8

1.8K 81 51
                                    



Almanya'ya çoktan gitmiştik. Milli takımdakilerin bizden haberi vardı bu yüzden gayet normal davrandılar. Sadece Kerem sürekli yenge diye dolaşıyordu Barış ona deme dese de ağzından sürekli çıkıyordu bu kelime.

Gürcistan, Çekya ve Avusturya'yı yenmiştik. Bu yüzden grubun enerjisi baya bir yüksekti. Bu tabi ki Barış'la benim ilişkime de yansıyordu. Her yerden takipleşmiştik, gün geçtikçe ona karşı kendimi daha yakın hissediyordum. Barış'ın tek kendini üzdüğü şey bir türlü gol atamamasıydı. Savunmada çok iyi olduğunu ama bir kere de gol atmak istediğini söyleyip kendini yiyordu. Ben de onun yanında olduğumu olabildiğince hissettirmeye çalışıyordum, gittikçe daha çok yakınlaşıyorduk. Kardeşimle Ayça'nın her şeyden haberi vardı. Kerim bizi hoş bulmasa da her zaman arkamda olduğunu söylüyor Ayça ise ikimize fan sayfası açmamak için kendini zor tutuyordu.

Otel odasında ben kahvemi yudumlarken onlar antrenmandaydı. Barış gelene kadar duşa girdim. Yaklaşık 20 dakika sonra bornozumla beraber yatağa uzandım. Kapının açılma sesiyle başımı o tarafa çevirdim. Barış Alper gelmişti.

"Yorulmuşa benziyorsun."

"Bacaklarım ağrıdı baya." dedi ve kendini yatakta benim yanıma attı.

"Ay pis pis uzanma yatağa!"

"Bir de temizlik hastalığın mı çıktı şimdi başımıza." dedi ve gülümsedi.

"Ya ne alaka çamurlu çamurlu gelmiş uzanıyorsun."

"Selin bir dur cidden yoruldum. Ayağa kalkacak halim yok." Kolunu gözlerinin üstüne koydu ve yatar gibi bir pozisyon aldı.

"Masaj yapayım mı?" dememle beraber gözlerinin açılıp bana bakması bir oldu.

"Yapar mısın?"

"İzle de gör." Bornozumun ipini sıkılaştırıp o sırt üstü yatarken bacaklarının arasına geçip oturdum. Ellerimin hep çok yumuşak olduğunu söylerlerdi. Baldırlarına ellerimi koyup yavaşça sıkıp geri çekmeye başladım. Altımda gözleri mayışmış bir şekilde beni izliyordu. Çok güzel gözüküyordu.

Bacakları bitince kendi gövdemi biraz daha yukarıya çektim ve vücudumu ona doğru eğip omuzlarını ovmaya başladım. Tam noktasına elim değmiş olacak ki gözleri aniden kapandı ve ağzından ufak bir inleme çıktı. Tam o kısımda ellerimi geri çekip kendimi direkt yanına attım. Eğer devam etseydim çok daha farklı yerlere gidebilirdi.

"Bu kadar mıydı yani?" diyip bana küçük bir çocuk gibi itiraz etti.

"Banyoya gir hadi yarın maçınız var iyi dinlen." Yarınki maçı hatırlamış olacak ki hızlıca kalkıp banyoya girdi. Yarın Hollanda'yla maçları vardı. Çeyrek finale kalmamızla beraber inançları yüksekti umarım da kazanırlardı.

&

Bugün diğer günlerden daha stresliydi Barış. Maçın başlamasına az bir süre kala millilerin yanına gitmiştim. Onlar kendi aralarında şakalaşıyorladı, beni görünce direkt içeriye aldılar. Maça çıkmadan önce Barış'a sarıldım, dışarıdan rahat gözükse de kalbinin atışını ve ellerinin titreyişini hissettim. Daha sıkı sarıldım ve saçlarının üstüne ufak bir öpücük bırakıp odadan çıkmaya hazırlandım. Arkamdan direkt Barış'a bakıp oooo demeye başlamışlardı.

"Yengeye bak yengeye" Kerem'in bunu demesiyle Barış dışında herkes gülmeye başladı. Barış da sahte bir sinirle Kerem'e kızdı.

"Sussana lan!" Ama o da gülümsüyordu. Bu durum onun da hoşuna gidiyordu, yani gidiyordu herhalde?

Odadan çıktıktan yaklaşık 20 dakika sonra maç başladı.

&

Yazar ağzından;

Artık taraftarın da inancı kalmamıştı. Son dakika Semih değişikliği yapılmıştı ama bir şey değişmemişti. Maç kaybedilmişti. Herkes aşırı üzgündü, Arda ve Hakan ağlıyorlardı. Taraftardan ses seda yoktu.

Soyunma odasına geçtiklerinde yine aynı yas devam ediyordu. Barış sadece yeri izliyor yerinden kalkmıyordu. Hakan ise her ne kadar ağlasa da arada bir gelip herkese destek veriyordu, omuzlarını sıvıyordu. Barış'ın üzüntüsü gittikçe kendini sinire bıraktı. Yerinden ayaklandı.

"Ben böyle işin amına koyayim ya! Keşke benim yerime sen çıksaydın oğlum!" dedi Semih'e dönüp.

"Abi sen gayet iyiydin, kendini suçlama. Montella son dakika değiştirmeyecekti!" diyerek Barış'a destek vermeye çalıştı Semih ama Barış durmuyordu.

"Oğlum bi dur sakin ol bir suçlu falan yok ortada!" dedi Cenk.

"O siktiğimin kalesine bir gol bile atamadım!" dedi. Gittikçe daha çok sinirleniyor, kedini suçluyordu.

"Abi sakin ol lütfen. Yemin ederim çok iyiydin ya." dedi Arda. Barış sustu ama içi hala yangın yeriydi.

&

Otellere varmışlardı. Barış hızlıca ayaklarını yere ses çıkartacak kadar sert basarak odaya gidiyordu. Arkasından son duyduğu şey Hakan'ın "Bir yavaş ol lan!" diye bağırışı oldu. Asansöre bindi ve odaya çıktı.

Selin'in ağzından

Eve geçeli olmuştu baya. Maçı kaybetmiştik ben de eğer Barış'ın yanına uğrarsam daha çok sinirlenir diye direkt otele geçmiştim. Akşam eve gelir o şekilde konuşuruz hem daha da sakinleşmiş olur diye düşünmüştüm.

Kapıya sert bir şekilde vurulmasıyla hızlıca ayaklandım. İyi de Barış'ın anahtarı vardı? Kapının deliğine bakıp Barış olduğunu anlayınca kapıyı açtım.

"Barış? Neden kapıyı anahtarınla açmıyorsun korkuttun beni." Gözlerim yüzüne kaydı baya bir üzgün görünüyordu ama beni korkutan öfkesi oldu.

"Sus."

"Ne?"

"Sadece sus." Gözlerini yerden çekip gözlerimin içine baktı. Ve aniden ellerini saçlarıma geçirip kendine çekti ve beni öpmeye başladı.

Öpüşü çok sertti. Dişlerini bazen dudaklarıma geçiriyor, benden bir karşılık bekliyordu. Dayanamadım ve ben de ona karşılık verdim. Ayağımla açık olan kapıyı ittirip kapattım ve onu içeriye aldım.

Öpüşmeye devam ederken kalçalarımı sıkmasıyla beraber bacaklarımı yerden kesip beline sardım. Bir yandan kendimi ona sürtüyordum. Dudakları dudaklarımdan çekilip boynuma doğru gitti oraları emiyor sonra üstlerine küçük küçük öpücükler bırakıyordu. Başımı arkaya atıp ufak ufak inlemeye başlamıştım. Bu ortamı alevlendirmiş olacak ki beni yatağa doğru sertçe bıraktı ve önce kendi üstündekileri sonra beni soymaya başladı. Onun altında sadece boxer bendeyse iç çamaşırlarım kalmıştı. Boynumdan başlayarak  önce göğsümü sonra kilotumun üst kısımlarını öpmeye başladı bir eli de göğüslerimi sıkıp duruyordu. Altımdaki ıslaklığı ve onun sertliğini hissetmeye başlayınca anladım ki bu gece uzundu.

&

Bölümü oylayıp yorum bırakırsanız çok sevinirim, maçı kaybettiğimizi yazmak yük gelirmiş insana😔

thinking of you. / barış alper yılmaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin