Sonraki hafta taşınmakla geçmişti. Yeni ev hazır olduğu için eşyaları almamıştık. Sadece odamdaki önemli eşyalarımı almıştım. Fotoğraflarım, babamdan hatıra kalan oyuncaklarım, kitaplarım..
Ama en önemli hatıra evdi benim için. Babamla birlikte çok güzel anılarımız vardı o evde. Top oynarken kockoca camı kırışımız, saklambaç oynayışımız, yazları bahçedeki havuzda omzundan atlayışım..
Hepsi dün gibi aklımdaydı.
Ve evet bu hatıraların hiç birinde annem yoktu. O tatil günlerinde bile evde olmazdı. Babam onun çok meşgul olduğunu söylerdi ama bunun gerçek olmadığını biliyordum.
Tartışırlarken babamın 'oğluna ilgi göster' diye bağırışı, daha doğrusu yalvarışı daha dün gibi aklımda. Arada bir parka götürmesi dışında benimle ilgilenmiyordu evet. Ama babam elinden geldiğince o boşluğu kapatmaya uğraşıyordu. Şimdi ise ben o boşluğu kendim kapatmaya çalışıyordum.
Yerleştiğimiz bu evde duvarlara baktıkça hatırlayacağım mutlu anılarım yoktu. Sanırım asıl yalnız kaldığım an, hatıralarımızdan ulaştığım andı.
Saatlerdir oturduğum yataktan kalkıp hala açmadığım valizimi yatağımın yanına sürükledim. Kıyafetlerimi bir bir yerleştirdikten sonra fotoğrafları duvara astım. Son olarak babamın fotoğrafını yatağımın baş ucuna koyup gülen yüzünü okşadım.
Aslında ev güzeldi. Ağırlıklı olarak beyaz renk kullanılmıştı ve oldukça ferahtı. Odamın manzarası da fena değildi. Gece yıldızları seyredebileceğim boydan boya bir cam vardı.
Odamdan çıkıp kapısını arkamdan kapattım. Annem ve Bay Oh aşağıda mutfağı yerleştirirken ufak bir ev turu yapmak fena olmazdı sanırım.
Ev üç katlıydı. Annemlerin odası yukarıdayken Sehun ve benimki orta kattaydı. Soğuk nevaleyi daha sık görmem için bir sebep daha. Tch..
Koridorda ilerleyip odamın çaprazındaki kapıya yaklaştım. Sehun evde olmadığına göre odasına girmemde bir sakınca yoktu. Zaten henüz o da yerleşmemişti. Sabah valizini odaya bırakırken görmüştüm sadece.
Kapı kolunu yavaşça indirip geniş odaya süzüldüm. Benimkine göre daha koyu tonların hakimdi. Etrafı inceleyerek dolaştım. Açılmamış valizi hala yatağının yanında duruyordu.
Denize bakan geniş cama doğru ilerleyip dışarıya göz attım. Hava oldukça güzeldi. Burada soğuk nevalenin kendisi gibi soğuk odasını gezeceğime çıkıp dışarıda gezmeyi tercih ederdim.
Odadan çıkıp kapıyı sanki hiç girilmemişçesine kapıyı kapattım.
Merdivenlerden inip göz ucuyla mutfaktaki çifte baktım. Sohbet ederek dolaplara bardakları diziyorlardı. Birbirlerine yaptıkları saçma sapan cilveleri görmek istemiyordum.
Salondaki rahat koltuğa bedenimi bırakıp bacak bacak üstüne attım. Gözlerimi kapatıp kendimi hayaller alemine bırakacağım sırada alışkın olmadığım tondaki kapı zili buna engel olmuştu.
Kimsenin açmayacağını anladığımda ayaklarımı sürte sürte kapıya ulaştım. Kim olduğuna bakma gereği duymadan açtığımda neredeyse tükürüğümle boğuluyordum.
***
"Bize ne zaman söylemeyi düşünüyordun Luhan?"
"Evine gidip 'taşındık' yazısını görmesek hiç anlatmayacaktın değil mi?"
Yatakta bağdaş kurmuş ellerimle oynarken arkadaşlarım karşısında sadece susuyordum. Annemin evlendiğini ve taşındığımızı öğrenmişlerdi.