🍁
Dört arkadaş oturma odasındaki koltuklara oturmuş doktora bakıyorlardı. Siyah bir gömlek ve pantolon giymiş olan Profesör Doktor Kim Namjoon eliyle gözlüğünü düzeltti. Elindeki kitabı yanına koydu ve defterini açıp kalemini hazır etti.
Günler önce iletişim kurduğu doktoru kapının önünde gören Taehyung oldukça şaşırmıştı. Sonra eşinin gayet rahat bir şekilde doktora seslenip içeri çağırmasını izledi. Şok olmuş şekilde ikisine bakarken Jungkook bu haline gülerek açıklamıştı. Meğer Jungkook'u yanına alan ve Yoongi'nin iyileşmesini sağlayan profesör Namjoon'muş. Taehyung şaşırmakta haklı olduğunu savundu. Sonuçta şehrin en ünlü doktoru her gün kapısında belirmiyordu.
Şimdiyse hepsi doktoru inceliyordu. Defterinin boş bir sayfasını açan Profesör, Jimin ve Yoongi'ye döndü. "Taburcu olmuşsun Yoongi. Delta tamamıyla iyileşmiş olmalı. Geçen gün yaptıklarını hissetmeyen var mı?" Taehyung ve Jungkook hissetmişti ama diğer ikisinin ne yaşandığına dair bir fikri yoktu. Kurtlarını serbest bıraktıktan sonra ne yaşandığını hatırlamıyorlardı. Ertesi günde yatakta uyandıklarından sorgulamamışlardı. Yoongi merakla sordu. "Ne yaptı ki?"
Namjoon Yoongi'ye döndü. Delta Yoongi'nin içinde olabilirdi ama hiçbir kurt sahibiyle tam anlamıyla bütün olamazdı. Yoongi deltanın güçlerini kullanabilirdi ama delta özgür kaldığında kullanabileceği güçle Yoongi'nin ki kıyaslanamazdı bile. Hem Yoongi'nin deltanın güçlerine dair ne kadar bilgisi vardı, tartışılırdı.
"Deltan önce şehri lavlarla kapladı. Muhtemelen özel gücü bu ve herkese bunu kanıtladı. Ardından gür bir şekilde uludu. Bu da liderlik göstergesi gibi bir şey. Eşin hariç hepimizin kurdu içimizde itaat moduna geçti." Gözlerini Jimin ve Yoongi'ye çevirdiği zaman bunların hiçbirini bilmediklerini bakışlarından anladı. Zaten çoğu kişi dönüştüğünde ne yaptığını bilmezdi.
"Gece yarısı etrafın lavlarla kaplı olduğunu görüp ikisini almak için Jungkook'la sahile gittik. Biz yoldayken uluma sesiyle bizim kurdumuzda itaat moduna geçti. Biz yine de devam ettik. Jimin ve Yoongi'nin kurdu birbirlerine sokulmuş yatıyorlardı. İkisini birbirinden ayırmak oldukça zordu ve Yoongi'nin kurdu çok büyük ve güçlüydü. Eve taşırken biraz zorlandım. Muhtemelen belim orada incindi ama sorun yok." Namjoon olanları dikkatle dinledi. Başını onaylarcasına salladı. Defterine bir kaç not aldı. Deltanın başkası tarafından taşınması normal miydi? Ya da Taehyung ve Jungkook deltanın güvenini çoktan kazanmış olmalılardı. Böyle olduğunu kabul ederek devam etti. "Delta hangi renkti? Tüyleri ve göz rengini soruyorum."
Jungkook lafa atladı. Deltayı gördüğünde içinde o kadar büyük bir hayranlık belirmişti ki, asla unutamayacağı bir görüntüydü. "Simsiyah tüyleri vardı. Belki kömürden bile daha karanlık olabilir. Gözleri de koyu kırmızıydı. Kan kırmızısı gibiydi. Çok etkileyiciydi." Namjoon dikkatle dinledi. Defterine Jungkook'un söylediklerini ekledi.
Simsiyah tüyler.
Kan kırmızısı gözler.
Namjoon elini çenesine koyarak bir süre düşündü. Bu mümkün müydü? Siyah kurtlar çok nadir görülen bir şeydi. Deltaya özel değildi, diğer türlerde de görülebilirdi. Bu tüylerin özelliği ise geceye hükmetmekti. Bu zamana kadar yapılan araştırmalarda bu kanıtlanmış bir şeydi. Diğer renklere sahip kurtlar güçlerini gündüz ve gece aynı derecede kullanabilirdi fakat siyah tüylü kurtlar gündüz güçlerini kullanabilmenin yanı sıra geceleri güçlerini karanlıkla birleştirip karşılaştıkları herhangi bir saldırıda çok daha avantajlı olurlardı. Demek ki delta beklediğinden çok daha güçlü bir deltaydı.
