24-DEĞER

141 17 2
                                    

KARACA'DAN

İnsan bazı şeylerin değerini kaybettikçe anlıyor.

Ben annemi daha dünyanın nasıl bir yer olduğunu bilmediğim zaman kaybettim.
Ama büyüdükçe her geçen gün daha çok onunla geçirdiğim 7 yılın değerini anladım.

Hasret kaldım anneme, yüreğim yandıkça büyüdü özlemim.

Keşke onu kurtaracak kadar bilseydim bazı şeyleri, yapabilseydim.

Ama daha küçüktüm, bunu bilmeme rağmen "yapabilirdin karaca!" Diye dedim yıllarca.

"Anneni kurtarabilirdin!" Diye daha da yaktım yüreğimi.

Ne yazık ki bu düşüncem bana annemi geri vermedi yıllarca, ama şimdi bana annemden olan bir parçanın geri döndüğünü söylediler.

Abim!

Abimin yaşadığını söyledi bana, annemi ve kardeşimi benden ebediyen ayıran adam.

Ona inanmalımıyım bilmiyorum.
Annemin ölümü yıllarca zihnimde dönüp durdu.

Hiç unutamadım, şimdi tekrar o güne gitmişim gibi, hala o günde yaşıyormuş gibiyim.

Yatağımda uzanmış bir şekilde boş boş tavana bakıyorum.

Beni gören tavana bakıyorum sanar Ama baktığım tavan değil, o dev ekran şuan.
Görüntüler gözlerimin önünden bir türlü silinmiyordu.

O günün üstünden 1 hafta geçmişti.
Hepimiz eve geldiğimizde bitmiş durumdaydık.

Ben, karan, beren ve duru eve gelip koltuğun üstünde birbirimize sarılmış bir şekilde sabaha kadar oturmuştuk ama hiçbirimiz tek kelime bile konuşmamıştık.

Ne annem hakkında ne de abim hakkında hiç konuşmamıştım.
Mir beni sürekli arıyordu.
Ama onunda söyleyecek bir şeyi olmadığı için pek konuşmuyorduk.
İyi olduğumdan emin olmak istiyordu, zaten görüşmek istiyordu belki hava alıp biraz vakit geçiririz diye ama hiç dışarıya çıkmıyordum.

Bu onu elbette durdurmuyordu, günde en az iki defa gelip kapıdan beni görüyor, sımsıkı sarılıp gidiyordu.

Onu hergun görmeme rağmen yine de özlüyordum.

Ahmet Kara ve Sibel ise hala Mir'in elinde bekliyorlardı.

Kendimi toparladıktan sonra mutlaka yanlarına gidecektim.

Kapım çalındığında yatakta doğruldum, ne ara ağladığını bilmiyorum ama ellerimle hemen gözlerimi silip derin bir nefes aldım ve,
"Gel!" Diye seslendim.

Kapı açıldığında içeriye giren kişi ile kalbimin atışları hızlandı.

Mir gelmişti!

İçeriye girip yanıma doğru geldi ve yatağımın üstüne karşıma oturdu.

Elini yanağıma kattığı zaman yanağımı avucuna doğru yatırıp gözlerimi kapattım.

"Nasılsın?" Diye sordu.

Gözlerimi açıp gri gözleri ile birleştirdim.

"Daha iyiyim" diye fısıldadım.

"Hep iyi ol" dedi.

Tebessüm edip kollarımı boynuna doladım.

Oda aynı şekilde belimden tutup beni iyice kendine çekerek sıkı sıkıya sardı.
Kafasını boynuma gömüp ordan derin bir nefes aldı.

"Mir" dedim fısıltı ile.

"Söyle güzelim" dedi yüzü boynuma gömülü olduğu için sesi boğuk çıkıyordu.
Gözlerim dolduğunda,

ZAMANA KARŞI 1.SERİ (MAFYA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin