15

1.1K 57 0
                                    



Selin donmuş, Barış'ı izliyordu. Barış da bir şey oldu diye korkup tam Selin'i dürtecekti ki üstünde ıslaklık hissedince geri çekildi. Selin ağzındaki suyun tamamını püskürtmüştü.

"Neyden bahsediyorsun sen be?" Barış elini kaldırıp iki parmağıyla gözlerini ovuşturmaya başladı.

"Barış niye bu kadar acelecisin ya? Daha ortada bir ilişki bile yok."

"Olsun diye çabalıyorum zaten! Ama sende o duyguyu göremiyorum."

"Ne duygusu?"

"İstek." Selin derin derin nefesler aldı başını önüne eğdi ve geri kaldırdı.

"Sen o isteği aylar önce kendi ellerinle parçalandığın için olabilir mi acaba?!"

"Yine aynı mevzular ya, yine aynı mevzular! Kızım biz konuşmadık mı bunu çözmedik mi? Dönüp dolaşıp aynı yere geliyorsun."

"Belki de ben hala kabullenemiyorumdur Barış."

"Neyi kabullenemiyormuşsun sen?"

"Bana dokunduğun gibi başka kadınlara da dokunmanı!" Selin işaret parmağıyla Barış'ın göğsüne baskı yaptı.

"Sana dokunduğum gibi kimseye dokunmadım!" Barış Selin'in elini tuttu ve öpmeye, okşamaya başladı. "Asla."

"O zaman neden bu kadar hızlı davranıyorsun Barış?"

"İstiyorum çünkü! Hemen olsun istiyorum! Beklemeyelim istiyorum!"

"Çok saçma ama bu yaptığın!"

"Çok saçma ha? Çok saçma." Barış biraz uzaklaşıp güldü. Ve geri yaklaştı. "Sen rakip takımın git en yakını ol sonra bana saçma!" Konu çirkinleşecek gibi duruyordu.

"Ya bu kaçıncı? Bu kaçıncı! Diyorum sana abim gibi o benim! Ne yapsaydım sen beni çöp poşeti gibi attığında işsiz mi kalsaydım?!"

"Bilmem belki daha iyi olurdu!"

"Sus artık sus!" Tam Barış konuşmaya başlayacaktı ki Selin'in telefonu çalmaya başladı. Hızlıca telefonu eline alıp baktı.

Annem🖤  arıyor...

"Kimmiş arayan?"

"Mert arıyor konuşacak mısın?"

"Bir kere de alay etme." Selin hızlıca telefonu açıp kulağına tuttu bir yandan da Barış'a bakıyordu.

"Alo anne."

"Kızım." Sesi çok kötü geliyordu ağladığı belliydi. Selin iyice endişe yaptı.

"Anne iyi misin? Bir şey mi oldu?" Barış Selin'in yanına geldi 'ne olmuş, bir problem mi var' diye fısıldamaya başladı.

"Kızım bak sakın telaş yapma. Biz hastanedeyiz zaten."

"Ne hastanesi? Ne oluyor artık biri bana bunu açıklayabilir mi acaba!"

"Kardeşin kaza yapmış motorsikletle. Ameliyatta şuan." Barış hemen Selin'e döndü. Selin'in gözünden bir damla yaş düştü.

"Ne?"

"Kızım bak sakın acele yapma biz zaten yanındayız." Selin telefonu kapattı. Bir süre ayakta öylece durdu.

"Selin gel bebeğim şöyle bir su içelim sonra hastaneye gidelim." Barış Selin'i kolundan tuttu ve yavaşça çekti.

"Barış annem ne diyor? Kerim kaza yaptı mı diyor! Gidelim Barış, hastaneye gidelim!"

" Tamam gidelim canım benim hemen gidelim."

&

Hastaneye gelmişlerdi. Selin hızlıca kapıyı açıp koşturmaya başladı. Arkasını dönüp baktığında Barış arabanın yanında duruyordu.

"Gelsene."

"Ben de mi?"

"Gel, sana ihtiyacım var." Barış'a bu cümle yetmişti bile. Beraber kapının ameliyathanenin önüne kadar geldiler.

"Anne, baba." Selin hemen gidip ikisini de öpüp sarıldı. "Nasıl olmuş?"

"Kızım sakin ol. Az önce doktor geldi konuştu. Durumu iyiymiş. Nasıl olduğunu da uyanınca öğreniriz." dedi esmer tenli, yeşil gözlü ve yaşı olan adam. Selin'in babası olduğuna emindi Barış. Birden Selin'in babası Barış'a baktı daha sonra da Selin'e.  Annesinin de dikkatini çekmiş olacak ki o da bir süre gözlerini ikisinin üzerinde oyaladı. Barış elini kolunu nereye koyacağını bilemiyor gibiydi.

Selin de dönüp Barış'a baktı ve yanına gidip Barış'ın elini elinin içine aldı.

"Özür dilerim daha önce söylemedim. Tanıştırayım Barış. Sevgilim."

&

Oylamayı ve yorum bırakmayı unutmazsanız çooook sevinirimm💗💗

thinking of you. / barış alper yılmaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin