🍁
1 hafta sonra
Bir hafta önce ilk kez bir araya gelen yedi kişi, geçen sürede planlarını yapmışlardı. Çiftler beraber kaldıkları sürede birbirlerini iyileştirmişler ve aralarındaki sorunları halletmişlerdi. Şimdiyse herkes aynı evde, yeniden bir araya gelmişti. Son kez üstünden geçtikleri planı uygulamak üzere bu gece harekete geçeceklerdi.
Gençliklerinin zirvesindeydiler. Hâlâ aptalca şakalar yaparak sokaklarda özgürce dolaşmaları gerekirken ölüme kendi ayaklarıyla gidiyorlardı. Bazı sebeplerden dolayı geleceği en net görebilen delta, sakince ortalıkta geziniyor ve Lotus çiçeği sahiplerine söylediklerinden pişman olmaya başlıyordu.
Jungkook eşine deltanın söylediklerini diğerlerine söylemeleri gerektiğini söylemişti. Ancak alfa bunu kesin bir dille reddetmişti. Kendileri bile büyük bir dehşete kapılmışken böyle bir şeyi dostlarına iletmek sadece daha çok korkmalarını sağlardı. Bu da ümitlerinin ve cesaretlerinin azalmasına sebep olurdu.
Lotus çiçeği sahipleri geçen bir hafta boyunca aralarındaki güven duygusunu iyice arttırmışlardı. Parlayan çiçekleri ise mutlu olduklarının kanıtıydı. Birbirine kenetlenmiş elleriyle koltukta gergince oturuyorlardı. Aşk kelimesini kavramaya zamanı olmayan bu ikili, hızlı atan kalplerinin tek sebebinin içlerindeki korku olduğunu sanıyordu.
Zambak çiçeği sahipleri ise rahat bir hafta geçirmişlerdi. Ellerinden geldiğince dinlenmişler ve bununla kalmayıp tüm hafta boyunca bugün ki planı garanti altına almaya çalışmışlardı. Üyelerin haberi olmadan birkaç iş çevirmişlerdi ama bunu kimseye söylememişlerdi. Bilinmezliğe direkt dalacak olmalarına karşın ellerinde güçlü bir silah olmalıydı.
Vita, bu süreçte doktora ve yazılımcı omegaya yardımda bulunmuştu. Her ne kadar psikoloji okuyor olsa da Hoseok'un geçmişi çok aydınlık sayılmazdı. Vita olduğu belirlenmeden önce türlü pis işlerle uğraşmıştı. İsteyerek değildi ama yapmıştı. Namjoon ve Seokjin ile tanıştığı gün hayatı aydınlanmaya başlamıştı. Kirli hayatından kurtulduğunu sandığında ise geçmişinden aniden çıkagelen biriyle ruh eşi çıkmıştı. Kurdu bile istemediği için bu bağı bozmuştu. Acıyla geçen günlerinde ise her zaman olduğu gibi bu iki arkadaşı yanında olmuştu. Şimdiyse daha kalabalıklardı. Altı tane dostu vardı ve hepsini korumalıydı. Vita, çoktan yeminini etmişti.
Yoongi ve Jimin ise bir hafta boyunca mutlu olamamışlardı. Kavuşmaları her şeyi düzeltecek sanmışlardı ama işler öyle ilerlememişti. Eskisine göre daha iyilerdi belki ama iyileşmeleri çok yavaştı. Günlerdir ağlıyor ve birbirlerine acılarını döküyorlardı fakat yetmiyordu. Ellerinde ve bileklerinde bulunan çiçekler parlamıyordu. Jimin dostlarının çiçeklerine içi giderek bakıyordu. Yoongi ise onu neşelendirmeye çalışıyordu ama başarılı olamıyordu. Higanbana laneti buydu belli ki.
İçlerinde, derinlerinde bir şey vardı. Kader ile dans eden bir şey.
Saatlerdir konuştukları plan ise basitti. Yoongi en başta başka güçlü alfalardan yardım almak istemişti ama delta reddetmişti. Çoğu güçlü alfanın çoktan kaçırıldığını ve kalanları da göz göre göre ölüme götüremeyeceğini söylemişti. Savaşacak kişi sayısı yediden ibaretti. Omegalar ısrarlar üzerine kendilerini bu savaşa dahil etmeyi başarmışlardı.
Delta siyah bir kurt olduğundan gece saldırmaları onlar için bir avantaj olacaktı. İlk önce delta kendini gösterecek gelen karşılığa göre kalan alfalar da harekete geçecekti. Vita savaşta kritik noktalarda olacak ve depoya ulaşmaya çalışacaktı. Ne yaptıklarını anladıklarında ise karşı tarafın sonu gelmiş olacaktı.
Beraberinde bir çok ayrıntı barındıran bu plan her bakımdan riskliydi ancak başka çareleri yoktu. Tüm kurtlar bu plana sadık kalmayı düşünürken delta hepsinden farklıydı. Usulca geziniyor ve nefret duygusunu bastırmaya çalışıyordu. Plan istedikleri gibi gerçekleşmeyecekti. Bilinmeyen, çözülmeyen özellikle beklenmeyen çok fazla şey yaşanacaktı.
Saatin tik tak sesi durduğunda hepsi aniden ayağa kalktı. Akşam olmuştu. Bekledikleri an kapılarını çalmış, zamanı gelmişti. Bir adım attıklarında, savaşa girmek üzere attıkları bu adımın kendilerini ne denli büyük bir kıyamete götüreceğini bilmiyorlardı.
"O gün geldiğinde kıyamet kapıyı çalacak. Kan, etrafı kırmızıya boyayacak. Aniden çıkagelen, bilinmeyen benlikler şehri cehenneme çevirecek. Korunması gerekenlere Tanrı sırt çevirecek..."
