Altıma hızlıca mavi bir kot üstüne düz ama vücudumu saran kısa kollu beyaz bir tişört giydim. Üstüme bir de lacivert ceket attım.Makyajı çok abartmadım sadece gözlerimi siyah bir far ve kalem yardımıyla belirginleştirip maskara sürdüm. Cilt makyajlarını çok sevmezdim çünkü çillerimin ayrı bir albenisi olduğunu düşünüyordum. Dudağıma hızlıca bir kalem geçip rujumu dokundurarak uyguladım.
Maça gideceğim için çok fazla hazırlanmak saçma geliyordu fakat Barış'la karşılaşacağımı düşünmek biraz daha özenmeme sebep oluyordu.
Yine de bu süreci kısa tutup kol çantamı aldım ve hızlıca evden çıktım.
&
Maçın başlamasına baya bir süre varken gelmiştim ki zaten öyle olması gerekiyordu. Mert'in yanına soyunma odalarına doğru ilerledim.
Yanda Galatasaray'ın bulunduğu yere gözüm çarptı. Hızlıca Mert'in olduğu tarafa gittim. Onun yüzünü görmek bile istemiyordum.
"Kimler buyur etmiş?" dedi Mert ve beraber odaya geçtik.
"Bir uğrayalım dedik." dedim sahte bir göz devirmeyle. O da bu hallerime güldü.
"Birazdan başlar maç sen nerden izleyeceğini biliyorsun zaten." Kafamı onaylarcasına salladım.
"Bir de abim şimdiden söyleyeyim o çocuğu görüp sakın moralini bozma." Barış'tan bahsediyordu.
"O kim ki benim moralimi bozuyor? Öyle bir yeri yok bende."
"İçim rahat çıkıyorum sahaya o zaman?"
"Çık bir de benim için geçir bi tane." Güldü ama ben ciddiydim aslında?
Biz bir süre daha Mert'le konuşmuş ve diğer oyunculara da şans dilemiştim. Artık odalardan çıkma vakti gelmişti.
Kapı açılmış oyuncuların hepsi çıkıyordu. Sonda benle Mert kaldı. Mert'in çıkmasıyla tek başıma kalamayacağım için ben de çıktım.
Galatasaray oyuncularının çoğu gelmişti bile. Gözlerim Kerem'e kaydı o da beni fark etmiş olacak ki bir tek benim duyabileceğim şekilde fısıldadı.
"Yenge?" O an o kadar trajikomik geldi ki gülmeye başladım. Galatasaray'ın oyuncuları odadan çıkıyor ben kahkahalarla gülüyordum. Mert beni sarstı.
"Noldu lan? Duygu patlaması mı bu?" Tam önüme dönüp konuşacaktım ki kıvırcık sarı saçlar görüş açıma girdi.
"Komik olan neymiş bakalım? Söyleyin biz de gülelim." demesiyle azıcık olan mutluluğumu da sömürmüştü.
Görmeyeli tipi hiç değişmemiş aksine daha bir yakışıklı olmuştu. Kasları daha belli olmuş, saçları aynıydı.
Önüme dönüp sadece Mert' e doğru baktım o da beni desteklediğini hissettirmek için elini omzuma koydu yavaşça patpatladı. Barış'ın gözlerinin hala üzerimizde olduğunu hissediyordum. Bilerek elimi Mert'in elinin üstüne koydum.
Bir anda yanımızdan gelen yüksek sesle sağıma döndüm. Barış bize doğru adımlamış Abdülkerim hızlıca duruma el atıp onu durdurmuştu. Duymayacağımızı zannedip Barış'ın kulağına fısıldadı.
"Oğlum bir sakin ol. Sahada yeriz Sivas bebesini nerde olduğunu öğretiriz." Kerem de duymuş olacak ki gülmeye başladı. Mert' e doğru döndüm. Sadece gülümsüyor ve başını sallıyordu.
Bu maç epey bir zor olacak gibiydi.
&
Ay bu bölüm epey bir kısa oldu geçiş gibi ama akşama bir tane daha bölüm atmayı planlıyorum o uzun olur büyük ihtimal.
Oy ve yorum bırakırsanız çok sevinirimm💗

ŞİMDİ OKUDUĞUN
thinking of you. / barış alper yılmaz
Fiksi RemajaOh, baby, take a look around. I'm the only one that hasn't walked out. I'm right here, here.