğim adamdı o. Bana yalan söylemiş olması kötü hissettiriyordu.

Yatağımda yan dönüp cenin pozisyonunda uyumaya çalıştım ama çalan telefonum buna izin vermedi. Arayana baktığımda Simon olduğunu görüp aramayı reddedecektim ki durdum. Ani bir kararla aramayı yanıtlayıp hoparlörü açtım.

"Alya." Simon'un aramayı açtıktan sonra derin bir nefes almasına tepki veresim gelmedi.

"Seninle konuşmak istemiyorum Simon. Lütfen beni rahat bırak." Gözlerime batan yaşlar kalbimin acısını arttırıyordu. Kucağımdaki yastığı sıkıp ağlamamak için dişlerimi sıktım.

"Alya ne olduğunu anlamadan seni rahat bırakmam. Sadece konuşalım. Beş dakika içinde aşağı in." Emir vermesine ve telefonu yüzüme kapatmasına tepki vermeme fırsat vermemişti. Bir yanım gitmek istemiyordu, çünkü kırgındı. Diğer yanım gidip konuşmak istiyordu, çünkü içimin rahatlamaya ihtiyacı vardı.

Ayağa kalkıp üzerime ceket aldım. Telefonumu şortumun cebine koyup odamdan çıktım. Annem bu gece nöbetçiydi. Evde tek olduğum için arkamdan kapıyı kilitledim.

Apartmanın aşağısına inip yolun karşı tarafındaki parka yürüdüm. Dediği gibi hemen gelmişti. Arabadan inişini izlerken kollarımı göğsümde bağlamış ifadesiz bir şekilde bakıyordum ona.

Tam karşımda durduğunda suratına baktım sadece. Bana yalan söylemiş olmasına anlam veremiyordum. Anlayışsız bir insan değildim, bana olayı anlatmış olsaydı elbette bir şey demezdim. Gerçi olayı da bilmiyordum da neyse.

"Neden mesajlarıma yanıt vermedin?"

Soğuk esen rüzgar saçlarımı uçuşturduğunda elini kaldırıp saçlarıma dokunmak istedi ama ondan bir adım uzaklaştığımda eli havada kaldı. Saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırıp, "Bana yalan söyleyen bir adamın laflarını dinlemek istemedim," dedim, sesim esen rüzgarın soğukluğunu bastıracak kadar fazlaydı.

Simon kaşlarını çatıp yüzüme baktı. Bir şeyleri anlamaya çalışıyordu muhtemelen. Cebime koyduğum telefonumu çıkarıp kaydedilmemiş numaradan gelen fotoğrafı açtım. Ekranı çevirip gösterdiğimde suratındaki değişime anbean şahit oldum.

Gözlerini kapatıp yüzünü sıvazladı. Telefonu kapatıp yeniden cebime koydum. "Gördün mü şimdi?" diye sordum yüzüne bakarak.

Simon gözlerimin içine bakıp, "Şimdi sana ne anlatsam belki inanmayacaksın bana ama dinle, Alya. Sadece dinle ve sonra istediğini söylersin," dediğinde yalvarmıyor gibiydi ama hayır, desem bu onu paramparça edecek gibiydi.

"Dinliyorum," dedim ve konuşmasını bekledim. Derin bir nefes alıp konuşmaya başladı.

"Sana yalan söylemek değildi niyetim. Şirkette toplantı olduğunu söylemişti babam. Sonra arayıp eve gelmem gerektiğini, toplantıyı evde yemek yedikten sonra yapacağımızı söylediler. Ben de gittim ama yemin ederim sana, haberim yoktu. Onun da orada olacağını bilmiyordum."

"Anlaşma yaptığınız kişilerle Elsa'nın ne alakası var?"

"Çünkü Elsa'nın babasıyla anlaşma yapacağız."

Kırgınlıkla baktım yüzüne. Evet bana her şeyini anlatacak değildi, sorun yoktu. Kendi bilirdi. Elsa'nın ailesiyle anlaşma yapacaklarını bana söylememiş olması nedense zoruma gitmişti. Eski sevgilisi ile sürekli yüz yüze geleceklerdi ve bunu bilmeye hiç hakkım yok muydu?

Söyleyecek onca şey varken, "Neyse," dedim sadece. "Dinledim seni, eve gideceğim."

Simon önüme geçip, "Bir şey demeyecek misin?" diye sordu.

"Hayır," dedim. Bir an önce beni bırakması lazımdı. Ağlamamak için zor duruyordum. Onun karşısında ağlayacak değildim. Omzundan ettirmeyi denedim ama yerinden kımıldamadı.

"Çekilsene," dedim sinirle.

"Çekilmem."

Onunla inatlaşacak değildim. Kenara geçip ondan uzaklaştım. Gitmeme izin vermiyordu. İzin alacak değildim zaten ama önümde durduğu için gidemiyordum.

"Konuşmayacak mısın benimle?"

Derin bir nefes aldım. Konuşmak istemiyordum. Kırgındım sadece. Şu an belki konuşsam saçma sapan konuları bir araya katacaktım. Gerek yoktu. Sinirli ve üzgünken yalnız kalmaya ihtiyacım vardı.

"Simon sonra konuşalım, şu an seninle konuşmak istemiyorum. İyi geceler." Yanından geçip giderken burnuma dolan kokusu ağlama isteğimi arttırdı. Hızlı adımlarla apartmana girdiğim anda daha fazla kendimi tutamadım ve merdivenlerde oturup ağladım.

Sadece kırgındım. Uyumak istiyordum.

***
Ay bölüm kısa oldu ama devamını yarıda kesmemek adına bu kadarını bıraktım.

Özel hayatımla ilgili birkaç olaydan dolayı bölümler gecikiyor aşklarım. Aktif olmakta çok zorluk çekiyorum çünkü. Olduğum anlarda da size bölüm yazıyorum. Anlayışlı olacağınıza umuyorum. Teşekkür ederim 🤍

INSTAGRAM'A DA GELİNNN !!!

Pabucumun Mafyası | texting (Ara Verildi.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin