Bölüm 11

119 5 2
                                    

Medya: Ata [beğenmezseniz kafanızdakiyle devam edin aşklarım]

Oy ve yorum atmayı unutmayın🥰🎀

Ata

Dün gece kollarında uyuyakaldığım adamın yatağında gözlerimi açtığımda yanımda olmadığını fark ettim. Günler sonra ilk defa dinç bir şekilde uyanmıştım. Timur resmen ilaç gibi gelmişti bana, onunlayken çok mutluydum. Yatakta doğrulup etrafıma baktım, Timur görünürde yoktu. Bir süre yatak başlığına yaslanıp kendime ayılmak için vakit ayırdım. Malum dün alkolle yaşamadığım sarhoşluğu bir adamın dudaklarında yaşamıştım. O anlar aklıma gelince elim ister istemez dudağıma çıktı, biz öpüşmüştük...

Yataktan kalkıp telefonumu elime aldığımda saattin çoktan öğleden sonra iki olduğunu görmüştüm. Bu saate kadar uyumak hiç benlik değildi. Bildirimlere baktığımda annemden gelen ondan fazla aramaya göz devirdim. Bugün telefonu elime almayacaktım, sadece Timur'a odaklanacaktım. Telefonumu kapatıp ayaklandım ve odadan çıktım, mutfaktan gelen güzel kokularla Timur'un nerede olduğunu anlamıştım. Adımlarımı oraya yönelttim, mutfağa girdikten sonra Timur'u kahvaltı hazırlarken gördüm.

Üst tarafının çıplak olmasıyla gözlerim şenlendiğinde kapıya yaslanıp onu izledim. Ciddi bir şekilde önünde ki yemeklerle ilgileniyor ve tam duyamadığım bir şarkı mırıldanıyordu. Güzel sesiyle dudaklarım kıvrıldığında daha fazla beklemeyip yanına ilerledim ve beline kollarımı doladım. Yüzümü sırtına yan bir şekilde dayayıp sarıldığımda teninin kokusu burnuma gelmişti, erkeksi hoş bir kokusu vardı.

"Bu hareketlerinle beni çok zorladığını bilmeni istiyorum güzelim"

Sözlerini duyduğumda ister istemez kıkırdamıştım. Onu zorlamak hoşuma gidiyordu, hatta direkt kendisi çok hoşuma gidiyordu.

"Bir şey yapmıyorum ki aşkım" dedim cilveli sesimle. Söylediklerimle bedenin kasıldığını hissetmiştim. Kollarımı nazik bir şekilde bedeninden ayırıp bana döndü, elleri belimi bulduğunda yüzümdeki gülümse büyüdü. "Senin 'aşkım' diyen dillerini yerim yavrum ama lütfen beni zorlama. Zaten şu güzelliğin karşısında zor dayanıyorum" dedi ve dudaklarıma kısa bir öpücük kondurup işine geri döndü. Sözleri çok hoşuma gittiği için bir süre etkisinden çıkamamıştım sonrasında yanına geçip boş olan tezgaha oturdum. Ne yaptığını izlerken yan tarafımda duran doğradığı salatalıklardan alıp yiyordum.

"Akşam seni harika bir yere götüreceğim, umarım beğenirsin" Timur'un sözleriyle daha da heyecanlandığımda yerimde kıpırdanıp duruyordum. Ona baktığımda bu hallerime sırıttığını gördüm, onun sırıtışına karşılık bende sırıttığımda ikimizde gülüyorduk.

"Timur, sen spora mı gidiyorsun?" bir anda sorduğum soruyla şaşırdığında bana döndü tekrardan, merakıma gülüp. "Evet, yavrum. Genelde haftanın dört günü spora gidiyorum" dediğiyle gözlerim açıldığında bedenini süzdüm, kesinlikle mükemmeldi. "Bende gitmek istiyorum ama üşeniyorum" dedim dürüstçe. Timur yanıma yaklaşıp bacaklarımı ayırdı ve aralarına girdi. Yüzlerimiz eşit seviyedeyken iki elini bacaklarımın üstüne koyup okşamaya başladı.

"İhtiyacın bile yok ki yavrum. Kıvrımlı belin, hafif belli olan karın kasların, ince bacaklarınla kusursuzsun. Ama illa istiyorum dersen benimle birlikte spora gidebilirsin, seni orada görürsem daha da hırslanırım" dedikleriyle kollarım boynuna dolandığında onu biraz daha kendime çektim. "Bakıyorum da bedenimin haritasını çıkartmışsın" dedim gülerken. Timur cümlemle kahkaha atarken onu izledim, kendini durdurup yüzüme yaklaştı ve çenemi öptü. "Gözlerimi alamadığım için senin bedenini senden iyi biliyorum canımın içi" Sonda söylediği hitapla olduğum yerde erirken yüzümü Timur'un boynuna sakladım. Canının içiydim be.

Zengin Çocuk Fakir AdamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin