Yetiştimm... yetiştimmm...
Arkadaşlar noluyor ya? Ne demek wattpad kapatılıyor? Ben fark etmesem de bütün hayatımı bu uygulamaya bağlamışım. Allahtan şimdi wattpad açıklama yapmış galiba geri gelecek(diğer türlüsü olamaz zaten) Bu arada açıklama yaptılar ama hala kesin bir şey yok ortada o yüzden rahatlayıp salmayalım ve ülke gündeminde kalmaya devam edelim. X'te o kadar çok twet attım ki ellerimi hissetmiyorum ama yine de size bölüm atmak istedim. Kitap yavaş yavaş etiketlerde yükseliyor çok mutluyum. Hayır bide tam okunmalarım arttı bir anda wattpad kapandı benim şansızlık. Şuan vpn'le nasibimi zorluyorumm:))
Aklımda zibilyon tane kurgu var daha, taslaklarım dolup taşıyor. Hele ki iki kurgum var, yeme de yanında yat. Bir tanesinde yaklaşık 10 bölüm yazdım ama biraz daha yarılayıp atarım onu muhtemelen. Diğerine daha yeni başladım ama çok sevdim o tür şeyler yazmayı.
Bir de mahalle kurgum var ama onu da şu kitapları final yaptıktan sonra paylaşırım. Ay bide gerçek aile, berdel ve doğuda geçen kitaplar yazmak istiyorum(özellikle gerçek aile konusunu çok seviyorumm) Okunmasa bile sorun değil ben okurum...
Mektup kitabıma da bölüm atmak istiyorum ama bir türlü aklıma fikir gelmiyor, o kitaba çok hevesle başladım sonra nasıl olduysa hevesim kaçtı. Üzücü.
Neyse daha fazla uzatmayacağım, sizi kitaba postalıyorummm.
Oy vermeyi ve yorum atmayı unutmayın, görüyorum okuyorsunuz ama ne oy atıyorsunuz ne de yorum yapıyorsunuz. Kırılıyorum
İnsta: andrepola_watty
Hadi bayyyy
..............................................
Ata
Timur arkamdan gelirken ben onu beklemeden kafenin bahçesine çıktım. Geçen gün olanlar için utançtan yüzüne bile bakamıyordum. Gerçi sadece o yüzden değildi, şuan berbat gözüküyordum. Dağılmış saçlarım, solgun yüzüm, mor göz altım ve tabi ki depresyon kıyafetlerim. Beni dışardan gören ayrıldığım için üzüldüğümü falan düşünebilirdi ama Burak'tan ayrılmak umurumda bile değildi. Sadece ailem beni sevmiyordu, şu aralar yapmak istediğim tek şey ayağımı yere vura vura beni neden sevmiyorsunuz diye tepinmekti.
En sonunda yürümeyi bıraktığımda insanlardan biraz daha uzak bir bölgeye geldiğimizi fark ettim. Timur'a döndüm ama yüzüne bakmayıp gözlerimi ayakkabılarıma dikmiştim. O da önümde durduğunda dikkatlice beni süzdüğünü gördüm, utançla parmaklarımla oynarken Timur konuşmaya başladı,
"Ata, neyin var? Neden bakamıyorsun yüzüme yavrum?"
Timur'un söyledikleriyle yüzümü kaldırdım ve ona baktım. "Bir şeyim yok, yorgunum sadece" dedim kısık sesimle. Timur bana biraz daha yaklaşıp gözlerimin içine baktı, üzgün gözüküyordu. "Bu kadar mı üzüldün ondan ayrıldığına?" Dediği şeyi anlayamazken bir süre yüzüne baktım. Daha sonrasında bakışlarımı tekrardan ellerime indirdim, birazdan söyleyeceklerimi yüzüne bakarken söyleyemezdim.
"Ayrıldığıma tabi ki de üzülmedim, Burak gibi birinden kurtulduğum için mutluyum. Üzüldüğüm... hayır daha doğrusu utandığım şey geçen gün kafede olanlar. Zaten çok doluydum bir anda patladım, birde üstüne o böceğin bana ezikmişim gibi baktığını görünc-"
"İsmi Cenk, böcek değil Ata"
Timur'un beni bölmesiyle ona döndüm. Cenk... hoşlandığı kişi.
"Affedersin Cenk'in bana öyle baktığını görünce daha da sinirlendim, aslında böyle biri değilim" Sözlerimi bitirdiğimde Timur ellerini yüzüme çıkarttı ve avuçlarıyla yüzümü kavradı. Bu hareketiyle kalbimin ritmi hızlandığında gözlerimi gözlerinden çekemiyordum. "Sen o yüzden mi bir saattir yüzüme bakamıyorsun?" sorduğu soruyla kafamı salladığımda kısa bir kahkaha attı. Tekrar bana dönüp "Bir an o piç için üzüldüğü sanmıştı-"