Genç çift Sehun'un baştan çıkarıcı -bir o kadar da yorucu- sürprizinden sonra bir haftalık tatillerini sonlandırmış ve Seoul'e, evlerine geri dönmüşlerdi. İkisi de geçirdikleri bu eğlenceli tatil sayesinde tazelenmiş ve mutlu hissediyorlardı.
Üzerlerinde yalnızca yolculuk yorgunluğu vardı. Eve döndüklerinde önce birlikte duş almış, sonra yemek yemişlerdi ve o saatten beri televizyon karşısında sarmaş dolaş yatıyorlardı.
Luhan tatilde geçirdikleri güzel günleri düşünüp kendi kendine gülümserken Sehun yeni ev konusunu nasıl açacağını düşünüp duruyordu. Evet, denizde yüzerken bu konuyu konuşmuşlardı ve Luhan'dan olumlu cevabı almıştı ama yine de tereddüt ediyordu. Minik sevgilisinin saçlarını okşarken derin bir nefes alıp konuşmaya başladı.
"Yeni evimiz için.. Aklında bir şeyler var mı bebeğim?"
Luhan biraz doğrulup hala Sehun'un kolu altındayken yüzüne baktı. "Ne gibi mesela?"
"Mesela nasıl bir evimiz olmasını isterdin? Denize mi baksın istersin, bahçesi olsun ister miydin mesela? Ya da renkler?"
Dürüst olması gerekirse, Sehun böyle anlattığında Luhan da onun gibi heveslenmişti. Her şeyine birlikte karar verdikleri, tamamen ikisine ait bir ev..
Bu oldukça güzeldi.
"Böyle konuşup da beni heveslendirme. Yoksa hemen şimdi taşınalım isterim bak" kıkırdayarak konuşup sevgilisinin de gülmesini sağladı.
"Bak sen?"
Sehun dusağını ısırarak küçük popoya yavaşça şaplak attı.
"Kap getir bilgisayarı o zaman. Ev arayalım"
Luhan anında koltuktan kalkarak Sehun'un şaplak attığı yeri tutarak bilgisayarı almaya gitti. Aynı zamanda çocuk gibi kıkırdayıp evi narin sesiyle dolduruyordu.
Koşar adımlarla bilgisayarı getirip eski yerine yerleşti. Sevgilisinin sıcak kolları arasına yerleşirken bilgisayarı açtı ve satılık evlerin tanıtıldığı bir siteye girdi. Sohbet eşliğinde, nasıl bir ev istediklerini konuşarak çıkan sonuçları inceliyorlardı. Fotoğraflara bakarken Luhan bir yandan not defterine evlerin adreslerini ve telefon numaralarını not ediyordu. Sehun'un beğendiğini söylediği birçok evi not almıştı fakat henüz kendisinin ilgisini çeken bir ev olmamıştı. Evet hepsi birbirinden şahaneydi.
Ama Luhan'ın aklında hala babasıyla yaşadıkları, her bir köşesi hatırlarla kuşanmış olan ev varken diğerleri pek de ilgisini çekmiyordu..
Gülümsemeye çalışarak Sehun'un söylediklerine kafa salladı ve numaraları yazmaya devam etti. Aklından geçenleri bu şekilde saklayabildiğini düşünse de, Sehun'un yüzündeki anlamlı bir yan gülüş çoktan herşeyden haberdar olduğunun göstergesiydi.
~
Ellerinde tuttukları listelerle kapı kapı gezen çift, gördükleri evlerden hiçbirinde karar kılmamışlardı. Henüz. Sırada son bir ev kalmıştı ve iki sevgili satış danışmanı ile birlikte evin bahçesine adımını atmıştı. Çok büyük bir bahçesi olduğu söylenemezdi, yeşilliği de oldukça azdı.
Satış danışmanının övgülerini duyan kendini kraliyet dairesinde falan sanabilirdi ama ev gerçekten, standartların altındaydı. İki katlıydı ama buna rağmen küçük görünüyordu. İçi kasvetliydi, Luhan'ın istediğinin aksine çok fazla ışık almıyordu ve aydınlık değildi.