18

1K 77 15
                                    



Barış hemen Selin'e bakıp telefonu açtı. O konuşmadan annesi konuşmaya başlamıştı bile.

"Oy oğlum bu haberler ne?" Arkada kız kardeşlerinden biri annesine 'anne dur bir' diyordu.

"Sağol anne ben de iyiyim." Barış o kadar sakindi ki Selin'le aşırı zıtlardı. Selin kenarda dolaşıp duruyor Barış'a ne olduğunu soruyordu.

"İyisin iyisin, iyisin tabi! O kız kim?"

"Hayatımdaki kadın." Barış bunu söylerken Selin'e bakmamıştı bile, çok netti. Annesinden bir süre ses gelmedi sonrasıysa kız kardeşlerinden gelen koşuşturma sesleriydi. İsminin Yeliz olduğunu öğrendiği kardeşlerinden biri aldı telefonu eline.

"Abi sen ne diyosun? Şimdi mi söylenir?"

"Hoparlöre al beni." Bir süre sessizlik gelince dediğini yaptığını anlayıp sözüne devam etti.

"Kim o kız dediğiniz Selin, benim aşık olduğum ve evleneceğim kadın. Yarın da Rize'ye getiriyorum tanışırsınız uzun uzun." Selin arkada Barış'a sürekli öyle deme diyordu.

"Anne! İyi misin?" Başka bir ses geldi telefona bu da diğer kardeşiydi sanırım. Yeliz kolonya getirdiğini söylüyor Emine teyze ise ay ay diye söyleniyordu. Telefona başka bir erkek sesi geldi. Ses kalındı ve yaşlı bir adamdan çıkıyordu.

"Oğlum sen boşver takma kafana burdakileri, yarın getir hanım kızımızı." Barış gülümsedi, babasının tepkisi üstündeki gerginlikten az da olsa almıştı. Annesi hala söylenmeye devam ediyor 'Senin ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu Yüksel' diyordu.

"Hadi yarın görüşürüz o zaman." Barış kısa kesti ve telefonu kapattı, Selin'e döndü.

"Beni istemeyecekler dimi Barış?" Barış sadece Selin'in yüzüne baktı. Biliyordu çünkü. Ailesi çok sıkıydı, kendi istedikleri gibi bir gelin bekliyordu. Fakat Barış biliyordu ki onların istedikleri Selin değildi.

"Seni ben istiyorum, gerisinin bir önemi yok." Barış Selin'i hem gözlerinden hem de karnından öptü.

&

Sabah hızlıca küçük bir valiz hazırlamış arabaya binmişlerdi. Selin bir yandan kendi ailesine açıklama yapıyor bir yandan da arabayı süren Barış'ın ağzına kendi yaptığı küçük tostlardan veriyordu.

"Of anne ne uzatıyoruz ki? Barış'la tanıştınız zaten." Bir süre sustu. "E tamam işte evleniyoruz, bu güzel bir şey."

Yolları şöyle böyle hızlıca geçmişti. Rize'ye geldiklerinde arabayı park edip birkaç foto çekinmiş sonra yeniden eve doğru giden yola devam etmişlerdi.

Dışarıdan yeşilliklerin arasında çok hoş gözüken bir evin önünde durdular. Selin stresten titremeye başlamıştı bile.

"Barış inmesek mi? Ben tanışayım hemen sonra kalkalım olur mu?"

"Kızım bir haftalığına geldik ya?" Selin iç çekti.

Arabadan bütün eşyaları kapıp indiler. Terleye terleye birkaç merdiven çıkıp kapının önüne geldiler. Barış bebekten dolayı Selin'in eline çok yük vermemişti. Barış'ın elinde valizler varken Selin ile bakıştılar.

"Selin çalsana kapıyı."

"Sen çal ben çalmayım ayıp olur."

"Kızım ellerim dolu görmüyor musun!"

"Of tamam ya ben çalarım." Selin hemen elini zile attı bir o kadar da hızlı geri çekti. Sanki kapıda yatıyorlarmış gibi saniyesinde kapı açıldı.

thinking of you. / barış alper yılmaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin