14

1.2K 61 4
                                    



Selin yatakta bacaklarının zonklamasıyla uyanmış ve Barış'ı kolu belini sarmış başıysa boynuna gömülmüş bir şekilde görünce gülümsemişti. Daha uyanmamış derin bir uykudaydı. Dün gece sınırlarını baya bir zorlamış ve korunmamışlardı. Bugün Selin'in acilinden bir hamilelik hapı alması lazımdı.

Aralarındaki bazı sorunlar çözülmüştü hatta sevişmeleriyle beraber hiçbir şey yokmuş gibi gözüküyordu ama hala eritemedikleri bazı buzlar duruyordu.

Selin'in rakip takımın oyuncusunun menajerliğini yapıyor olması gibi.

Selin şuan kendini öyle rahatlamış hissediyordu ki kafasını oyalaması gereken çoğu şeyi düşünmek bir yana bilmek bile istemiyordu. Dün gece öncekinden daha güzeldi. Barış Selin'i uçuyormuş gibi hissettiriyor, elinin değdiği her yeri rahatlatıyordu. Bazen saçlarını okşuyor bazen ise asla acımıyor istediği inlemeyi Selin'in ağzından duyana kadar onu yoruyordu.

Bir de sabaha doğru uykularının kaçmasıyla Barış her şeyi başından sonuna kadar anlatmıştı. Ona karşı neler hissettiğinden tut transferine kadar. Selin, Esin ile çıkan haberlerinin konusunu açmış Barış ise yalan söylememiş her şeyi anlatmıştı. Selin zaten farkındaydı kendinden önce birilerinin olduğunun çünkü Barış hiç tecrübesiz bir insana benzemiyordu. Fakat yine de ondan sonra birisinin onun vücudunun her noktasına değmesi kırmıştı. Arkasına dönüp yatacakken Barış dudaklarını boynundan sırtına kadar öpmüş ve sürekli Selin'in özel olduğunu ondan başkasının asla kendini iyi hissettiremeyeceğini, onu tamlayanın o olduğunu sayıklayıp durmuştu. Selin de geri dönüp sadece sarılmıştı.

Ve şimdi Barış'ı uyandırmadan ufak bir duş alıp minimal ama güzel bir kahvaltı hazırlamaya başlamıştı. Üstüne Barış'ın dolabından uzun bir tişört geçirmiş altına bir şey giymeyi tercih etmemişti. Yumurtayı pişirirken arkadan boynuna gelen bir yüz ve belimi saran iki kocaman el ile irkilmesi bir oldu.

"Hmm bazıları uyanmış bile bakıyorum." Barış, Selin'in boynuna ufak ufak öpücükler bıraktı. Selin başını yavaşça Barış'a döndürdü Barış da kafasını kızın boynundan kaldırdı.

"Daha uyanmazsın diye düşünmüştüm aslında."

"Antrenman falan oluyor ya genelde ondan erken kalkıyorum yavrum." Yavrum mu? Dün akşam başını bir yere çarpmıştı herhalde. Selin tek kaşını kaldırdı.

"Hayırdır bu rahatlık, bu özgüven?"

"Dün akşam baya bir rahatladım ben ya." Sırıtmaya başladı ve yine Selin'e sırnaşmaya başlamışken Selin omuzlarına ellerini atıp bir tık uzak tuttu Barış'ı.

"Dün akşam yetmedi mi?" Barış ağzından kısa bir tık sesi çıkarttı. Selin utanmış olacak ki Barış'ın kolunun altından hızlıca kaçıp masaya ilerledi. Baya bir kızarmıştı.

"Hadi bak valla bayılacağım halsizlikten yiyelim artık şunları. Ayrıca o yumurtayı da al ordan. Bir de peynir çıkart tabağa koy. Su için bardaklar da nerdeyse artık." Bir anda utançtan o kadar hızlı konuşmaya başlamıştı ki Barış kahkaha atmaya başladı. Selin de güldü.

"Evet efendim emrinizdeyim." diyerek Selin'e doğru bir tık eğildi. Selin de sessizce şapşal diyip masayı hızlıca hazırladılar.

"Barış bir baksana şu yumurtaya tuzsuz olmamış dimi?" Barış hemen eline bir ekmek parçası alıp bana bana yedi.

"Lan aşırı güzel bu! Kızım sen ne baharatı attın bunun içine?" Rol yapmadığı belliydi çünkü bütün bütün ekmeklerle dürüm yapıp ağzına sokup duruyordu.

"Öyle normal aslında karabiber falan." Selin belli etmese de götü kalkmış yüzüne ışık gelmişti.

"Valla anneminkiyle yarışır." Duyduğu cümleyle beraber Selin'in içtiği su boğazında kaldı, öksürmeye başladı.

"Annen ne alaka ya?" Barış gülümsemeye başlamıştı bile. Kızla bir tık eğlenecekti.

"E kızım Rize'ye gideceğiz beraber, ailemle tanışacaksın ya haftaya?"

"Ha?" Selin cidden şoka girmiş gibiydi. Barış kenarda her şeyi ağzına tıkıyor, Selin sadece donup Barış'a bakıyordu.

"Anneme derim artık gelininin eli dışı yemem ben diye." Selin de artık şaka yaptığını anlamaya başlamıştı.

"Of çok gerildim Barış şakana sıçayım sabah sabah."

"Yok tabi yavrum bu işin şakası da tanışırsın bir ara."

"Nasıl yani?"

"Selin bak ben seninle görüşmeye devam etmek istiyorum." Barış bir tık ciddileşmiş ve yemeyi bırakmıştı.

"Tamam görüşürüz de şuan neden söylediğini anlamadım. Bir tık ani değil mi?"

"Ciddi düşünüyorum ben, bunun anisi falan olmaz diye düşünüyorum." Selin cidden gerilmeye başlamıştı. Barış da istediğini duyana kadar devam edecekti, biliyordu.

"Of Barış yani cidden şu kahvaltıyı bir edemedik ya. Yumurtadan nerelere geldi konu." Barış bir süre bekledi, Selin yemeye devam etti. Bir anda Barış'ın dediğiyle beraber Selin durdu.

"Selin benimle çıkar mısın?"

&

Bölümü oylayıp yorum bırakmayı unutmayınnnn💗💗💗

thinking of you. / barış alper yılmaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin