35

23 2 0
                                    

Tavsiye: Bölümü Sezen Aksu-Bir Zamanlar Deli Gönlüm dinleyerek yazdım, siz de öyle okuyunca çok daha yoğun duygular hissedeceksinizdir. Yukarıya bıraktım.

- - - - - - - - 

yuceanonimo: ada

adayikilmaz: ne var

yuceanonimo: insanlık namını yitirdin herhalde 

yuceanonimo: hayvan gibi cevaplar verdiğine göre

adayikilmaz: buyrun atlas bey, bir arzunuz var mıydı

adayikilmaz: böyle mi söylemem lazım domuz herif

yuceanonimo: evet 

yuceanonimo: arzum sensin

yuceanonimo: düşüncelerini yüzyüzeyken duymak ve bilmek istiyorum

adayikilmaz: düşüncelerimi gayet net belirttiğimi düşünmüştüm

adayikilmaz: ama madem bunu istiyorsun 

adayikilmaz: tamam buluşalım

yuceanonimo: bir saat sonra okulun oradaki kafe 

adayikilmaz: tamam olur


Ada Yıkılmaz

Avuç içlerime yayılan sıcaklık gitgide artmaya başladığında ceketimin ceplerinden çıkarttım ve masanın üzerine bıraktım. Kalbim sıkışıyordu, nabzımın arttığını hissediyordum ve bu durumdan hiç hoşlanmıyordum. Gözlerimi kafenin kapısından alamıyordum bile. Kapı açılıp içeri Atlas girdiğinde ise istemsiz tuttuğum nefesimi salıverdim. 

"Selam," dedi ve sandalyesini çekip oturdu. Normalde okul yakınında olduğu için iğne atsan yere düşmez denilen bu kafede haftasonundan kaynaklı çok fazla insan yoktu. Bu bizim için daha iyiydi, Atlas ile rahatça konuşabilirdim, gerginliğimi yenebilirsem eğer. "Selam," dedim ona karşılık vererek. "Nasılsın?" Yüzünde ufak bir tebessüm vardı. "İyiyim, sen?" "İyiyim," dedi ve ardından masaya ilerleyen garsona döndü. "Ne alırsınız efendim?" Sorulan soruya hiç düşünmeden "Sütlü kahve," dedim. Atlas bu cevabıma gülerek karşılık verdi. "Ben de sade kahve istiyorum," dedi ve ardından garson masadan uzaklaştı. 

Kahvelerimiz geldikten sonra konuşmak için ikimiz de birbirimizi bekliyorduk. Bu sessizliğe daha fazla dayanamadım ve "Neden yüzyüze konuşmak istedin?" Diye sordum. "Anlam veremediğim şeyler var," dedi. "Ada benimle konuşurken iyi hissettiğini düşünüyordum." Gözlerindeki ifadeye anlam verememiştim. Çaresizlik ya da kırgınlık gibi bir şeydi ama bunun ne olduğunu bilmiyordum. "Bilmiyorum Atlas," dedim. İçimde sanki fırtınalar kopuyordu da ona yansıtamıyor gibi hissediyordum. "Biliyorsun Ada," dedi kavradığı fincanı masaya bırakarak. "İtiraf edemiyorsun sadece." Gözlerimi kaçırdım gözlerinden. Doğru söylüyordu. Kendime bile itiraf edemediğim bazı durumlar vardı. "Hepsi senin suçun," dedim kızgınlıkla. "Karşıma anonim bir hesaptan çıktın, ardından aynı arkadaş ortamına dahil olduk, psikolojimle mi oynuyorsun?" Kaşlarım çatılmıştı ve gayet ciddiyetle söylemiştim bu cümleyi fakat o buna sesli bir şekilde güldü, gözleri kısılmıştı. "Bu durumda benim ne suçum var?" "Karşıma bilinmeyen bir hesaptan çıkmasaydın," dedim oturduğum sandalyede geri yaslanarak. "Senden hoşlanıyorum Ada," dedi kendini masaya yaslayarak. Yutkundum ve ardından ekledi. "Bunun karşılıksız olduğunu düşünmüyorum." Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu, nefesim kesilmişti. "Senden bir şans istiyorum." Dudaklarını birbirine bastırdı ve ufacık gülümsedi, ardından hemen ciddileşti ama o gülümsemeyi çoktan yakalamıştım. Vermem gereken cevabı biliyordum, fakat buna telefonda engel olmak çok kolaydı, Atlas da bunu çok iyi biliyordu, yüzyüzeyken, güzel gözlerinin içine bakarken onu reddetmeyeceğimi. "Tamam," dedim mırıltı şeklinde çıkabilen sesimle. Kaşları havalandı ve ardından hemen çatıldı. "Ne?" dedi yüksek bir sesle. "Sana şans veriyorum Atlas," dedim. "Seni tanımak istiyorum." Yüzüne kocaman bir gülümseme yayılmıştı. "Teşekkür ederim," dedi ve elime dokundu ürkek bir şekilde. "Sana sarılmak istiyorum şu an, sarılmamak için zor tutuyorum kendimi." Masumca verdiği tepkiye kahkaha attım. Sarılabilirdik, bunu isterdim. 

Biraz daha sohbet ettikten sonra kafeden kalkmış ve yürümek konusunda hemfikir olmuştuk. Beni evime kadar bırakmak isteyince ben de 'tamam' demiştim ve evin önüne gelmiştik. "Yarın okulda görüşürüz," dedi gülümseyerek. "Bu kadarcık mı?" Boş bakışlar attığında ona doğru bir adım atıp aramızdaki mesafeyi azalttım. Gözlerinin parıldadığını görebiliyordum. O da bana doğru bir adım atıp kocaman kollarıyla sardı bedenimi. Kokusu burnuma ulaştığında huzurla gözlerimi kapatıp ona sarıldım. Son zamanlardaki hırçınlığım sanki üzerimden kuş tüyü misali uçmuştu. Kendimi melek gibi hissediyordum. Keşke daha önce yapsaydım. Geriye doğru çekildim ve "Yarın görüşürüz yuceanonimo," dedim gülümseyerek. O da güldü ve "Görüşürüz." Dedi.


- - - - - - - 

özlemişim. 

yorum bırakmayı unutmayın lütfen seviliyorsunuz.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 15 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

FİZİKÇİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin