Yenilmişsem
elim kolum bağlı.
Boynumda yağlı ip.
Gelip dayanmışsam
darağacına
dudaklarımda yarın,
gözlerim yarınlarda.
Unutmak mı gerek seni?
Kapılar kapalı
tutulmuşsa gece,
kapkara yollar.
Sıcacık bir sevgi
sunmayacak mıyım
insanlara?
Bakmayacak mıyım
yarınlara?
Seslenmeyecek miyim
insanlara?Deniz Gezmiş ☭
-
Acının gitmesi düşüncesiyle boşluğa düşme hissi durumu var. Düşüncesi diyorum çünkü acı tam olarak gitmiyor, bu beynimin; psikolojimin bir oyunu mu bilmiyorum ama gittiğinde bile ve boşluk hissine rağmen bile asla o eski ıstırapı unutturacak şeyler gerçekleşmiyor. Ya bunu kendime ben ediyorum istemsizce veyahut sahiden olaylar gerçekleşiyor. Acının ardından boşta durma hissi ise biraz rahatlığın batmasına benzeyebilir. Cidden en az bir sorun düzelse çok iyi olacağım dediğim zaman bir garipseme beni kasiste yakalıyor. Eğer sorun çözülse başta kendim olmak üzere etrafım çok görmez mi diye bir sorgulama batağı. 'Başta kendim olmak üzere,' ifadesi bu işin kritik noktası. O yoksa ardının gelmesi o kadar da kolay değil. Kafasında çok kuran, çok düşünen insanın en büyük düşmanı aklı oluyor. Yine en büyük destekçisi, silahı, dostu, eli ayağı, hayatı ve evi o zihin oluyor. Bana en çok zarar verebilecek o zihnim olmasa delirebilirdim. Türlü türlü ihtimallerden haberdar olmak, onları hesap etmek, zihnimin aşınmış duvarında yazıp yazıp çizmek, baştan aşağı yıkıp yeniden düzmek -ki bunun mümkünatı konusunda tartışılır- beynimin binlerce altıpatından, bana dönük olan tek tanesinin namlusunu dolduruyorlar. Bu dünyada rahat olamam hiçbir zaman ama sırf burası dünya diye değil, aklım olduğu için. Hepimizin ortak noktası dünyada olmaktan ziyade aklımızın olması. Zenginden fakire, ufağından büyüyüğüne, kadından erkeğe, bir ülkeden başka bir ülkeye, ya hepsinin ya da hepimizin ortak noktası bir akıla sahip olmamız. Bozuk yahut değil. Beynimizin içinde var. İyi kötü, dünyanın doğumundan bu yana bir şeyler anladık. Anlamak başımıza sanılandan daha çok iş açtı. Affınıza mahsuben dile getiriyorum, herkes bencilce. Zira dolaşıyorlardı ortalıkta anlaşılmamak beni tüketen, diye ama anlamanın yıkımından herkes bihaber. Anlamak başımıza iş açtı, iyi kötü anlamamız sayesinde yaşıyoruz ve ölüyoruz ve yaşarken ölüyoruz. Boşuna zikredilmedi cahillik mutluluktur, ama işte dünya diyebileceğin nokta burasıdır. Burası dünya, aklın olmadan var olmak hayvanlara ve cansızlara özgüdür. Şayet bu dünyanın eteklerinde doğmuşsan ve aklın varsa geçmiş olsun; iki ihtimalden birini seçerek yaşamak şartıyla ölmeden, asla o çok istediğin mutlak mutluluğa erişemezsin.
-