Bölüm 12

94 5 0
                                    

Oy vermeyi ve yorum atmayı unutmayın!!

Ata

Restorandan kalktıktan sonra Timur'la arabaya binip onun evine geçmiştik. Timur karşımda anahtarı kapıya sokup kilidini açıyordu. Titreyen ellerini görüp sırıttım, ikimizde hala çok heyecanlıydık. Beline kollarımı sarıp sırtına yaslandım, uykum gelmişti. Sonunda kapı açıldığında ikimiz ayrılmayı aynı anda eve girmiştik. 

Timur benden ayrılıp kapıyı kapattı. Kapıya yaslanıp bana baktı,

"Beni çıldırtıyorsun" 

Sözlerine gülüp yanına yaklaştım, ellerimi göğsüne koyup gözlerine baktım. "Sende beni çıldırtıyorsun. Kalbim yanındayken daha önce hiç atmadığı kadar atıyor, her hücrem sana kayıyor Timur. Durduramıyorum, galiba aşık oldum ben" gülerek söylediğim sözlerle Timur kollarını belime koydu nazikçe. Bana bakıp, "Bittik biz, çünkü bende sana kör kütük aşıl oldum Ata. İçim yanıyor resmen ve sadece senle diner bu yangın" dedi. Alnımı da göğsüne koyup soluklandım, çok heyecanlıydım ve bu benim için iyi değildi. 

Saçlarımda dudaklarını hissederken kafamı çekmeden, "Çok uykum geldi, kokun beni mayıştırıyor" dedim uykulu sesimle. Timur'un kahkahasını duyduğumda kafamı kaldırdım, ikimiz birbirimize bakarken Timur ellerini kalçama getirip yavaşça kucağına aldı. Bu hareketiyle nefesim kesilirken kollarımı sıkıca boynuna doladım.  Kafamı tekrardan göğsüne yaslarken kalbinin atışlarını duyabiliyordum. 

Kısa süre içinde sırtım yumuşak yatakla buluştuğunda benden ayrılmasına izin vermeyip onu da yatağa çektim. Ona sıkıca sarılıp gözlerimi kapadım, son hatırladığım şey Timur'un saçlarımı okşayan elleriydi.

Gözlerimi açtığımda belime sıkıca sarılmış kollarla gülümsedim. Timur beni göğsüne çekmiş sıkıca sarılıyordu. Onu uyandırmadan yavaşça ayrıldım, üstümde dün ki giydiklerim yoktu. Muhtemelen Timur rahat uyuyalım diye ben uyuduktan sonra üzerimizi değiştirmişti. Ayaklarımı yere basıp sakinlikle kalktım yataktan, bugünde ben ona kahvaltı hazırlayacaktım. İlk önce lavaboya gidip işlerimi halettim. Daha ikimizin de dersinin başlamasına vardı, o yüzden rahat rahat kahvaltı edebilirdik. 

Daha önce kahvaltı hazırlamak gibi bir deneyimim yoktu ama yardımcılarımızı yemek yaparken izlemeyi sevdiğim için ufakta olsa bilgim vardı. Gerekli malzemeleri çıkarttım ve hazırlamaya başladım. Elimden geldiğince sessiz olmaya çalışıyordum çünkü Timur'u öpücüklere boğarak uyandırmak istiyordum. 

Yaklaşık yarım saat içinde masayı hazırladığımda ufak adımlarla yatak odasında hala mışıl mışıl uyuyan Timur'a ilerledim. Yavaşça üzerine çıktım, küçük bir hareketlilikten uykusuna devam ettiğinde sırıttım. Yüzüne yaklaşıp dudaklarına ufak bir öpücük kondurdum. Sonrasında bu yeterli gelmediği için tüm yüzünü öpmeye başladığımda altımdaki adamdan gelen mırıltılarla daha da çok öpüyordum. En sonunda Timur gözlerini açtığında durdum.

"Durma devam et, uyuyorum ben hala" 

Timur'un sessiyle güldüğümde yüzüne tekrardan yaklaştım. Timur gözlerini açmış beni izlerken dudağını öptüm. Tam çekileceğim sırada ellerini yüzüme çıkartıp çekilmeme izin vermeden öpmeye başladı dudaklarımı. Üst dudağımı istila eden dudaklarla bende onun alt dudağına yöneldim. Kısa süre içinde dillerimizde işin içine girdiğinde Timur kalçalarımı sıkıp tam kasıklarının üzerine oturttu. Tam kalça arama değen sertlikle dudaklarının içine doğru inledim, sesimi duyan Timur hareketlerini sertleştirip ani bir hareketle doğruldu ve yatak başlığına yaslanıp beni tekrar kasıklarının üstüne oturttu.

Sert hareketleriyle inlemelerim boğazımdan taşarken istemeden kalçalarımı Timur'un sertliğine sürtmüştüm. Timur dudaklarından bir hırıltı çıkarken dudaklarımdan ayrılıp boynuma yöneldi. Timur'u uyandırma amacımı unutup anın büyüsüne kaptırmıştım kendimi. Timur boynumdan köprücük kemiğime doğru bir yol izleyip öpmüştü her yerimi. Sonunda tenimden ayrılıp gözlerini gözlerimle birleştirdi.

"Şuan seni altıma yatırıp benim yapmamak için bir neden ver bana canımın içi"

Yoğun sesiyle kendime geldiğimde izin verdiğince geri çekildim. Ona bakıp, "Kahvaltı hazırladım" Timur cümlemle kafası karışmış gibi "Ne?" dedi. Bu haline gülüp, "Dedin ya neden ver diye, kahvaltı hazırladım çay soğuyor" dedim. İkimizde bu cevabıma kahkaha atıp birbirimizden ayrıldık. Ama büyük bir sorunumuz vardı, çok büyük...

"Ben bir lavaboya gideyim" deyip kaçtı. Ben hala onun altında gördüğüm sertliğin şaşkınlığını yaşıyordum. Üstünde otururken de büyük olduğunu hissetmiştim ama eşofmanın altında gördüğüm şey hissettiğimden de büyük olduğunu gösteriyordu. 

Kendimi sakinleştirip yataktan kalktım ve mutfağa ilerledim. Masaya oturup Timur'u beklemeye başladım. Yaklaşık on dakika içinde Timur da mutfağa gelmişti. Karşılıklı oturup kahvaltımızı ederken ikimizden de az önce ki anlardan dolayı ses çıkmıyordu. Bu durumdan rahatsız olduğum için konuşmaya başladım.

"Şey kahvaltıdan sonra birlikte okula gideriz, hem ikimizin de dersi var zaten" 

"Aynen bende öyle düşündüm, bu arada kahvaltı çok güzel olmuş güzelim" 

İltifatıyla mutlu olduğumda gülümsedim, kimse daha önce yaptığım bir şeye iltifat etmemişti. Bu kadar güzel bir duygu olduğunu tahmin edememiştim. Kahvaltımızı bitirip hazırlandık, okula doğru yola çıktığımızda üstümde bir heyecan vardı. Burak'tan sonra ilk defa okula sevgilimle gidecektim. Ve arkamdan kimse boynuzlarımı konuşmayacaktı.

Arabadan beraber indiğimizde Timur yanıma geçip elimi tutmuştu. Bana bakıp, "Hazır mısın?" dedi. Kafamı salladım, hazırdım.

Kampüse el ele girdiğimizde tüm kafalar bize dönmüştü. Aralarında tanıdıklarım gülümseyerek bakarken diğerleri 'bu ikisi ne alaka' dermiş gibi bakıyorlardı. Uzaktaki Burak'la göz göze geldiğimizde sinir ve alay dolu gülümsemeyle yüzüme bakıyordu. Bu bakışma kısa sürmüştü çünkü Burak öfkeyle yanımıza adımlamaya başlamıştı. İki- üç dakika içerisinde Timur'un karşısına geçip yakalarına yapıştı.

"Sen benim sevgilime nasıl dokunursun lan?!" 

Bağırtısıyla herkesin dikkati üzerimize toplandığında ben gerginlikle ikiliyi izliyordum. Timur Burak'ın ellerini sinirle yakalarından çekip, "Eski sevgilin diyecektin herhalde, ayrıca aldattıktan sonra mı aklına geldi bir sevgilin olduğu şerefsiz" 

Sözleriyle karşısında ki Burak'ı iyice kudurttuğunda güldü, Burak hedefini bana çevirip yüzüme baktı. "Tek aldatan ben değilmişim sanırım, sende biz sevgiliyken bu puştla görüşüyordun" Bana öfkeyle bakan gözlere şaşkınlıkla bakıyordum. "Ne saçmalıyorsun be? Ben seni aldatmadım" dedim sinirle. Burak benim sözlerime gülüp, "Ben kesmeyince gidip başkalarının altına mı yatıyorsun sen?" 

Bu sözlerin ardından yapacak bir şey yoktu, Timur Burak'ın üstüne atlayıp yüzüne yumruklarını geçiriyordu. Burak gelen darbelere dayanamayıp yere yapıştığında Timur onu bırakmayıp üstüne çıkmış dövmeye devam ediyordu. Etraftaki meraklı kalabalığa bakıp, "Ne bakıyorsunuz ya dağılın!" 

Bağırmamla biraz da olsa etrafımda ki kalabalık azalmıştı ama Timur bir türlü sakinleşmiyordu. Yanına yaklaşıp kaldırdığı yumruğunu tuttum, bana dönmesiyle ona bakıp. "Yeter aşkım, yapma. Hakkediyor ama sende zarar görüyorsun" dedim kanayan eklem yerlerine bakarken. Timur kendine geldiğinde ayağa kalktı, elleri kendisinin ve Burak'ın kanlarından görünmüyordu. Kampüsün içine girdiğimizde 

"Sen az önce ne dedin?" Timur'un yoğun sesiyle duraksadım ve ona döndüm. "Ne dedim?" neyden bahsettiğini anlamıştım ama naz yapmak istiyordum. Timur da bunu anlamış olacak ki az önceki anlar hiç yaşanmamış gibi gülmüştü, "Sen var ya beni mahvedeceksin hissediyorum" dedi ve kolunu belime atıp yürümeye başladı. 

.............

Hellüüü😺

Aşklarım nasılsınız?

Umarım iyisinizdir💕

Kısa bir geçiş bölümü yazdım size bu bölümden sonra artık olaylar başlar( ne olayı bende bilmiyorum ama kaos istiyorummm)

Oy ve yorum sınırı getirecektim ama siz onu da boş verip beni ortada bırakırsınız😅

Lütfen lütfennnn oy vermeyi ve yorum atmayı unutmayın🙏🙏

Diğer hikayelerime bakıp beni wattpad'ten ve instagram'dan takip etmeyi unutmayınn🙏🙏

İnsta: andrepola_watty

muahhh💋💋

Zengin Çocuk Fakir AdamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin