3

1.7K 72 3
                                    



"Nereye gidiyoruz Barış?"

"Beyi attık yani?"

"İş saatlerim dışındasın şuan." dedim ve ona dönüp gülümsedim. Gözleri dudaklarıma kaydı ve kısa bir süre yüzümde dolanıp geri önüne döndü.

"Nereye gideceğimizi söyleyecek misin yoksa korkmaya başlamalı mıyım?"

"Aç mısın?

"Yani bir tık." dememe kalmadan araba zaten sahil kenarında bir yerde durmuştu. Arabadan indik ve yaklaştıkça fark ettiğim küçük bir dükkanın önüne geldik.

"Salih abim kolay gelsin."

"Oo aslanım gelmiş. Hoşgeldin oğlum! Uzun zamandır uğramıyordun bu tarafa."

"E abi biliyorsun antremanıdır, maçıdır karışık işler. Zaman bulamıyordum. Bir uğrayalım dedik."

Barışın sözü bitince adamla göz göze geldik. Gülümsedim ve kendimi tanıttım.

"Merhaba, Selin ben."

"Merhaba kızım ben de Barış'ın abisi gibiyimdir hep bir uğrar kereta." Adamla Barış gülüştüler.

"Abi bize her zamankinden iki dürüm."

"Tamam oğlum siz bir köşeye geçin geliyorum."

Barış ile beraber kayalık tarafında kalan küçük sandalyeleri çekip oturduk. Bir süre ikimizin de ağzını bıçak açmadı.

"Acı seviyorsun değil mi?" diye sordu.

"Severim."

Salih abi dürümleri masaya bıraktı, iki tane de ayran getirdi.

"Ayranı çalkalamayı unutma."

"O kadarını da biliyoruz bi zahmet. Sen beni ne zannettin?"

"Burayı gördüğünde bi ağzın yüzün şaştı da ondan."

"O olduğumuz yerden değil senden." dedim ve dürümden bir ısırık aldım. Tadı cidden iyiydi.

"Anlamadım? Benim neyim varmış?" Bana çatık kaşlarla baktı. Ağzı da doluydu pek ciddiye alamadım.

"Yani Barış Alper Yılmaz genelde barlarda, restorantlarda olurdu. Buluştuğun kadınları genelde böyle yerlere mi getiriyorsun?"

"Senin benim buluştuğum kadınlarla derdin ne?"

"Bir derdim yok sadece merak."

"Fazla merak ediyorsun, etme. Keyfini çıkar." dedi ve nerdeyse bitmek üzere olan ayranından bir yudum alıp geriye yaslandı. Ben de bitirmek üzereydim zaten.

Ben de yemeyi bitirince ikimiz de kalktık. Salih abiye teşekkür edip geri arabaya bindik. Araba çok sessizdi. İkimiz de konuşmayınca Barış'a bakarak elimi kaldırdım ve arabadan radyoyu açtım.

Haberin yok ben ölüyorum
Sen gelirken ben gidiyorum
Dermanım yok ben ölüyorum
Ayrılırken ben içiyorum

Evimin önünde durdu. Kapıyı açtım ve arabadan indim.

"Teşekkür ederim, güzel bir gündü." dedim.

"İyi akşamlar ." dedi ve içeriye girmemi beklemeden basıp gitti.

&

Bölümü oylarsanız çok sevinirim💗

thinking of you. / barış alper yılmaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin