12

183 18 25
                                    

Yuceanonimo│

Dudaklarımın arasındaki sigarayı son kez içime çektim ve söndürüp çöpe attım. "Ya bu ders niye var amına koyayım? Formüllerin bir gramını beynimde tutabilsem 5 puan alırım geri zekalı gibi hissediyorum," diye sinirli sinirli konuşan Efe'nin sırtına vurdum. "Hissetme kanka, gerçekler bunlar zaten." "Sus lan sen," dedi Oğuzhan Umut'a.

Sabah sabah tehdit ederek Oğuzhan'ı oyuncak hamam böceği alması için zorlamıştı. Sabahtan beri de kavga ediyorlardı. "Kanka niye kızıyorsun?" Umut başını yana eğip tatlı olduğunu düşündüğü bakışı atınca Oğuzhan yüzünü buruşturdu. "Oyuncak hamam böceğiyle ne bok yiyeceğini açıklasana bana." Oğuzhan eliyle Umut'un ensesini tutmak için hamle yapınca Umut eğilip kaçtı. "Taciz etme beni bağırırım bak." Umut işaret parmağını Oğuz'un gözüne sokmak istercesine ileri geri sallıyordu. "Siktir git lan şuradan!" Oğuzhan bağırınca gülerek "Tamam oğlum ya, uzatmayın," dedim. Zil çalınca hepimiz tuvaletten çıktık ve sınavda gireceğimiz sınıflara doğru dağıldık. 

Telefonumu cebime atıp 11/D'ye girdim ve sınav sırama oturdum. Gözlerimle etrafı tararken içeriye giren kişi, nefesimi tutmam sağladı. Yerine oturdu, tam sol çaprazıma. Hoca erken gelmişti ve sınıfta tanıdıklarıyla sohbet ediyordu. "Burak, piyanoya devam ediyor musun?" Ada'nın gözleri aniden hocanın baktığı tarafa yöneldi, arkama. Bıkkınlıkla nefesimi bıraktım. "Hayır hocam ya ara vermek zorunda kaldım, sınavdan dolayı." Gözlerimi Ada'dan ayırmıyordum, o da Burak'tan. Tebessüm edip önüne döndü. Burak'ı 'yuceanonimo' sanmıştı. Sinirle ensemi kaşıdım ve zil çaldığı an önüme bırakılan kağıtla uğraşmaya başladım. 

Ada tam 10 dakika sonra kağıdını teslim etmişti. Soruları normal test çözer gibi çözmüştü, takır takır. Çözebildiğim soruları çözdükten sonra kalanlara da bir şeyler uydurdum ve duvar saatine baktım. Zilin çalmasına saniyeler vardı. Canım çok sıkılmıştı ve Ada'nın Burak'la 'yuceanonimo' sandığı için konuşma düşüncesi beni fazlasıyla geriyordu. Zil çaldığı an Ada sınıftan fırlamıştı. Ardından bende çıkıp sınıfıma doğru yürümeye başladım. 

Bizimkiler arka arkaya içeriye girdiklerinde cebimdeki telefonum titredi.

adayikilmaz: buldum seni, anonim

adayikilmaz: bu hesaba 'bay bay' demeye hazır mısın :P

Görüldü attım ve ekranı kapattım. "Nasıl girdi kanka?" Kafamı sallayıp pencereden dışarıyı izlemeye başladım. "Ne oldu lan sana?" "Yok bir şey," diye yanıtladım Umut'u tepkisiz kalmaya çalışarak. "Oğlum bir şey olmuş belli, anlatsana." Zaten sinirliydim, üstüme gelmeleri beni daha çok geriyordu. "Amına koyayım yok bir şey diyorum işte." "Dalga mı geçiyorsun lan, derdin neyse söyle halledelim." Oğuz sinirle sesini yükseltince "Biriyle konuşuyordum," dedim kafamı kaşıyarak. Hepsinden aynı anda "Ooooo," sesi yükselince göz devirdim. "Dinleyin önce," deyip, hoşlandığım kişinin kim olduğundan bahsetmeden olayı kısaca özetledim.

Efe "Kanka tek bir soru soracağım," dediğinde kafamı 'sor' anlamında salladım. "Şimdi ne bok yemeyi düşünüyorsun?" "Ne bileyim ben ya," dedim. "B'lerde ki Burak mı bu?" "Başka Burak mı var dingil?" Oğuzhan'ın dediğine güldüm. "O salakta da hiç piyano çalacak tip yok oğlum ya," diye homurdandı Umut. "Sende de oyuncak hamam böceğiyle insan korkutacak tip yok," dedim. "Ama oluyor işte, ne yazık ki." Hoca geldiğinde hepimiz yerlerimize geçtik.

Teneffüs zili çalalı saniyeler olmuştu ve bizimkiler ayaklanıp kapıya yürümüşlerdi. "Atlas, Burak'ı ziyarete gidiyoruz kanka!"



- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - 

Anonimin adını öğrendiniz sonundaaa

Anonim yani Atlas hakkında neler düşünüyorsunuuuz?

Görüşürüzz!


FİZİKÇİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin