7

1.3K 66 6
                                    




Yaklaşık 3 gündür sevgili gibi davranıyorduk fakat antremanlarına çok uğramadığım için bu rol işinde çok zorlanmıyordum. Menajerliği bitmişti bir de bu başlamıştı.

Yalan söylememek lazım bir tık etkileniyordum ondan. Bu kendini bilmiş tavırları beni kendine çekiyordu. Ha bir de vücudu. Bembeyazdı ve kastan oluşuyordu ama abartı da durmuyordu. Her ne kadar itiraz etsem de onu aslında çoğu zaman inceliyordum. Bu durum beni rahatsız etmeye başlamıştı, aklımı bu kadar kurcalamayı bırakması gerekiyordu.

Barış'a bu kadar laf etmeme rağmen ben de flörtöz kadının tekiydim. Karşı taraftan en ufak adımı gördüğüm anda beni tanıyamazdınız. Ama genelde hepsi kısa süreli olur çoğusuyla bir daha karşılaşmazdık bile. Dışarıdan soğuk nevalenin teki olsam da insanlarla yaklaşınca en iyi halimi göstermeye çalışırdım.

Annem ve babam uzakta oturuyor, kardeşim Kerim ise üniversitesini İstanbul'da benimle aynı şehirde okuyordu. Her ne kadar sürekli kavga etsek de canımın içiydi benim. Çok kez söylemiştim benimle kalmasını ama arkadaşıyla kalmak istediğini söyleyip reddedip durmuştu. Ben de daha fazla ısrar etmeyi bırakmıştım.

&

Kendi kendime bir kaseye cips doldurup film açtım. İzlerken bir yandan telefonumu kontrol ediyordum. Barış'tan gelen mesajla filmi durdum.

Barış Alper Yılmaz
Nasılsın?

Bana öylesine yazmazdı kesin bir şey olmuştu. Daha fazla kendimi yemeden yanıt verdim.

Selin
İyi uzanıyorum öyle, sen?

Barış Alper Yılmaz
Aynı ben de.
Buluşalım mı?
Bir şeyler anlatmam lazım.

Selin
Tabi.
Kötü bir şey mi oldu?

Barış Alper Yılmaz
Kötü değil.
Gelince konuşuruz uzun uzun.
Evine geliyorum bu arada.
Dışarıda birileri görmesin şimdi.

Kırılmam gerekmese de kırılmıştım. Konuştuğu kızlarla günü gün ediyordu, sevgilim diye tanıttığı kızla görüntülenmek istemiyordu.

Selin
Bekliyorum.

Mesajı atıp ortalığı biraz düzelttim, zaten beş dakikada kapı zilinin çalması bir olmuştu. Hızlıca kapıya doğru gittim ve açtım.

"Naber?" dedi ve beni bir süzüp ayakkabılarını çıkartmaya başladı. Altında gri bir eşofman üstündeyse beyaz vücuda hafiften yapışan, kollarını daha da belirginleştiren bir tişört vardı.

"İyi, geç hadi içeriye." Koridordan yürüdü ve salona ilerledi. Koltuğun üstündeki battaniyeyi biraz kenara çekti ve oturdu. Ben de hemen çarprazındaki tekli koltuğa geçtim.

"Direkt konuya giriyorum. Herkese sevgili olduğumuzu anlattım. Uzun süredir yakındık zaten dedim onlar da çok takılmadılar. Seni biliyorlar yani haberin olsun."

"Ben de nasıl açıklayacağımı düşünüyordum, iyi yapmışsın. Bu muydu sadece?" dediğimde asıl konuya geçeceğini anladım oturuşunu hafiften düzeltti.

"Milli takım kadrosunda ben de varım." Duyduğumla beraber hem şaşırdım hem de çok sevindim. Barış cidden uzun zamandır çok iyi performans sergiliyordu. Hakettiğini bulmuştu.

"Ne diyorsun Barış, çok sevindim!" diyerek olduğumdan yerden kalkıp onun oturduğu uzun koltuğun yanına geçtim ve kollarımı açıp ona sıkı bir şekilde sarıldım. Yaptığıma şaşırmış olacak ki bir süre ellerini nereye koyacağını şaşırdı ama sonunda soğuk ellerini belimde hissettim. Kısa bir süre başını boynuma soktu ve geri çekip yüzü yüzüme yakın konuşmaya başladı.

"Ben diyorum ki sen de benimle Almanya'ya gel. Hem sevgiliyiz demedik mi gelmezsen bence garip kaçar."

"Sen desene Selin ben seni yanımda istiyorum diye, sevgililik yalanını bahane etme."

"Selin ben seni yanımda istiyorum." demesiyle beraber put gibi kesildim. Ellerim boynunda kaldı. Yüzüme bakarak piç piç sırıttı.

"Diyemem mi sandın?" dedi fısıldarcasına. Ama bu sefer bozuk plak gibi anın büyüsüne takılı kalmayıp ellerimi üzerinden çektim ve ayaklandım.

"Of hemen şımardın be. Gelicem tamam çok ısrar ettin." Ayakta ellerim belimde ona bakıyordum. Oysa benim dediğimi duyduktan sonra sanki hiçbir şey yapmamış gibi kaşlarıyla ellerini havaya kaldırıp dudaklarını büzdü.

"Ne yapmışım ben? Yalnız şuan suçsuz oldukça masum ve bir o kadar da yakışıklı bir adamı suçluyorsunuz." Bu çocuk halleri aşırı hoşuma gidiyordu işte. Ufak bir kahkaha attım. O da ayaklandı.

"Ben daha durmayayım eşyaları düzenleyeceğim. Sana bir iki gün önceden haber veririm, hazırlanırsın."

"Tamam ararsın beni."

"Ha bu arada instagramdan da takip isteği atarım. Sevgiliyiz sonuçta garip durmasın." dediğiyle beraber gülümsedim.

"Tamam kabul ederim." Ayakkabılarını hızlıca giydi ve asansörü çağırdı. Asansör gelince son bir kez dönüp bana baktı ve gitti.

&

Bölümü oylayıp yorum bırakırsanız çok sevinirimm💗💗💗

thinking of you. / barış alper yılmaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin