FLASHBACK
[Parti gecesi]
Kyungsoo, gece boyunca içi kan ağlarken arkadaşlarının mutluluk saçan kahkahalarını dinlemişti. Sehun ve Luhan gittikten sonra Chanyeol de sızıp kalan sevgilisini arabaya bindirip götürmüştü. Gitmeden önce Kyungsoo'ya nereye gideceğini sorduğunda ise "biraz yürüyeceğim" cevabını almıştı. Gariptir ki, Chanyeol ona inanmıştı ve sevgilisini de alıp oradan uzaklaşmıştı.
Fakat Kyungsoo'nun yürüyüş yapmaktan çok daha farklı planları vardı. Kendine engel olmaya çalışmıştı. Ama yapamamıştı ve gözyaşları içinde Kim Jongin'in evine gitmişti.
Esmer olanın gözlerinde gördüğü hayal kırıklığı tahmin ettiğinden çok daha fazlaydı. Ayrıldıkları günden sonra tek yaptığı şey onunla bir daha karşılaşmamayı dilemek olmuştu. Çünkü sevdiği adama verdiği zararı görmekten çekiniyordu. Tekrar onun gözlerine bakmaktan, ve sesini duymaktan korkuyordu.
Endişesinden ötürü titreyen elini kaldırıp zile bastı. En son bu kapıya geldiğinde Jongin'le mutlu bir ilişkileri vardı. Şimdi ise aralarında aşılması zor bir kırgınlık vardı.
Kapının açılma sesini duydu. Ağır bir hareketle kafasını yerden kaldırıp karşısındaki bedene baktı. Ne yapacağını bilmeyerek gelmişti buraya. Sadece içinden bir ses burada olması gerektiğini söylemişti. Ve sonuç olarak Jongin karşısında duruyordu.
Esmer çocuğun gözlerindeki kızarıklıktan ağladığı belli oluyordu. Haklı olarak, o da Kyungsoo'yu gördüğünde dağılmıştı çünkü karşılaştığı manzaradan küçük olanın onsuz da mutlu olabildiğini düşünmüştü. Fakat aksine Kyungsoo sadece bir maske takarak yaşamıştı. Mutlu değildi. Yalnızca öyle davranmıştı.
Sanki kalbi Jongin kapıdan çıktığı anda atmayı bırakmıştı. Fakat asıl gerçek şu ki, Jongin'in kalbi de küçüğü tarafından terk edilince atmayı bırakmıştı.
'Hiç mi özlemedin?'deyişinden belliydi acısı. Özlemişti. Hem de çok..
Kyungsoo bunları biraz daha düşünürse onunla konuşamadan geldiği yere geri döneceğini biliyordu. Bu yüzden en iyi kaçış yolu olan şeyi yapıp kollarını sevdiği adamın boynuna sardı, büyük bir özlemle.
"Özledim.. Çok özledim"
Yıllarca 'rolü' gereği takındığı gülümsemesiyle sakladığı gözyaşlarını serbest bıraktı. Biraz olsun rahatlamıştı ama esmer olanın kollarını hala vücudunda hissedemediği için üzülmüştü de.
Jongin hareketsizce bekliyordu. Küçük adam boynunda hıçkırıklara boğulurken hiçbir şey yapamıyordu çünkü onun kendisinde açtığı yaralar bu şekilde daha da acımıştı. Kokusunu tekrar duymak geçmişi anımsatmıştı. Gülerken, film izlerken, birlikte yemek yerken, el ele gezerken, şarkılar söylerkenki günlerdeki gibi sıkıca saramamıştı onu. Bunca yaşanan şeyden sonra, Kyungsoo'nun 'gelemem' deyişi hafızasından silinmiyordu.
"Jongin.. Bana sarılmayacak mısın?"
"Hadi sarıl bana.. Sana geldim Jongin"
Küçük olan titreyen ellerini esmer tende gezdirip yüzünü avuçları arasına aldı. Onunla göz teması kurmaya çalıştı çaresizce.
"İçmişsin sen"
"Söyleyeceğin tek şey bu mu? Kızsana bana, b-bağırsana küçük adamına Jongin.."